Beyaz maymun kız arkadaşımı kaçırdı! Beyaz maymun | Open Subtitles | خطف القردُ الأبيض صديقتِي القرد الأبيض خطف |
Berbat bir kaydı olan son derece sıkıntılı bir F.B.I. ajanı dokuz yaşındaki bir çocuğu kaçırdı. | Open Subtitles | شخص مزعج من الاف بي اي ومسجل حقير خطف ولدا عمره 9 سنوات |
Frost kendini Goehring'e dönüştürüyor ve kadın kaçırma işine dönüyor. | Open Subtitles | فروست حول نفسه الى غورنغ و عاد الى خطف النساء |
Hikayede rüzgar çanları, karavanlar ve insan kaçıran uzaylılar var. | Open Subtitles | القصة تتضمن ادوات هوائية للعزف مقطورات خطف من قبل الفضائيين |
Bence yarına kadar beklemek istemezsin çünkü kızlarını kaçırmak üzere. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك تريد الانتظار للغد لانها تحاول خطف أطفالك |
Doktor siyah zırhlı bir arabanın içindeki kişiler tarafından kaçırıldı. | Open Subtitles | لقد تم خطف الدكتور بواسطه اشخاص في عربه سوداء مصفحه |
Manyağın teki içinde 30 yolcu bulunan bir belediye otobüsünü kaçırmış. | Open Subtitles | نعم، خطف معتوه حافلة للبلدية مع 30 راكباً على متنها، هذا سبب وجيه |
Herhalde düşündü ki, ben... de bir kaçırılma kurbanı olduğum için yardım edebilirim. | Open Subtitles | . كنت ضحية خطف عندما كنت طفلاً ، يمكننا أن نساعد |
Altı yıl önce kız kardeşini kaçırıp öldüren adam olduğundan emindi. | Open Subtitles | و مسدس عيار 38 وقالت انها متأكده انه خطف وذبح أختها |
April Ross'tan kaçtıktan sonra onu parktan kaçırdı, buraya cinayet mekanına getirdi. | Open Subtitles | لقد خطف أبريل من الحديقة بعد أن هربت من روس و أحضرها إلى هنا إلى منطقة القتل الخاصة به |
Sadece bir hafta önce bir iblis ablam kaçırdı öğrendim. | Open Subtitles | لقد عرفت منذ بضعة أسابيع . أن مشعوذ قد خطف شقيقتي |
O veya onun için çalışan birisi oğlumu kaçırdı ve karımı öldürdü. | Open Subtitles | هو أو شخص ما يعمل لديه خطف ابني و قتل زوجتي |
Hayır, hayır hanımefendi. Yapmayın! Bu bir kaçırma, sürücü şüphelenir. | Open Subtitles | سيدتي, لا تقتربي من السيارة هذا السائق مشتبه بعملية خطف |
Evet tatlım. Kesinlikle. Bu adam kaçırma, bu bir saldırı. | Open Subtitles | ـ أجل يا عزيزي، تمامًا ـ هذا خطف وأعتداء |
Çocuk kaçıran ve katil olan biri en fazla cezayı almalı. | Open Subtitles | خطف طفل و قتله يجب أن يتلقى مرتكبه الحد الأقصى للعقوبة |
Balıkçılık ya da insan kaçırmak dışında bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | كان من الممكن انّ تكون غير صياد و خطف الناس |
Yaşlı kaçırıldı alır, muhtemelen doğru, Chinatown onu almak idare etmez? | Open Subtitles | حسنا ، عندما يتم خطف أحد الكبار لن يأخذوه فحسب للمدينة الصينية ، أليس كذلك ؟ |
Doğru. Çünkü Dr. Bloom Barry Bonds'u kaçırmış, | Open Subtitles | لأن الدكتور بلوم خطف باري بوندس |
Ayın 26'sında, Takada'nın kaçırılma olayından sonra... Mikami bankaya gitti. | Open Subtitles | في السادس و العشرين من الشهر , بعد تقرير خطف تاكادا ميكامي توجه إلى المصرف |
Bu adam yeniyetme çocukları kaçırıp tecavüz etti ve onları öldürdü. | Open Subtitles | هذا الرجل الذى خطف واغتصب مراهقين وقتلهم |
Maske takmadan beni tanıyan birisini kaçırmaya çalışacak kadar aptal mıyım ben? | Open Subtitles | كم من الغباء سيكون أن أحاول خطف شخص يعرفنى بدون إرتداء قناع؟ |
Çünkü biliyor olsan kaçırılmış süsü vermek için Danny'nin odasını dağıtırdın. | Open Subtitles | لأنك لو كنت تعرف لكنت خربت غرفة داني لتجعل الامر يبدو وكانه خطف من هناك عن ماذا تتحدث؟ |
Belki de diğer köpeği kaçırdığını duymuşlardır. | Open Subtitles | في الواقع, لربّما كلابه سمعوا بشأن كيف حاولتِ خطف الكلب الآخر |
Reeves'lerin kaçırılması için ödeme yapan gizli alıcının parayı yolladığı yerin izini sürdüm. | Open Subtitles | انا تعقبت اثر النقود من اجل ذلك المشترى الخاص الذى دفعهم من اجل خطف بنات ريفييس. |
Çocuğun teki çantasını çalmaya kalkıştı, ben de onu durdurdum. | Open Subtitles | الفتى أراد خطف حقيبة والدتك. تمكنت من منعه. |
Sen oğlumu kaçırdın, tıpkı diğerlerini kaçırdığın gibi. | Open Subtitles | أنت من خطف ابني ،وخطفتي الاطفال الآخرين |
Demek Gwen Lieber kaçırılan kardeşini bulman için seni tuttu. | Open Subtitles | واو , يبدو جوين ليبر اساجرتك لتجد من خطف اخوها |