Çamaşır suyu hakkındaki bir şeyde bazılarını çıkartırken, arkasında başka şeyler bırakmasıdır. | Open Subtitles | مسألة المطهر هي أنه قد يأخذ بعض الأشياء لكن يترك أخرى خلفه |
Ama, bana göre... bir kostümün en önemli parçası... kostümün arkasında yatan fikirdir. | Open Subtitles | ولكن في رأيي أهم شيء في الزي هو ما يوجد على ظهره خلفه |
O kadar kızgındım ki yürüyüp gitmesine izin verdim. peşinden gitmedim bile. | Open Subtitles | لقد كنت غاضبة جداً لقد تركته يذهب انا حتى لم اذهب خلفه |
Biraz sonra, kurbağa arkasına bakmış akrep onu k.çından sokmuş. | Open Subtitles | وعندما يَنْظرُ الضفدعُ خلفه ، يجد العقرب يعضه في المؤخرة |
Hırsız kameranın yönünü değiştirdiğine göre geride bir şey bırakmış olabilir dedim. | Open Subtitles | وبما أن اللص قد ركل الكاميرا الخفية فكرت بأنه سيترك شيئاً خلفه |
Cinayetten sonraki sabah otelden o kadar hızlı çıkmış ki eşyalarını ardında bırakmış. | Open Subtitles | خرج من الفندق بسرعة في الصباح التالي بعد الجريمة ترك جميع أغراضه خلفه |
Benim yaşımda ve konumumda biri .arkasında bırakacakları düşünmeye başlıyor. | Open Subtitles | رجل في عمري ومركزي يبدأ في التفكير فيما سيتركه خلفه. |
Aslında, onun arkasında, 611'de ne olduğunu da sorsak iyi olur. | Open Subtitles | لنرَ إن كانوا يتذكّرون ما كان يقف خلفه في الفراغ 611 |
Tarih dersinde arkasında oturuyorum. Çok farklı bir kafa yapısı var, tuhaf. | Open Subtitles | لقد جلست خلفه في دروس التاريخ لديه جمجمة مميزة ، هذا غريب |
Bu süpürge odasının arkasında şuan var olan bir kapı. | Open Subtitles | فهو باب. والذي تَتواجد خلفه في الوقت الحالي خزانة التَنظيف. |
Ona karşı olduğunu biliyoruz, fakat hala arkasında kim olduğunu bulamadık. | Open Subtitles | نعلم أنه أمر مُخطط له لكن لا نعلم من خلفه بعد |
Birkezliğine ve tamamen canını hiçe sayıp, onun peşinden mi gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | حسناً ، أنت تود الركض خلفه ، وترم حياتك إلي الجحيم للآبد |
Yalnız takılıyormuş. Onlar bunun peşinden gidiyormuş. O da peşinden gelenleri indiriyormuş. | Open Subtitles | بدون حماية ويعمل بمفرده إذا سعينا خلفه فقد نستطيع الأمساك به الآن |
Çalışanın dediğine göre de, odayı tutarken epey gerginmiş. Devamlı arkasına bakıyormuş. | Open Subtitles | وقال الموظف أنّه بدا مُتوتراً عندما نزل في الفندق، وظلّ ينظر خلفه. |
arkasına dolaşacağım. Eğer arkasına geçtiğimi görürsen... | Open Subtitles | سأتسلق من اعلى لأرى لو تمكنت ان أتى من خلفه |
Üstad, biliyorum ki ben yaralansaydım O beni geride bırakmazdı. | Open Subtitles | مُعلمتى, اعلم لو اننى اصبت فانه ما كان ليتركنى خلفه |
Seni bırakamadım anne. Küçük bir maceraperest, asla ardında birini bırakmaz. | Open Subtitles | لم أستطع ترككي يا أمي المغامر الصغير لا يترك أحداً خلفه |
Neyin peşinde olduğuna dair başka bir şey öğrenebildin mi? | Open Subtitles | هل حصلت على معلومات أكثر عن ما يسعى خلفه ؟ |
arkasındaki küçük depo kendisinin, ve bir Nijeryalının asgari ücretinin iki katını kazanıyor. | TED | هذا هو مستودعه المتواضع خلفه وهو يربح ضعف الحد الأدنى للأجور في نيجيريا |
diyordu. En sonunda, SKY'yi bir kutuya koyduk ve asker, merkezi terk edeceği zaman, onu orada bırakmayı tercih etti. | TED | في نهاية الأمر ،وضعنا الوجه في صندوق لاحتواء أكبر له، وعندما غادر العسكري المكان اختار أن يترك الوجه الدموي خلفه. |
Önde miydi, arkada mıydı hatırlamıyorum ama bir aracı sağa çektirdiğinden ve o araca doğru yürüdüğünden eminim. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كانت خلفه أم أمامه لكن اعلم أنه أُطلق عليه وهو ذاهب إلى السيارة |
Hayır, onun istediği, onun peşine düşmen. Öl ya da öldür. | Open Subtitles | لا، بل هو يريدك أن تسعى خلفه إمّا تقتل أو تُقتل |
onu adım adım takip edeceğiz. Ve bu kez hata yapmak yok. | Open Subtitles | سنكون خلفه خطوة بخطوة ولا أريد أخطاء هذة المرة |
Bence, karanlıkta Arkasından biri geldi ve omzunun üzerinden iki el ateş etti. | Open Subtitles | أن أحداً ما أتى خلفه في الظلام وأطلق تلك الرصاصتين من أعلى كتفه |
Bir erkeğin ardında bıraktığı o dağınıklık olmadan ev biraz ölü görünüyor. | Open Subtitles | يبدوالمنزلميتاًمندونتلكالفوضى .. التي يتركها الرجل خلفه. |
Ve ben gizlice arkadan çıktım. Orda bir hendek, bir çit ve ineklerle dolu bir alan vardı. | TED | وكنت انا اسير خلفه .. وكان هناك مثل سهل .. محاط به سور .. وفي داخله جمع من الابقار |