Manik Das Gupta burada. karını buraya yalvarmaya yollama. | Open Subtitles | مانيك داس ، معك جوبتا لا ترسل زوجتك للاستجداء |
Yash, bu Anjan Das. RAW başkanı. | Open Subtitles | ياش ، هذا أنجان داس ، مدير المخابرات الخارجية |
Yerinde bir söz, Das. | Open Subtitles | لَنْ تحتمل حسناً ما قلت يا داس |
Albay O'Neill o şey görünmeden önce yerdeki çembere bastı. | Open Subtitles | لقد داس الكولونيل أونيل فوق دائرة على الأرض قبل أن تظهر |
Bir gün ABD ile yaşanan savaştan kalan bir mayın tarlasına basmış ve bacağını kaybetmiş. | TED | وفي يومٍ ما، داس على لغمٍ أرضي من مُخلفات أيام الحرب مع الولايات المتحدة، وبُتِرت ساقه. |
Ben, Ghanshyam Das gibi Türkiye 'de çalışacağım. | Open Subtitles | سأعمل في تركيا مثل جانشيام داس |
Das polyester işinin tehlikeli olduğunu söylüyor - bırak onu. | Open Subtitles | داس كان يقول أن تجارة البوليستر خطرة اتركه - |
Amer'in dizginleri Bhagwan Das'ın ellerinde olacak. | Open Subtitles | "أن مسئوليات مقاطعة "آمير "ستكون بيد "بهجوان داس |
Sujamal, Bhagwan Das'ın emrinde olacak. | Open Subtitles | سولجهمال سيعمل تحت إمرة بهجوان داس |
Krallığın Bhagwan Das ve Maan Singh arasında paylaşılması umrumda değil. | Open Subtitles | ولا أمانع في تقاسم إمارتي مع بهجوان داس |
Bhagwan Das, okları çek! | Open Subtitles | بهجوان داس ، أرجوك أنزع الأسهم |
Royal Stockholm Orkestrası ile Das Rheingold'u harika yönetmişti. | Open Subtitles | عندما قاد "داس رينغلد" مع اوركسترا استكهولم الملكية كان رائعا |
Das Zimmer. Sen de bu topluluğun bir parçasısın. Dillerine saygı göster. | Open Subtitles | داس زيمر , انت من الطائفة احترم لغتها |
Söylediğim şeyi kanıtlamak için Bay Ranjit Das'ı çağırmak istiyorum. | Open Subtitles | الأن سأدعو السيد " رانجيت داس " لأثبات هذا |
Bay Das, kulüpte böyle olaylar olduğu zaman kulüp görevlileri bu olayla nasıl başa çıkabiliyor? | Open Subtitles | " أيها السيد " داس هل يمكن أن تخبرنا ماذا يفعل رؤساء النادي عندما يحدث مثل هذا الحادث ؟ |
Bu özür notu ve Bay Das'ın durumu Vikram'ın olur olmaz şeylere sinirlenip, silahını çektiğinin net kanıtıdır. | Open Subtitles | لقد أثبت برسالة الأعتذار و أقوال " داس" بأن فيكرام " كان يفقد صوابه بسبب أسهل الأمور و كان يخرج المسدس سريعا |
Richard Wagner. Das Rheingold, perde II. | Open Subtitles | "ريتشارد فاغنر" ، "داس راينجولد" المعزوفة الثانية. |
Kafesinin kapağını açık unuttum ve babam üzerine bastı. | Open Subtitles | لقد تركت باب القفص مفتوحاً وأبى داس عليه |
Carl arabadan çıkarken boynuma bastı. | Open Subtitles | لا, لا شيء من هذا كارل داس على عنقي لكي يخرج من السيارة |
Yani boyaya muhtemelen öldüğü gün bastı. | Open Subtitles | فذلك يعني أنّه على الأغلب قد داس على هذا الطلاء في اليوم الذي قُتل فيه. |
Ormanda tek başında yürüyormuş ve ıslak bir şeye basmış. | Open Subtitles | كان يمشي وحيدا في الغابة ومن ثم, داس على شيء رطب |