Hayır, hayır, gerçek bir çalışma ve davranışsal ekonomi ile çok ilgili. | TED | كلا، كلا، كلا، هذه دراسة حقيقية ولها علاقة كبيرة جدا بالاقتصاد السلوكي. |
Bir hastaneye gelirseniz size bakmak için kaç klinisyen gerektiğini ve bunun zaman içinde nasıl değiştiğini araştıran bir çalışma yapıldı. | TED | وهناك دراسة حيث أنهم يتطلعون في العيادات كم استغرق العناية لك إذا وصلت إلى مستشفى، كما أنها تغيرت مع مرور الوقت. |
Bu sadece eğlenmek için. Araştırma geliştirme çalışması olarak başladı. | Open Subtitles | لقد إبتدت في بيعها كنوع من دراسة السوق و الأذواق |
DW: Yani insanlar örneğin şunu bulmuştur neden görme duyumuz olduğunu farketmeden görme duyusu üzerine çalışmak bir hatadır. | TED | د. و. : اكتشف الناس على سبيل المثال أنّ دراسة البصر في غياب ادراك لماذا لدينا بصر هو خطأ. |
okul öncesi çocuklar ve sitelerle ilgili bir araştırmaya yardım ediyordum | TED | كنت أساعد في إجراء دراسة بحثية حول أطفال مرحلة ما قبل المدرسة ومواقع الويب. |
Bu işlem tamamlandı. İkinci çalışma, bu planları çalışmak. Ne yapılacağını belirlemek için. | TED | وقد تم ذلك. الثاني الآن هو دراسة كل تلك المخططات لتحديد ما سنبنيه. |
Bİz de bunun doğru olup olmadığına dair bir çalışma yapmaya karar verdik. | TED | وهكذا قررنا عمل دراسة بحثية لمعرفة ما إذا كان هذا صحيحًا أم لا |
Kasım 2016'da yönetici tazminatlarına ilişkin bir çalışma manşetlerde yer aldı. | TED | دراسة عن أجور التنفيذيين كانت حديث الصحف الوطنية في نوفمبر 2016 |
Paramız yoktu, o yüzden küçük ucuz bir ilan verdik, hapishane hayatıyla ilgili bir çalışma için üniversite öğrencileri | TED | لم يكن لدينا المال، لهذا نشرنا إعلانا صغيرا رخيصا، طلبنا فيه طلبة جامعيين للتطوع لإجراء دراسة على حياة السجن. |
İnsan formu üzerinde çalışma ilahi güce tapmak değilse,bir dışa vurumdur. | Open Subtitles | دراسة الجسد البشري هي تعبير ما لم تكن تعبّدًا للذات الإلهيّة |
Eh, benim için hedef, online iç dekorasyon çalışması .. | Open Subtitles | حسنًا، هدفي هو دراسة تصميم الديكور الداخلي عن طريق الإنترنت |
Ekonomik açıdan gerekçesini açıklamak için fizibilite çalışması başlattık | TED | وهكذا فوضنا مهمة إجراء دراسة جدوى اقتصادية لمحاولة بناء قضية. |
Aslında hiçbir şey. Eski okul kitapları, ve üzeri örtülmüş bir portre. | Open Subtitles | لا شيئ ، حقاً ، لقد كانت حجرة دراسة قديمة بها كتب و صورة مغطاة |
Ama bu kopukluk bir çalışmaya yılları adamaya vesile olur. | TED | لكن هذا الإنفصال سيتطلب منك قضاء سنوات على دراسة ما |
Ben ölümden sonra olacak herhangi bir şeyi incelemek için kabul ettim. | Open Subtitles | لقد وافقت على دراسة ماذا , إذا أي شيء يحصل بعد الموت |
Üniversitede Tarih okumak istiyor, çünkü Tarihçi falan olmak istiyor. | Open Subtitles | ويريد دراسة التاريخ في الجامعة يريد أن يكون مثل مؤرخ |
144 tane ayrı lisansüstü çalışmanın ve özgün bir tezin bitirilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | تطلب ذلك دراسة 144 وحدة من المواضيع الجامعية و كتابة فرضية حقيقية |
Sierra Loeona'ya yakından bakalım, altı milyon nüfuslu bir ülke, yeni bir araştırmaya göre yalnızca 10 uzman cerrah var. | TED | دعنا نركز على دولة سيراليون، الدولة ذات الستة ملايين مواطن، حيثُ أظهرت دراسة حديثة أن هناك 10 جراحين مؤهلين فقط. |
Bize, tamemen gizli müfettişler gönderdikten sonra yaptıkları bağış sayesinde meme yoğunluğu yüksek bin kadın üzerinde çalışma ve mammogram ile MBI'nin sonuçlarını karşılaştıracak bir araştırma yapma imkanı sağladılar. | TED | وقد كنا سعداء لاننا حصلنا على فرصة من خلال فريق باحثين من مختلف الانحاء سنحت لنا من خلالها دراسة 1000 إمرأة من ذوات الثدي الكثيف وبمقارنة الماموغراف والبي ام آي |
Bizi farklı kılan şey, bunun gerçek ders deneyimi olması. | TED | الذي أحدث الفرق هو أن هذه تجربة دراسة حقيقية. |
Ha, kanser araştırması için bir kaç sigara bırakabilir misin bize? | Open Subtitles | هلا تركت لي القليل من السجائر من أجل دراسة عن السرطان؟ |
Az önce eski sınıf arkadaşım, Andrew Paige ile konuştum. | Open Subtitles | لقد تلقيت للتو مكالمة من زميل دراسة سابق، اّندرو بيج |
Tüm dünyada kullandığımız bir teknikle bebekler ve her dilden sesler üzerinde çalışmalar yapıyoruz. | TED | لذا فقد عكفنا على إجراء دراسة على الأطفال بإستخدام نفس التقنية التي نطبقها في كل أنحاء العالم وأصوات كل اللغات. |
Bu kendi bakış açımızı destekleyen çalışmaları seçip inanabileceğimiz anlamına da gelmez, bu doğrulama yanlılığı olur. | TED | لا يعني ذلك اننا نستطيع فقط إنتقاء أي دراسة تدعم وجهة النظر الخاصة بنا لأن ذلك سيكون، مرة أخرى، إنحياز تأكيدي |