Eğer Bir dakika içinde sen de dışarı gelmezsen... buraya dönmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | و لو لم تخرج خلال دقيقة واحدة سيكون عليّ أن أعود إلى هنا |
Hayır! Bir dakika önce ölü gibiydi, sonra birdenbire canlandı! | Open Subtitles | لا دقيقة واحدة هو كَانَ ميتَ بالخارج هو كَانَ يقظَ |
Ucuna, kalbinizi Bir dakika içinde durdurabilecek zehirli bir madde sürdükleri oklar kullanıyorlar. | Open Subtitles | مولعون بالاسهم المغموسة بسم الأعصاب من شأنها أن توقف قلبك في دقيقة واحدة |
Bir dakika için diktatör sonrasında terk edilmiş bir şair. | Open Subtitles | في دقيقة واحدة قائد عسكري و في التالية شاعرٌ متيم |
O zaman madem buradan daha çabuk gitmeni sağlayacak bir dakikan var. | Open Subtitles | أتعلمين ماذا؟ إذا كان سيُخرجكِ من هنا بأسرع وقت لديكِ دقيقة واحدة |
Bir dakika daha ve ikinizde ölmüştünüz. İkiniz de kazanamayacaktınız. | Open Subtitles | دقيقة واحدة أخرى وكان كلاكما سيموت لم يربح أي منكما |
Bir dakika boyunca Case'e karşı dayanabilirsen, 100 dolar alıyorsun. | Open Subtitles | هو الذي يقاوم دقيقة واحدة الحال مع فوز 100 دولار. |
Kan kaybından ölmesi Bir dakika sürecekti. O yüzden bekledim. | Open Subtitles | يستغرق الأمر حوالي دقيقة واحدة لتنزف حتى الموت، لذا انتظرت. |
Çavuşa Bir dakika demiştin, o iki dakika dedi, ...ama on dakika oldu. | Open Subtitles | ..قلت لذلك العريف دقيقة واحدة و قال اثنان و الآن مضت عشر دقائق |
Bir sürü insan Bakire Mary'i gördüğünü söylüyor, hayalet gemiyi gören denizciler Bir dakika içinde görünüp kaybolduğundan bahsediyorlar. | Open Subtitles | حسابات الناس رؤية العذراء مريم البحارة أنهم رأوا شبح السفن التي هي هناك دقيقة واحدة وذهب في اليوم التالي، |
Diğeri hala üzerimdeydi, diğer akciğerime doğru çalışıyordu, sonra ona vurarak Bir dakika kazandım. | TED | الرجل الآخر كان لا يزال يعمل علي، انهيار رئتي الأخرى وتمكنت، بضرب هذا الرجل، من الحصول على دقيقة واحدة. |
1898'de ise Bir dakika içinde hedef merkezine beş mermi isabet ettiriyorlardı. | TED | وبعد ذلك وجدوا، في عام 1898، أنهم تمكنوا من إصابة نقطة الهدف بحوالي خمس رصاصات خلال دقيقة واحدة. |
Tamam mı? Panoramik bir çekim yapmam gerekiyor ve Bir dakika kadar sürecek bu yüzden konsantre olmalısınız, tamam mıdır? | TED | اتفقنا؟ احتاج لأن تكون لقطة شاملة، ولذا ستأخد دقيقة واحدة. لا بد لكم ان تركزوا. |
Eğer birileri aşağıda ise, her gün fazladan Bir dakika ile onları ayağa kaldırın. Ve bu harika olacak. | TED | إذا كان هناك شخص بأزمة، فساعده، فقط دقيقة واحدة إضافية في كل يوم، وسوف يصبح المكان رائعًا جدًا. |
Onun eski bir versiyonunun videosunu göstereceğim. Bir dakika uzunluğunda. | TED | وانا ذاهب الى عرض شريط فيديو من النسخة القديمة منه. الذي هو دقيقة واحدة فقط طويلة. |
Bir dakika, Eve. Bütün istediği New York'a gidip ona sorman. | Open Subtitles | دقيقة واحدة يا ايف ، كل ما تريده هو ان تذهب الى نيويورك و تطلب منها |
Her seferinde de yeniden başlamak için Bir dakika yetiyordu. | Open Subtitles | وفي كل مرة، دقيقة واحدة كافية لنعود لبعضنا. |
- Nasıl olduğu anlaşıldı. - Lütfen. Sadece Bir dakika sürer. | Open Subtitles | ـ تستطيع أن ترى كيف وقع الحادث ـ أرجوك ، دقيقة واحدة |
Sonuçları öğrenene kadar bir dakikamız var yani delirmek için bir dakikan var. | Open Subtitles | حسناً, عندنا دقيقة واحدة قبل ان نعرف النتيجة مما يعطيك دقيقة لكي ترتبكي |
Böyleyse burada Bir saniye bile durmam. Kızları alıp gidiyorum. | Open Subtitles | إذا كان الأمر هكذا لن اجلس دقيقة واحدة هنا سأخذ الفتيات وأرحل |
Geçit kapanmadan önce içinden geçerek onu tarihte mahsur kalmaktan kurtarmak için sadece Bir dakikanız var. | TED | لديك دقيقة واحدة لتقفز إلى البوابة وتنقذه قبل أن تُغلق وتتركه معلقًا في التاريخ. |
Elektriği Bir dakikaya kadar açmazsanız size bir rehine daha gönderirim ama gelip almaları için morg görevlilerini çağırırsınız. | Open Subtitles | إن لم تقم بإعادة الكهرباء خلال دقيقة واحدة فسأعطيك رهينة |
Biraz bekleyin, Bay McKinley. Devrimciler aralarında görüşme yapıyor. | Open Subtitles | دقيقة واحدة يا سيد مكينلى ثورى يقابل ثوريا آخر |
Benimki sadece bir dakikada kurur. Aynı şey ağaçlar içinde böyle. | TED | اما بالنسبة لي، سيجف في دقيقة واحدة ، نفس الشئ بالنسبة للأشجار. |
O hain hepimizi bir dakikalık çay vaktine hapsetti. | Open Subtitles | إن الوغد جمدت لنا دقيقة واحدة فقط قبل شرب الشاي. |
Haydi, sadece bir dakikalığına. | Open Subtitles | انه رأس العام الجديد هيا دقيقة واحدة فقط |