Demek, gitmemize izin verdiler çünkü Klytus, hafızanı sildiğine inanıyor. | Open Subtitles | لذا هم دعونا نهرب لان كلايتس يظن انه محا ذاكرتك |
hafızanı bir kanıt haline getirmene yardım etmek istiyorum. Benim gibi şüpheci birinin bile bir hata bulamayacağı kanıt. | TED | أرغب بمساعدتك بتحويل ذاكرتك لدليل دليل، حتى عالم ذاكرة مشكك مثلي لن يجد غلطاً فيه. |
Adam sanatçıydı. Belki hafızan canlanır. | Open Subtitles | ذلك الشخص كان فناناً، ربما ذلك ينعش ذاكرتك |
Belki kaybolan insanların kayıtları, hafıza geri kazanmanı sağlayabilir? | Open Subtitles | ربما يكون لدى قسم الأشخاص المفقودين معلومات تعيد لك ذاكرتك |
İhanet fevkalâde sübjektif bir terim. Her neyse, hafızanın geri gelmesine sevindim. | Open Subtitles | الخيانة ليست إلا تعبير وهمي بأي حال، أنا سعيد لكونك استعدت ذاكرتك |
Eğlenceliydi, çünkü aslında hafızanızı eğitmekle ilgisi yoktu. | TED | كان ممتعاً لأن هذا لم يكن في الحقيقة حول تدريب ذاكرتك |
Jo, hafızanı test edelim. Geçtiğimiz her dükkanın adını söyle. | Open Subtitles | جو" دعنا نختبر ذاكرتك" ستخبرنى بأسم كل متجر نمر بجواره |
Müdürün aniden hafızanı yitirdiğine mi inanmasını istiyorsun? | Open Subtitles | وأنت تريد من الحارس أن يظن أنك فقدت ذاكرتك فجأة |
hafızanı kullanmanı, karşılaştırma yapmanı ve düşünmeni gerektirmeyecek bir çare buldun. | Open Subtitles | لقد اخترعت وسيلة تريح ذاكرتك وانتباهك،لكن لا يهم |
hafızanı zorla. Getirildiğinde ne giyiyordu? | Open Subtitles | نشط ذاكرتك قلايلاً ماذا كان يرتدي عندما جلبوه الى هنا |
hafızanı ve kız arkadaşını geri kazandın. Daha ne arıyorsun ki? | Open Subtitles | لقد استعدت ذاكرتك وصديقتك اذن عن ماذا تبحث الآن؟ |
Belki de Diğerleri'nin kurallarına göre senin hafızanı silmeyi gerekli gördü, fakat, arkadaşın ve rehberin olarak, onu birgün tekrar elde etmeni diledi. | Open Subtitles | ربما كان المطلوب محو ذاكرتك بحكم قانون الأخريين كصديقكَ وناصحكَ، تَمنّتْك فى يومَ واحد أَنْ تستعيدَه |
hafızan iyileşiyor gibi göründüğüne göre... bize, başka neler gördüğünü anlatabilir misin? | Open Subtitles | حسناً ، بما أن ذاكرتك أصبحت واضحة لآن هل تستطيعين إخبارنا ما الذي لاحظته أيضاً ذلك الوقت؟ |
hafızan mı zayıflıyor Anjali. asıl sen hergün kaybederdin. | Open Subtitles | هل ذاكرتك تخونك انجلى لقد كنت اهزمك يوميا |
Yüksek dozu, hafıza üzerinde etkiye sahip. | Open Subtitles | مع الجرعات الكبيرة منه يستطيع أن يتحكم فى ذاكرتك |
İhanet fevkalâde sübjektif bir terim. Her neyse, hafızanın geri gelmesine sevindim. | Open Subtitles | الخيانة ليست إلا تعبير وهمي بأي حال، أنا سعيد لكونك استعدت ذاكرتك |
Yani beyinde hareket etmenizi ya da görmenizi ya da hafızanızı yahut iştahınızı vb. kontrol etmeye adanmış bölgeler bulunuyor. | TED | فهناك مناطق في الدماغ مسؤولة عن التحكم بحركتك أو رؤيتك أو ذاكرتك أو شهيتك و هكذا.. |
Ve geçmişi de hafızanız haricinde göremezsiniz. | TED | ولا تستطيع رؤية الماضي ، إلا في ذاكرتك. |
Görsel hafızandan elde ettiğin paranın yerini gösterecek bilgilerin dışında hiçbir şey söylemeni istemiyorum! | Open Subtitles | لا أريد أن أسمع كلمة أخرى منك إلا ما تخرجه ذاكرتك المصورة بخصوص الخريطة |
Ama holografik hafızana ulaşabilirsen bir ipucu bulabilirsin. | Open Subtitles | لكن إذا دخلت إلى ذاكرتك الهولوغرافية، قد تجدين دليلا |
Odanı görene kadar hafızanda daha derinlere in. | Open Subtitles | اذهبى الى اعماق ذاكرتك حتى تتمكنى من مشاهدت غرفتك |
Geçmişten gelen bu patlamalardan biriyle benimle ilgili anıların ortaya çıkacak. | Open Subtitles | كل ما سيتطلبه إنعاش ذاكرتك تجاهي هو إحدى ذكريات الماضي هذه |
Asıl sorun anılarını unutman değil, anılarını unutmamaya çalışmanın yarattığı sonuçlar. | Open Subtitles | هذا لا يحصل ..بسبب فقدانك ذاكرتك بل نتيجة محاولتك الاحتفاظ بها |
Doğru mu hatırlıyorsun? | Open Subtitles | يا فتاة هل أنت متأكدة تماماً أن هذه ذاكرتك الطبيعية؟ |
Bu gerçek bir Anı olsa topallardın ve benimle konuşuyor olmazdın. | Open Subtitles | لو كانت هذه ذاكرتك الحقيقية لكنتَ تعرج ولما كنتَ تتحدّث معي |
Affedersin normalde olsa ikimizin iyiliği için de hatıralarını kazanman taraftarıyım. | Open Subtitles | آسفه، عادةً أكون معك بأمور استعادة ذاكرتك لأجل مصلحتنا |
Çünkü acı hafızaya yerleşir. | Open Subtitles | بجانب العذاب الذي يبقى في ذاكرتك |