Pekâlâ, ben Bunu yapamam, çünkü bu tamamen sahtekarlık olur. | Open Subtitles | حسنا أنا لا يمكنني أن أفعل ذالك لأنه سيكون كذبا |
İnsanların, sadece kötü bir şey yaptıktan sonra Bunu söylemeleri çok komik. | Open Subtitles | انه امرٌ مضحك كيف يقول الناس ذالك بعد ان يفعلوا شيئاً سيء |
Ama temel bir şeyin deneyimi o ilkel şeyi uyandırabilir. | Open Subtitles | لكن التجربه لشيء بدائي يمكن أن توقظ ذالك الشيء البدائي |
o ilkbahar, babam bana başka bir bilet yolladığında, ...oraya gitmek yerine, belki tekrar New York'a gidebileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | عندما ارسل ابي لي تذكرة اخرى في ذالك الربيع فكرت انه بامكاني ان اذهب لنيو يورك عوضا عن ذالك |
öyle davranmamın nedeni bu değil! Hiç kimse, kendi savaşımı veremez. | Open Subtitles | لييس لأجل ذالك انا فعلت ذالك لا أحد يحارب معاركي سواي |
Rahibe Bernadette Bunun ayakları üstünde durduğundan dolayı olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | حسنا، الأخت برناديت اعتادت قول ذالك كوس كانت على قدميها. |
Seni Buna zorlamak istemiyorum ama ihtiyacım olan şey bu. | Open Subtitles | لا أريد أن أقاتلك لتفعل ذالك حصلت على ما أريد |
Özür dileyebilmem için beni haberlere çıkar. İnsanlar Bunu duymak ister. | Open Subtitles | خذني إلى ألأخبار , لكي أعتذر ذالك مايريد ألناس أن يسمعوة |
Gerçekten en iyi şey olurdu. Tamam, Bunu yapacağız. Güle güle. | Open Subtitles | هذا سيكون حقاً شيئاً جيداً حسناً ، سأفعل ذالك ، وداعاً |
Onları durdurmak için bundan çok daha fazlası gerekecek ve Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | إنهم يحتاجون أن نعمل أكثر من ذالك لإيقافهم ، وأنتِ تعرفين ذالك |
Ve ben Phoebe'nin Bunu yaşamasını istemiyorum. Daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | وأنا لن أدع فيبي تخوض ذالك مرة أخرى إنها تستحق الأفضل |
Grand Canyon'ı ziyaret edenlerin sadece% 1 'inin Bunu yaptığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم ان 1? فقط من زوار الوادي الكبير يفعلون ذالك حقيقة؟ |
Rahat konuşulacak bir tip değilsin. Bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | انت لست بالشخص السهل الحديث معه يجب عليك معرفة ذالك |
Hikaye istiyorsunuz, o zaman gidin o çocuğun ailesiyle konuşun. | Open Subtitles | اذا اردت قصة, اذهب لوالديّ ذالك الفتى واحصل عليها منهم |
o zaman uzayda duraklamış olan zamanınız daha çabuk geçer. | Open Subtitles | وبعد ذالك وقتك موقوف في الفضاء وسوف يمر بسرعه هائله |
Yıllar önce boşanmalıydı, özellikle o stajyer kız hikayesinden sonra. | Open Subtitles | يَجِبُ أنْ تَتْركَه قبل سنوات، خصوصاً بعد ذالك الطبيب الصَغيرِ. |
Sana sormuyorum ve zaten Şu anda o konumda değilsin. | Open Subtitles | لم أكن أطلب منكِ ذالك و أنتِ لست جاهزة بعد |
Bana öyle geliyor ki, sadece bu bile işinden gurur duymanı sağlamalıdır. | Open Subtitles | يبدو لي مثل، ذالك لوحده سيختلق تأخذ على فخر أكثر في عملك. |
Bunun üzerine ben de okula başladım ve konum bir şekilde eğitim oldu | TED | و حصلت على دبلوم و كان ذالك بميدان التعليم. |
Bu yüzden, bedenim sizindir. Buna sol kolum dahil. Hasiktir! | Open Subtitles | لاجل ذالك جسدي لك بما في ذالك ذراعي الأيسر اللعنة |
Daha da kötüsü olabilir ve ondan evlendikten sonra ayrılabilirdi. | Open Subtitles | يمكن أن يكون أسوآ،يُمكن ان تتزوجة وبعد ذالك تنفصل عنة |
Tanrı böyle istemeseydi, hayatımda zerre sıfır orospu olur muydu şimdi? | Open Subtitles | الرب ليس يريد ذالك أنا لم يكن لدى عاهرة فى حياتي |
Ardından anladım ki, bugün üzerinde çalıştığımız teknolojinin beş yıl içresinde, 10 yıl içerisinde nasıl görüneceğini derinlemesine düşünmeliydik. | TED | ادركت ذالك الحين ان علينا التفكير بعمق في التكنولوجيا التي نعمل بها اليوم في الخمس أو العشر سنين القادمة |