Paltonu kap. Gece yeni başlıyor. Madison Square Garden'a gidiyoruz. | Open Subtitles | امسك معطفك إن الليل صغير نحن ذاهبون إلى الحديقة رينجسايد |
Buz kütlelerinden alışık olduğumuz bir durumdu, ancak bu sefer 20 milyon yıl geriye gidiyoruz. | TED | كنا نفعل ذلك فقط في عينات الجليد الجوفية، لكن في هذه الحالة، نحن ذاهبون إلى قبل 20 مليون سنة. |
Kararı temyiz etmek için Changsha'ya gidiyoruz. Değiştirileceğinden eminiz. | Open Subtitles | إننا ذاهبون إلى تشانجشا كي نستأنف الحكم.إننا متأكدون من أنه سوف يتم تغييره |
Ama senin için gökyüzü bir sınır.Sinagoga gideceğiz ve seni yahudi yapacağız. | Open Subtitles | لكن بالنسبة لك السماء هي الحد نحن ذاهبون إلى المعبد لتتحول يهودياً |
Herkes göle gidiyor, çünkü tellerde büyük bir delik var. | Open Subtitles | الجميع ذاهبون إلى البحيّرة لأنه هناك ذلك الثقب في السياج. |
Bilmiyorum. İyi insanlar ve İtalya'ya gidiyorlar. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ، إنهم لطفاء وهم ذاهبون إلى إيطاليا |
Bankana gidiyoruz. Sen, ben ve arkadaşım. | Open Subtitles | . نحن ذاهبون إلى مصرفك أنا و أنت و صديقي |
Büyükbabanın yerine gidiyoruz, değil mi? Orada bir koy var, yüzebilirsiniz. - Hadi gidelim. | Open Subtitles | نحن ذاهبون إلى مكان الجد هناك جدول، يمكنك أَن تذهب للسباحة |
- Hava alanına gidiyoruz sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أننا ذاهبون إلى المطار من ما لاحظته على بارنسبى |
Bayan Knoph, sakıncası yoksa biz Bayan Alice Detroit'le görüşmek için Plaza'ya gidiyoruz. | Open Subtitles | أنسة كنوف,نحن ذاهبون إلى البلازا لرؤية الآنسة أليس ديترويت. |
Birlikte eve gidiyoruz. | Open Subtitles | نحن معاً. و نحن ذاهبون إلى إلى الديار سوياً. |
- Pooka, Paris'e gidiyoruz. - Köpek gelmiyor. | Open Subtitles | ـ بوكـا نحن ذاهبون إلى باريس ـ لا ، الكلب يبقى |
Üzgünüm ama , anneni uzunca bir süre br] göremeyeceksin çünkü Amerika'ya gidiyoruz. | Open Subtitles | أنت لن ترى أمّك لوقت طويل كوس نحن ذاهبون إلى أمريكا منزل كامل، أولاد |
Hayır, sorun falan yok, çünkü Bahama'lara gidiyoruz. | Open Subtitles | لا، ليس هناك مشكلة لأننا ذاهبون إلى البهاما |
Jerry'ye.., ...işeme partisine gidiyoruz. | Open Subtitles | فنحن ذاهبون إلى منزل جيري. إنه حفل تبول. |
Aslında sadece bir kazayı araştırmaya gidiyoruz. | Open Subtitles | حسنا، نحن فقط ذاهبون إلى تحرّى حادثا فقط. |
Biz Nels'e gidiyoruz. Bir parti varmış. Hey... | Open Subtitles | نحن ذاهبون إلى نيلز والد جويندولين سوف يشتريه |
Tabi ki insan vücudundan da daha derine gideceğiz. | TED | وبطبيعة الحال، نحن ذاهبون إلى اكتشاف ما هو أعمق حتى من جسم الإنسان. |
-Ne olursa olsun, Mikey Vegas'a gideceğiz. | Open Subtitles | أياً يكن يا مايكي فنحن ذاهبون إلى فيجاس في الشهر القادم |
Birazdan yemeğe gideceğiz, ama gitmeden önce bizden istediğiniz bir şey var mı? | Open Subtitles | نحن ذاهبون إلى العشاء, أيمكننا مساعدتك بشيء ما قبيل ذهابنا؟ |
Millet kiliseye gidiyor. Ne? Pazar mı? | Open Subtitles | هناك أناس ذاهبون إلى الكنيسة إنه يوم الأحد |
Bilmiyorum. İyi insanlar ve İtalya'ya gidiyorlar. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ، إنهم لطفاء وهم ذاهبون إلى إيطاليا |
Ona planın üstünden geçmek için... bara gittiğimizi söyle, tamam mı? | Open Subtitles | مهلا، أقول له نحن ذاهبون إلى شريط للذهاب على الخطة، حسنا؟ |