ويكيبيديا

    "ذي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olan
        
    • The
        
    • zamankinden
        
    • eskisinden
        
    • orada
        
    • hiç olmadığı
        
    • olarak
        
    Bazen onca acının yok olması ile o kadar meşgul oluyorum ki başta bana çok uzak olan neşeyi unutuyorum. TED و أحيانا، أكون محتلا بمتعة كبيرة أنسانيها الألم و الذي كان في بادئ الأمر جزءا غير ذي أهمية بالنسبة لي
    Belinde sakatlık olan bir insan evlâdı kendi rızası dışında alıkoyuldu. Open Subtitles ثمة إنسان ذي تشوه في العمود الفقري محجوزاً رغماً عن إرادته.
    Ve en kötüsü de, yalnızca 3 hafta önce açıklandı, birçoğunuz da görmüş olmalı, The Economist. TED والأسوأ من هذا كله، فقد أٌصدرت منذ ثلاثة أسابيع، وقد رآها معظمكم ، ذي ايكونومست.
    The Times falan okumalıydın. Open Subtitles يجب عليك أن تقرأ ذي تايمز أو ما شابه ذلك
    Her zamankinden çok daha fazla sayıda sümsük kuşu havada dolanıyor. Open Subtitles تطير طيور الأطيش في الهواء في أعداد أكبر من ذي قبل
    6 estetik ameliyattan sonra, artık eskisinden daha iyi görünüyorum. Open Subtitles بعد ست جراحات بنائية، أصبح شكلي أجمل من ذي قبل
    orada duruyordum, yalnızca 14 yaşındaydım ve aynı durumda bir insanın olduğunu hayal ettim, çünkü bu kuş kendine yardım edemezdi. TED كنت واقفًا هناك، مجرد صبي ذي أربعة عشر ربيعًا، وعندها تخيلت إنسانًا في موقف مماثل، لأن هذا الطير كان بلا حول ولا قوة.
    Bu ilginç zevkleri olan milyoner nasıl olmuş da bu şeyi almış? Open Subtitles إذن أنَّى ينتهي المطاف بهذه الكرة لحوزة مليونير مخبول ذي ذوقٍ رفيع؟
    Ve bu daha önce yaşamamış olan o bölgeye ait olmayan balıklarla doldurulduğunda besin ağına olan şeydir. TED وهذا ما يحدث لتلك الشبكة الغذائية عندما يتم ادخال نوع جديد من الاسماك لم يكن موجوداً من ذي قبل
    Ve daha önce bahsettiğim mavi ışık etkinleştiricisi olan channelrhodopsin molekülü ile zıt şeyleri yapıyorlar. TED وهي تقوم بعكس الأمر الذي تقوم به تلك التي اخبرتكم عنها من ذي قبل التي تتجاوب مع اللون الازرق
    Her şeyden önce, Amerikan hukukunda bilim ve kanunlar arasında uzun süredir var olan bir hoşnutsuzluğun var olduğunu. TED بادئ ذي بدء، هناك تاريخ طويل من الكراهية بين القانون والعلم في الفقه الامريكي
    2009'da arkadaşım ve şu an iş ortağım olan James Ramsey, oldukça dikkat çekici bir yer olduğunu bana bildirdi, yerimiz bu. TED سنة 2009،نبهني صديقي والذي هو شريكي الآن في العمل جيمس رامزي إلى وجود موقع جميل ذي منظر رائع، إلى هذا المكان.
    Bağlantıyı kuramıyorum. Winnie The Pooh'nun nasıl burnunu bal kavanozuna... sıkıştırdığını biliyor musun? Open Subtitles الطريق ويني ذي بو دائما حصل على أنفه مسك في جرّة العسل؟
    Bu Miles Davis'in "Birth of The Cool"u mu? Open Subtitles هل هذه اغنية مايل ديفيز بيرث اوف ذي كول ؟
    Doğru. Aynı zamanda The Shining'deki çürüyen yaşlı kadını da kabul ederdim.. Open Subtitles صحيح، سأقبل كذلك بتعفن امرأة مسنة في ذي شايننغ
    Zor zamanlarda, kadınların görkeme her zamankinden çok ihtiyacı var. Open Subtitles في الأوقات الصعبة, السيدات تحتاج الرونق أكثر من ذي قبل.
    Raava'nın gitmesiyle Unalaq ve Vaatu, her zamankinden daha güçlü hale geldiler. Open Subtitles مع ذهاب رافا اونالاك و فاتو امتلكوا قوة اكبر من ذي قبل
    Bu yıl her zamankinden daha çok, Başkomiserim olduğunuz için şükrediyorum. Open Subtitles هذه السنة, أنا شاكرة أكثر من ذي قبل لكونك النقيب عليْ
    eskisinden daha da şişmansın ve yeni bir tişört almaya paran yetmiyor. Open Subtitles أنت بدين أكثر من ذي قبل و لا تستطيع شراء قميص جديد
    Sandalı her satışlarında eskisinden daha kötü bir hal alıyor. Open Subtitles في كل مرة يبيع هذا القارب، يكون في وضع أسوء من ذي قبل.
    Mateo, 18 aylık bir oğlan, babasının kollarından çekip alındı, binlerce kilometre uzaktaki bir devlet sığınağına gönderildi ve orada aylarca doğru dürüst bir banyo bile yaptırmadılar. TED هذا ماتيو ذي الثماني عشر شهراً، الذي تم انتزاعه من يدي والده ليتم إرساله إلى ملجأ حكومي على بعد آلاف الأميال، حيثُ فشلوا بتحميمه بشكل صحيح لأشهر.
    Daha çok güven var, insanlar gerçek kişiliklerini hiç olmadığı gibi dile getirebiliyorlar. TED هناك المزيد من الأمان، لذلك، يتحدث الناس عن حقيقتهم ليس مثل ذي قبل.
    Birincisi, bir konuşmacı olarak ben izleyiciye bir hizmet sunmalıyım ve size ne veremeyeceğimi söylemek yerine ne verebileceğimi söylemeliyim . TED بادئ ذي بدء، ينبغي عليّ، كمتحدث، تقديم خدمة للحضور وأتحدث عنا ما سأعطيكم له، بدلاً عن قول ما لا أقدر عليه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد