Bu terk edilmiş şatoda gördüğüm düşler çok kötü, ama korkma... | Open Subtitles | راودني كابوس مزعج ليلة أمس في هذه ... القلعة الموحشة .. |
Ama hatırlat da sana geçen gece gördüğüm rüyamı anlatayım... içinde çok komik şeyler vardı. | Open Subtitles | و لكن, آه, ذكرني بأن أخبرك عن هذا الحلم الذي راودني ليلة البارحة لأنه كان فيه بعض الأشياء المضحكة حقا |
Dün gece gördüğüm rüyayı anlatayım mı? | Open Subtitles | أتريدون يارفاق أن تسمعوا عن الحلم الذي راودني بالأمس؟ |
En başından bu performansla ilgili içimde kötü bir his vardı. | Open Subtitles | من البداية، راودني شعور سيء حيال هذا الحفل |
Nedenini anlayamadım ama böyle iç karartıcı olmasının benim yüzümden olduğu hissine kapıldım. | Open Subtitles | لم أعرف لماذا لكن راودني شعور بأني أنا السبب لقد كنت محبطاً للغاية |
Ama gerçekten öldüğünü öğrenince kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | ولكن بعد ما علمت بحقيقة ما حدث راودني شعور سيء |
Altı ay önce bir rüya görmüştüm, her şeyi yiyebileceğim bir yere gidiyordum. | Open Subtitles | راودني حلم منذ ستة أشهر أنني سوف أذهب لمكانٍ حيث يكون بمقدوري أن أتناول ما أشتهي |
Sana dün gece gördüğüm rüyayı anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد إخبارك عن الحلم الذي راودني الليلة الماضية |
Sana dün gece gördüğüm rüyayı anlatmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد إخبارك عن الحلم الذي راودني الليلة الماضية |
Şimdi farkına varıyorum, cılız da olsa farkına varıyorum gördüğüm rüyadaki kaygımı anlayabiliyorum. | Open Subtitles | لدي رؤية للأشياء ولو أنها رؤية مبتدئ لكنها تفسر القلق الذي شعرته به بعد الحلم الذي راودني |
- Rüyadan gördüğüm bir surat var. | Open Subtitles | هذا الوجه, لازلت أراه من الحلم الذي راودني |
Bu bana dün gece gördüğüm o güzel rüyayı hatırlattı. | Open Subtitles | و هذا يذكرني بليلة الأمس لقد راودني حلم جميل |
Bu terk edilmiş şatoda gördüğüm düşler çok kötü., ama korkma... | Open Subtitles | راودني كابوس مزعج ليلة أمس في هذه ... القلعة الموحشة .. ولكن لا تقلقي |
Geçen gece gördüğüm rüyayı anlatayım. | Open Subtitles | سأخبركما عن الحلم الذي راودني ليلة أمس |
Komik, içimde hep buraya ait degilmisim gibi bir his vardi. | Open Subtitles | هذا مضحك ، فلطالما راودني ذلك الشعور الملح بعدم الانتماء |
Belki paranoyaklık ediyorum ama içimde, polise yalan söylemişsin gibi bir his var. | Open Subtitles | ربّما أنا متشكك قليلاً هنا لكن راودني تقريباً شعور بأنّكِ كنتِ تكذبين على الشرطة |
İçimde, onun geceyi başka bir adamla geçirdiğine dair korkunç bir his vardı. | Open Subtitles | راودني شعور سيء بأنّه أمضى ليلته مع رجل آخر |
Birdenbire evin içinde olduğuna dair garip bir hisse kapıldım. | Open Subtitles | لقد راودني شعور غريب عن أنه متواجد فى المنزل |
İlk kez asansörde kapıldım bu komik duyguya. | Open Subtitles | ولكنّني كنت بالمصعد حينما راودني ذلك الشعور |
Üzerine alınma. - Seni sinemada ilk gördüğümde daha önceden tanışıyormuşuz gibi bir hisse kapıldım. | Open Subtitles | راودني شعور عندما رأيتك لأول مرة في قاعة السينما أننا أجتمعنا من قبل |
Birdenbire birçok insanın hissettiği o saçma duyguyu hissettim. | Open Subtitles | وفجأة راودني شعور غبي يراود الكثير من الناس |
Ama oradayken, gariptir aniden her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu hissettim. | Open Subtitles | و لكنني عندما وصلت إلى هناك كان أمراً غريباً راودني فجأة هذا الشعور |
Vardığımda, girişte polisler vardı. Kötü şeyler hissettim ve geri dönüp evime gittim. | Open Subtitles | راودني شعور سيء حيال ذلك، لذا استدرتُ وعدتُ إلى المنزل. |
Kabus görmüştüm veya birşey olmuştu, annemin odasına gittim ve onu gördüm. | Open Subtitles | لابد وأن راودني كابوس أو ما شابه لأنني ذهبت لغرفة أني.. ورأيتهما! |