| Senin nazilerin, kahrolası hapishane müdürü, ve onun işkence odası kadar romantik. | Open Subtitles | النازي الذي تعتبره رومانسيا قد كان مشرفا لعينا على غرفة التعذيب |
| Bildiğim tek şey " romantik Değil Mi? " için 2300 dolar borçlu olduğun! | Open Subtitles | ما اعلمه انك مدين ب 2300دولار لما يسمى بأليس هذا رومانسيا |
| Eeiiv. Hani kahvaltı esnasında bari... vıcık vıcık ve romantik olmasan? | Open Subtitles | أتمانع ، ألا تغدو عاطفيا و رومانسيا تماما |
| Yılın o vakti buralar romantik olur, ben de acayip abazan. | Open Subtitles | مزرعة العنب ستكون مكانا رومانسيا فى هذا الوقت من السنة وسيكون شيئا مثيرا لنا |
| Bugün programınızı dinledik. Çok romantikti. Hepimiz sizinleyiz. | Open Subtitles | لقد سمعنا البرنامج كان رومانسيا للغاية وقد تاثرنا جميعنا جداً |
| Aşkı herhangi birinde bulabilme... çok romantik. | Open Subtitles | كم هذا رومانسيا ، فالحب يجد طريقا إلى أى إنسان |
| - Ben şiir okuyordum Bayan Devanport! romantik olmaya çalışıyordum. Ne var bunda? | Open Subtitles | كنت اقرأ الشعر وكنت أحاول أن أكون رومانسيا |
| Çünkü 20 yıllık bir plandan daha romantik birşey olamaz. | Open Subtitles | لانه لا يبدو رومانسيا اكثر من خطة 20 سنة. |
| Ve aşkın olmadığı bir evliliği yürütebilmek için çok fazla romantik olduğumu anladım. | Open Subtitles | واعتقدت انني رومانسيا كفاية لأبقى للأبد في زواج بلا حب |
| Çok romantik ve muhteşem olabilirdi, | Open Subtitles | سيكون رومانسيا ورائعا خصوصا عندمـا سألته .. |
| Maria Elena sadece yarım kalmış aşkların romantik olabileceğini söylerdi. | Open Subtitles | ماري إيلينا كانت تقول أنه فقط الحب بالنهاية الغير سعيدة يمكن أن يكون رومانسيا |
| Eğer benimle vakit geçirmekle ilgileniyorsan bana romantik davranmalısın. | Open Subtitles | اذا كنت مهتما بقضاء بعض الوقت معي عندها ربما عليك ان تكون معي رومانسيا |
| Evet. Olabildiğince romantik olmasına çalıştım. | Open Subtitles | نعم ، لقد أردت جعل الجو رومانسيا قدر المستطاع |
| Vay be! Kötü manada "vay be" demedim. Bana hep gerçeğe göre modern romantik korku filmi gibi gelmiştir. | Open Subtitles | لم أعنى هذا بطريقة سيئة ويكن هذا كان رومانسيا |
| Çünkü benim için yapmışsan çok romantik olurdu ama önce kırgınlığa, sonra kızgınlığa ve korkunç, çirkin bir ayrılığa sebep olur mesele Bachelorette'deki gibi, seyretmiştik ya-- | Open Subtitles | لأنه إذا كنت قمت بذلك من أجلي أعني أن الأمر سيكون رومانسيا من جهة ولكنه قد يقود إلى الاستياء مما قد يؤدي إلى الغضب |
| Ayrıca, iki insanın romantik yeminleri, pasta veya kekten çok daha önemlidir. | Open Subtitles | كما أن التزاما رومانسيا بين شخصين لا يتعلق بكعكة زفاف أو حتى زواج |
| Sorunlu biri olmak normaldir. Bunu romantik bir şeymiş gibi algılamak, bunu yapan insan gerçekten sorunludur. | Open Subtitles | من الطبيعي ان تكوني فاسدة من التخرب حقا ان يكون ذلك رومانسيا |
| Biraz klişe olacak biliyorum ama bence balayımızı Paris'te geçirmemiz çok romantik olur. | Open Subtitles | لكني افكر ان قضاء شهر العسل في باريس قد يكون رومانسيا حقا باريس في فرنسا؟ |
| Çok romantikti. Ertesi gün evine gittim. Devam et. | Open Subtitles | كان شيئا رومانسيا جدا,ثم ذهبت لمنزلها في اليوم التالي استمر |
| Hava atmak gibi olmasın ama acayip romantikti. | Open Subtitles | لا اريد ازعاجكم بالموضوع لكن كان ذلك رومانسيا جدا |
| Ama ben duygusal biriydim bu yüzden sonunda doğru adamı bulduğumda bunu kaçırmayacağımı biliyordum. | Open Subtitles | لكنه كان رومانسيا اقفزي ، اقفزي ، اقفزي لذا علمت حينما أقابل أخيرا الرجل المناسب أن أخوض غمار العلاقة مباشرة اقفزي |