Asker arkadaşların silah kullanmakta son derece çabuk olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | زملاؤك من العسكر قالوا بأن لك يداً خفيفة في التعامل مع السلاح |
Eğer çalışma arkadaşların kız kardeşlerinse daha bir utanç verici oluyordu. | Open Subtitles | وهذا حتى أكثر احراجاً عندما يكون زملاؤك أخوتك |
İş arkadaşların dinlemezken benimle konuşma şansı vermek istedim. | Open Subtitles | أردت فقط إعطائك فرصة لتكلمني بدون أن يسمعك زملاؤك |
Meslektaşlarınız çok uzun sürmez diyince ben de dükkânla ilgilenmesi için eşimi çağırdım. | Open Subtitles | زملاؤك أخبروني أنها سوف تأخذ دقائق قليلة زوجتي تهتم بمحلنا في نفس الوقت |
Eğer bu argümanlardan ikna olmuşsanız önyargılara saldırın eğer aileniz, arkadaşlarınız veya Meslektaşlarınız bunları tekrarlıyorsa. | TED | لو كنت تحب النقاش صحح الخرافات حين يكررها أصدقاؤك أو عائلتك أو زملاؤك. |
Kollarınızı kavuşturuyor ya da klavyenizi yumrukluyorsanız iş arkadaşlarınız üzgün olduğunuzu anlayacaklardır. | TED | عندما تطوي ذراعك وتنقر على حاسوبك بشدة، سيعلم زملاؤك أنك تشعر بالضيق. |
Tucumcari'deki meslektaşınızın dediğine göre bu banka bütün eyaletteki en çok paraya sahip. | Open Subtitles | زملاؤك في توكوماكاري أخبروني أن هذا المصرف يحوي أضخم وديعة في الولاية كلها |
İş arkadaşların burayı hemen sonrasında terk ettiğini söyledi. | Open Subtitles | و زملاؤك أخبروني أنك غادرت المكان بعده بقليل |
İş arkadaşların da dahil, kimse onu görmemeli. | Open Subtitles | لا ينبغي على أي شخص آخر رؤيته بمن فيهم زملاؤك في العمل |
Eğer iş arkadaşların talimatlarımı uygulayabilirlerse sen de geliyorsun. | Open Subtitles | وإن إستطاع زملاؤك إتباع تعليماتي، فستعود إلى ديارك أيضاً. |
Ev arkadaşların, normal boylu ve kocaman olan yeşil kart için yaptığınız evlilikten bahsetti. | Open Subtitles | زملاؤك في السكـن المعتـدل و الضخـم أخبرانـي عـن زواج بطـاقتـك الخضـراء |
Fotoğrafçı arkadaşların bu fotoğrafları nasıl çektiler? | TED | كيف يلتقط زملاؤك المصورون هذه الصور؟ |
- Arkadaşlarım öldürüldü. - Senin arkadaşların biziz! | Open Subtitles | زملائىيتعرضون للقتل نحن زملاؤك |
Gezgin arkadaşların saldırgan, aşırı saldırgan. | Open Subtitles | زملاؤك المسافرين عنيفون، عنيفون للغاية |
Meslektaşlarınız ve halk tarafından özleneceğinizden eminim. | Open Subtitles | حسنًا، سيفتقدك زملاؤك بالتأكيد ونحن العامّة أيضًا |
Siyasi Meslektaşlarınız size hevesli bir modernistin tablosunu hediye olarak sunmak istediğinde | Open Subtitles | عندما يكون زملاؤك السياسيون من اللطف بحيث يهدونك لوحة لشخصك بتوقيع رسام حداثي طموح |
Siz de Senato'daki Meslektaşlarınız gibi bu teyit oturumlarını formalite olarak mı görüyorsunuz? | Open Subtitles | اسمحي لي أن أبدأ بسؤالي هل تحبين أن يرى زملاؤك في مجلس الشيوخ جلسات التصديق هذه على أنها أكثر من مجرد إجراء شكلي؟ |
Meslektaşlarınız nerede? Onları da gördüm. | Open Subtitles | أين هم زملاؤك في العمل؟ |
Griffen Holm'daki sınıf arkadaşlarınız hakkında birkaç soru sormak istiyoruz. | Open Subtitles | نريد أن نسألك عن بعض زملاؤك في مدرسة غريفن هولمز |
Biz hedef değiliz dostum. Ekip arkadaşlarınız. | Open Subtitles | لسنا أهدافًا يا صاح، نحن زملاؤك في الفريق. |
Tucumcari'deki meslektaşınızın dediğine göre bu banka bütün eyaletteki en çok paraya sahip. | Open Subtitles | زملاؤك في توكوماكاري ان هذا المصرف يحوي أضخم وديعة في الولاية كلا |