| O yüzden bugün buradan ayrıldığınızda Sizden hayatınızdaki en önemli insanların bazılarıyla yeniden iletişime geçmenizi istiyorum: Kardeşlerinizle... | TED | إذا، عندما تغادر اليوم، سأطلب منكم أن تتفقوا أو تعيدوا الاتفاق بأهم الأشخاص في حياتكم: أخوانكم وأخواتكم. |
| Sizden katılmanızı isteyeceğim, bu yüzden siz oyunu benimle birlikte oynamak zorundasınız. Size renkli kelimeler göstereceğim. Sizden mürekkebin rengini bağırarak söylemenizi istiyorum. | TED | سأطلب منكم أن تشاركوا، وتلعبوا معي. سأريكم كلمات ملونة، وعليكم أن تذّكروا بصوت واحد الألوان التي كتبت بها هذه الكلمات. |
| Fakat önce Sizden küçük bir itiraf istiyorum. | TED | ولكن أولا، سأطلب منكم أن تعترفوا لي بأمر صغير. |
| Sizden tekrarlamanızı istiyeceğim, erken tanı, erken tedavi. | TED | سأطلب منكم تكرار ذلك، الكشف المبكر والاستجابة المبكرة. |
| Bu devam eden bir soruşturma olduğu için sorularınızı daha iyi cevap verebilecek durumda olan emniyet mensuplarına yöneltmenizi rica ediyorum. | Open Subtitles | بما أننا بصدد تحقيق جاري سأطلب منكم توجيه أسئلتكم لمسؤولي الشرطة للحصول على أجوبة وافية |
| Şimdi Sizden kanıtlarımıza ve tanık ifadelerimize karşı açık fikirli olmanızı rica edeceğim. | Open Subtitles | سأطلب منكم الان أن تكونوا منفتحي الفكر إلى ما سيظهره دليلنا وشهادنا |
| Dinleyin, bu delikanlıyı buraya çıkarmak için Sizden büyük bir alkış istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | إستمعْوا،أنا سأطلب منكم عاصفة من التصفيق الكبيرة لإخْراج هذا الولدِ هنا،حسناً؟ |
| - Sizden, normalden daha hızlı yetişmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أنا سأطلب منكم أن تكبروا مبكراً قليلاً عن ما توقعتوا |
| Yani, Sizden doğrudan para istemek yerine bir kelime istiyorum. | Open Subtitles | بدلاَ من أن اتسول منكم المال سأطلب منكم كلمة |
| Bu duruşmanın bitiminde, iş sonunda paranın miktarına geldiğinde Sizden birer kanun koyucu gibi davranıp, öyle bir rakamla gelmenizi istiyorum ki; bu rakam davalı ve tüm araba üreticilerine araçlarını güvenilir yapmalarını söylesin. | Open Subtitles | في ختام هذه المحاكمة عندما يأتي الأمر إلى الكمية المالية سأطلب منكم ان تكونوا مشرعون |
| Sadece ben buradayken Sizden bunu kesmenizi isteyecektim. | Open Subtitles | فى الحقيقه كنت سأطلب منكم التوقف عن هذا عندما أكون هنا |
| Bayanlar ve baylar, sevgili eski askerler, bu gece Sizden bir göreve kaydolmanızı istiyorum, hepimizden daha büyük... çeviri: | Open Subtitles | سيداتيو سادتيوالخبراء, اليوم سأطلب منكم التجنيد في مهمة .أكبرمناجميعاً. |
| Sizden sadece doğru şeyi yapmanız için hafızanızı ve sağ duyunuzu kullanmanızı istiyorum. | Open Subtitles | سأطلب منكم فقط استخدام ذاكرتكم واحساسكم الجيد لفعل الصواب |
| Bayanlar ve baylar, Sizden sessizce burayı terk etmenizi istiyorum. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي، سأطلب منكم أن تغادروا المكان بلطف وهدوء |
| Sizden tüm mahkûmların hücrelerine götürülüp, binanın güvenliği sağlanana kadar olduğunuz yerde kalmanızı istiyorum. | Open Subtitles | سأطلب منكم الجلوس حتى يعاد جميع السجناء للزنازين ونستطيع بسلامةً إخلاء المكان |
| Sizden istediğim tek şey isimlerinizi önceden hazır etmiş olmanız çünkü aynı soruyu 30 defa sormak istemiyorum. | Open Subtitles | سأطلب منكم فقط إعطائي اسمكم لا أرغب في طرح السؤال ذاته 30 مرة |
| Ben bu kuruluşun güvenlik görevlisiyim bu yüzden Sizden burayı terketmenizi isteyeceğim. | Open Subtitles | أنا حارس هذه المنشأة لذا سأطلب منكم أنّ تغادروا |
| Sizden topları herkesin görmesi için yüksekte tutmanızı istiyorum. | Open Subtitles | سأطلب منكم ان تنزعوا غلاف الكرات اعلي من رؤوسكم حتي يتسني للجميع رؤيتها |
| Eğer izniniz yoksa Sizden burayı terk etmenizi rica edeceğim. Kusura bakma. | Open Subtitles | اذا لم يكن عندم مذكرة تفتيش سأطلب منكم الرحيل |
| Seyircilerimizin sessiz olmalarını rica ediyorum. | Open Subtitles | سأطلب منكم يا جمهور أن تبقوا هادئين من فضلكم |