Yardımını yalnızca, başka bir yol olmadığını düşünürsem kabul edeceğim. | Open Subtitles | سأقبل مساعدتك فقط فى حالة أن لم أجد طريقة أخرى. |
Sen gerçekten, her katılmayı teklif edeni kabul ettiğimi mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد حقاً أني سأقبل الانظمام الى اي احد يطلب ذلك؟ |
Tamam ihtiyar. Ödülü plütonyumsa önerin kabul edildi. Uslu olacağım. | Open Subtitles | حسناً إذا كانت الجائزة بلوتونيوم، سأقبل رهانك و أكون لطيفاً |
- Bu 1,000 dolar. - Ben bu beş doları garanti olsun diye alacağım. | Open Subtitles | ـ سأقبل بـ 5 دولارات مضمونة ـ إنّك لا تريد ألف دولار؟ |
Eğer seni hayatıma geri almanın bedeli ağır sıkletten yumruk yemekse haftanın her günü bir tane, pazarları da iki tane yemeye razıyım. | Open Subtitles | الحصول على ضربة من ثقيل الوزن هو الثمن جزّاء إدخالك مرّة أُخرى في حياتي, سأقبل بضربة كل إسبوع, ومرتان في كُل يوم احد. |
İş teklifine gelirsek, İşi alıyorum, ama iki katı maaş alırım. | Open Subtitles | بشأن عرض العمل سأقبل به ولكنني أريد ضعف المبلغ المالي |
Hayatta kalırsam şayet, her kaldırımı taşını tek tek öpeceğim. | Open Subtitles | سأقبل كل رصيف و سأشكر كل درجة سلم ان بقيت على قيد الحياة |
Öyle olacaksa, ben sade şampanya alırım. | Open Subtitles | إذا يصل إلى ذلك، أنا سأقبل بالشمبانيا البسيطة. |
Biraz uyumaya çalış tamam mı? Şey... sanırım o adamın teklifini kabul edeceğim. | Open Subtitles | أرجوك حاول أن تنال قسطاً من النوم؟ اعتقد أنني سأقبل عرض ذلك الرجل |
Teklifini kabul edip bu zamanda başka bir şeyler yapacaktım. | Open Subtitles | كنت سأقبل عرضك للاستفادة من هذا الوقت في فعل شيء |
Uluslararası Mahkemenin suçlarım için vereceği her türlü cezayı kabul edeceğim. | Open Subtitles | سأقبل بأي عقوبة تفرضها عليّ المحكمة الدوليّة لما اقترفته من جرائم |
Aday gösterilmemi gelecek salı yapılacak toplantımızdan hemen sonra kabul edeceğim. | Open Subtitles | الثلاثاء المقبل سأقبل ترشيحي بشكل رسمي بعد ترنيمة الكتاب المقدس مباشرةً |
Vermek istediğim etki tam olarak bu değildi ama kabul edebilirim. | Open Subtitles | هذه ليست النتيجه التي توقعت ان احظى بها لكني سأقبل بها |
Aramızda kalsın, Fox bir iş teklif ederse, kabul edeceğim. | TED | لكن بيني وبينك، إذا عُرض علي عمل مع قناة فوكس، سأقبل به. |
İnsani kötülüklerin benim üzerimdeki eziyetinden kaynaklan acıdan dolayı... İstifa etmeyi kabul ediyorum... | Open Subtitles | سأقبل بخضوع الألم الذي يتسبب به الأشرار نحوي |
Pekala, bunu bir işbirliği anlaşması olarak alacağım, Kaptan. | Open Subtitles | حسناً، سأقبل ذلك كعلامة للتعاون أيّها الكابتن |
Alabildiğim her yardımı alacağım. | Open Subtitles | سأقبل كل المساعدة التي يمكن ان احصل عليها |
Beni affettiğin sürece cezası neyse razıyım bir daha asla kaçmayacağım seni bir daha asla yüzüstü bırakmayacağım Suçluyum. | Open Subtitles | سأقبل بأيّ عقاب تعطيني إياه. أستحق ذلك. لأنفذ بجلدي، |
Sanırım Ben Stiller bu akşam aramıza katılamamış. Ödülü onun adına alıyorum. | Open Subtitles | يبدو أنه لم يقوَ على الحضور سأقبل إذن الجائزة نيابة عنه |
Bir gün birini öpeceğim ve öptüğüm zaman, seni unutmuş olacağım. | Open Subtitles | سأقبل رجلاً يوماً ما وعندما أقبله سيكون من أجلي |
O tuvalet cennetteyse uzun bir tuvalet kuyruğuna da varım. | Open Subtitles | سأقبل بصف حمام أطول إن كان ذلك الحمام في الجنة. |
Ben ücretsiz açık büfe kahvaltıyı tercih ederim. Her zaman, her yerde. | Open Subtitles | ولكني سأقبل بأن آكل من بوفيه الإفطـار المجـاني في أي وقت ، وأي مكـان |
Şimdi varsa sorularınızı alayım. Sen, ondan sonra bir tane daha. | Open Subtitles | سأقبل بالأسئلة إذا كانت لديكم أنت ، وبعدك واحد آخر |
- Evet. - öperim ben. | Open Subtitles | لا , لا نريد حسنا , سأقبل رجل. |
En azından hayatından çıktı. Bu da kabulüm. | Open Subtitles | لكن علي الأقل لقد اصبح خارج حياتكِ سأقبل بهذا |