Eğer diğer mikrop türlerini kullanırsanız, petrol ve ham petrol yiyecek. | TED | لو استخدمتم نوعاً أخر من الميكروبات، ستأكل حيوية البترول والبترول الخام. |
Doğru mikropları seçerseniz, mikroplar algleri yiyecek. | TED | لو اخترتم الميكروبات المناسبة، ستأكل الميكروبات الطحلب. |
Bitene kadar derinin tamamını yiyecek, sonra da kasların, organların, gözlerin ve beynin ile devam edecekti. | Open Subtitles | ستأكل البكتريا كل بوصة من جلدك حتى يذهب و بعدها ستبدأ على عضلاتك أعضاؤك , عيناك, و مخّك |
Biliyor musun o laflarini yiyeceksin çünkü Çavus bu davayi çözmek üzere. | Open Subtitles | أتعلم ماذا؟ ستأكل كلامك وتتراجع عنه لأن الرقيب على وشك حل القضية |
Artık ne yiyeceksin? Kadınlar koğuşundan çorba mı? | Open Subtitles | ماذا ستأكل في ذلك الوقت حساء من سجن النساء ؟ |
Pizza yerken tamam ama burada Çatalla yersin | Open Subtitles | كنت تحتاجها بالأمس مع البيتزا لكن هنا ستأكل بالشوكة |
Bu gece yiyecek, çünkü büyük planlarımız var değil mi anne? | Open Subtitles | لا تقلق حيال هذا، هي ستأكل الليلة لأنه لدينا خطط كبيرة الليلة، أليس كذلك؟ |
Kahvaltı ve yemeklerini kampta yiyecek ama koyunlarla uyuyacak biri! | Open Subtitles | و سينام فيها ستأكل فطارك و عشائك في المخيم لكنك ستنام مع الغنم |
Eğer sen fiyakalı gevrek yiyeceksen, çocuklarında yiyecek. | Open Subtitles | حسناً، لاكن اذا كنت ستأكل من الحبوب الراقية، فاطفالك ينبغى ان يأكلوا ايضاً |
İnsanlar bu pisliği mi yiyecek? | Open Subtitles | . لا يمكنك أن تتوقع أن الناس ستأكل هذا الوحل |
Tanrı dedi ki, "Jezreel topraklarında Jezebel'in etini köpekler yiyecek". | Open Subtitles | في جزء من جزريل الكلاب ستأكل من لحم ايزابل |
- Şu kızartmaları yiyecek misin? | Open Subtitles | عادل بما فيه الكفاية هل ستأكل تلك البطاطس؟ |
Bütün keki yiyecek misin? | Open Subtitles | هل ستأكل هذه الفطيرة بأكملها ؟ ربما ، لمَ لا ؟ |
Siparisi iptal et. 15 double-cheese burger mi yiyeceksin? | Open Subtitles | اوقف الطلب ستأكل 15 برجر جبنة مصاعفة بمفردك؟ |
Arada bir çok iyi bir pas da atıyorsun... onun için Jell-O dondurması yiyeceksin. | Open Subtitles | في كل ثانية وكل دقيقة تسدد له رمية قوية جميلة وهل ستأكل حلوى الجيلو؟ |
Güzelce tuzlandı. Şimdi sana söz veriyorum kendi gözünü yiyeceksin eğer imparatoru kimin öldürmeye çalıştığını söylemezsen. | Open Subtitles | إنه مملح جيداً، الآن أعدك أنك ستأكل عينك |
Bu tavuğu yersen, tüm o nefreti de yersin. | Open Subtitles | وعندما تأكل هذا الدجاج فأنك ستأكل كل تلك الكراهية |
Bir kadehe bok gibi para harcayıp içinde mısır gevreği yiyorsun ama parayı ödeyerek bizi mafyadan kurtarmıyorsun. | Open Subtitles | انفقت الكثير من المال على كأس ستأكل فيها حبوب الافطار ... ولكن لم تريد انقاذنا بدفع المال للعصابة ؟ |
Yol hayatı oldukça zor bir hayattır nerede uyuyacağını, yemekte ne yiyeceğini bilmemen. | Open Subtitles | الحياة شاقة على الطريق حيث لا تعرف أين ستنام وماذا ستأكل |
yiyor. Bekleyin ve emirlerime uyun. | Open Subtitles | إنها ستأكل القطة - ستبقى مكانك وتتبع أوامري - |
Ben burada olmasam onunla mı yiyecektin? | Open Subtitles | هل كنت ستأكل معها لو لم أكن هنا؟ |
Çok fazla sipariş vermişsiniz. | Open Subtitles | أنت طلبت كثيرا كيف ستأكل كل هذا |
Şu an ne istersen yiyebilirsin, Ama eve dönünce yumurta akı ve Lean Cuisines. | Open Subtitles | يمكن ان تأكل هنا ماتريد لكن عندما نعود للبيت ستأكل بياض البيض والوجبات الطرية |
Portland'dan malzeme tedarik etmezseniz ne yiyeceksiniz? | Open Subtitles | "إذا لم تدبر المؤن من "بورتلاند ماذا ستأكل ؟ |
O sosisi yemeyecek misin? | Open Subtitles | هل ستأكل هذه النقانق؟ |
Kurabiyelerini yiyecekmisin? | Open Subtitles | هل ستأكل البسكويت؟ |