Oldukça arzulu bir plan tabii bu. Biraz beklemek zorunda kalacak. | Open Subtitles | تلكَ خطّة مهيبة الطموح، لكنّها ستضطرّ للانتظار. |
Bakın tek yapmamız gereken Stefan'ı buraya getirmek, Rayna da onu takip etmek zorunda kalacak. | Open Subtitles | ما علينا إلّا جلب (ستيفان) لهنا، و(رينا) ستضطرّ لاتّباعه. |
İçindeki zayıflıkla hayatını paylaşmak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | ستضطرّ لمشاركة حياتك مع الضعف الذي بداخلك |
Eğer aynı safta savaşacaksak benimle en azından konuşmak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | طالما سنقاتل جنبًا إلى جنب، فأقلّه، ستضطرّ لمحادثتي. |
Evet ama bu akşam bazı kişileri davet etmek zorunda olacağın anlamına geliyor. | Open Subtitles | أجل، لكن هذا يعني أنّك ستضطرّ لدعوة أناس بعينهم للدخول الليلة. |
Seni bulduklarında uğraşmak zorunda kalacağın kâğıt işi için üzgünüm. | Open Subtitles | أعتذر عن كلّ الوثائق التي ستضطرّ لملئها حين يجدونك هنا. |
Beckett şimdi bana inanmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | ستضطرّ (بيكيت) لتصديقي الآن. |
Yakında sen de yapmak zorunda kalacaksın, Dex. | Open Subtitles | وقريباً جدّاً، ستضطرّ للاختيار أيضاً يا (ديكس) |
Daha farkına bile varmadan büyüyeceksin o yüzden seni hazırlamaya çalışıyorum çünkü büyüdüğünde hayatın en büyük sorusunu cevaplamak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}سرعان ما ستغدو رجلاً لذا فأنا أحاول تحضيرك... لأنّك ستضطرّ حينها للإجابة عن السؤال الكبير للحياة |
Evet ama bu akşam bazı kişileri davet etmek zorunda olacağın anlamına geliyor. | Open Subtitles | أجل، لكن هذا يعني أنّك ستضطرّ لدعوة أناس بعينهم للدخول الليلة. |
Ama bu onu kovmak zorunda kalacağın anlamına gelir. | Open Subtitles | -لكن هذا يعني أنّك ستضطرّ لطردها . |