Zaten, yaptığın bu, yemeği götürmek. Sadece şimdi, sen sürüyorsun. | Open Subtitles | هذا ماتفعله بالاصل , تسليم الأطعمه فقط هذا الوقت التي ستقود فيه |
Sen benim eski Volvo'mu kullan ki onu senin araban zannetsin. | Open Subtitles | أنت ستقود سيارتي "الفولفو"َ القديمة، لكي تعتقد أنها لك. |
Pebble Plajı'nda onun arabasını mı kullanacaksın? | Open Subtitles | هل ستقود سيارتها في مسابقة الشاطئ الصخري ؟ |
Hayır, bu ödül. Sen hep kullandığın arabayı süreceksin. | Open Subtitles | لا هذه الجائزة ستقود السيارة التي تقودها دائماً |
Hayır, hayır al anahtarları, sen sür. Yolu biliyorsun. | Open Subtitles | احتفظ بالمفاتيح، أنت ستقود تعرف الطريق |
"O ana güç vermek için yedi kız kardeşin törenine liderlik edecek" dediğini sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنها تقول أنها هي ستقود مراسم لسبع أخوات لتجلب القوة للحورية |
Operasyon ekibine kumanda edeceksin, ajan Durand. | Open Subtitles | انت ستقود لجنة العمل ايها العميل ديوراند |
Beni arka koltuğa atıp, hoş ve karanlık bir oynaşma mekanına götüreceksin ve bir hanım arkadaşının mücevherlerini geri alacaksın. | Open Subtitles | اتعنى انك ستقود سيارتك وانا مخفى فى المقعد الخلفى لكى تستعيد شراء الجواهر لسيدة انا لم اقل ذلك |
Üzgünüm, ben sürüklenmek istemiyorum, ama arabayı sen kullanıyorsun, Laurance. | Open Subtitles | آسفة, لا أريد أن أسبب إحراجاً, لكن أنت من ستقود السيارة في العودة, لورانس. |
Ayrıca hayatını da tehlikeye atmak istemiyorum o yüzden sen sürüyorsun evlat. | Open Subtitles | ولا أريد تعريض حياتك للخطر لذا أنت ستقود يا صديقي |
Sen taksiyi sürüyorsun, ben ziyaretlerimi yapıyorum. | Open Subtitles | انت ستقود التكسي وانا سأقوم بعملي |
Öne geç. Sen sürüyorsun. | Open Subtitles | أجل ، إلى الأمام ستقود أنت |
James, sen kullan. | Open Subtitles | جيمس.. أنت ستقود |
- Xander, arabayı dikkatli kullan. | Open Subtitles | و إكساندر , ستقود بإمان؟ |
- Sen kullan. | Open Subtitles | أنت ستقود لماذا يجب أن أذهب؟ |
Sen mi kullanacaksın, patron? | Open Subtitles | هل ستقود أنت أيها الرئيس ؟ - نعم - |
Sen mi kullanacaksın, patron? | Open Subtitles | هل ستقود أنت أيها الرئيس ؟ - نعم - |
Bizim arabayı bu öğleden sonra sen süreceksin. | Open Subtitles | فهمت انك ستقود عربتنا هذا المساء. |
Tekrar benim için süreceksin, Joseph. | Open Subtitles | ستقود من اجلي ثانيةً يا جـوزيـف |
Dikkatli sür olur mu? | Open Subtitles | ستقود بشكل آمنٍ الآن، أتسمع هذا؟ |
Asıl soru, seni izlersek, bize önderlik edecek misin? | Open Subtitles | السؤال الحقيقي هو , إذا أتبعنا , هل أنت ستقود ؟ |
Ama şansımız şu ki savaşta bunların bazılarına sen liderlik edeceksin. | Open Subtitles | ولكن من المحتمل انك يوما ستقود بعضهم في المعركة |
Doktor randevularına sen götüreceksin. Maserati'me asla bebek koltuğu koymam. | Open Subtitles | ستقود السيارة في مواعيد الأطباء لن أضع مقعد زائد في سيارتي |
- David, ehliyetin yok. - Sen kullanıyorsun. | Open Subtitles | دافيد لكنك لا تملك رخصة أنت ستقود |
Yeni tanıştığın biriyle 3200 kilometre mi gideceksin? | Open Subtitles | هل ستقود لمسافة 2000 ميل بصحبة رجل إلتقيته لتوّك؟ |
- Ben içmem aslında... - Arabayı o kullanacak da. | Open Subtitles | انها لا تشرب الكحول لأنها ستقود.. |
Şifreyi sen de gördün. Bu sizi başka bir ipucuna götürecek ve o da başka bir ipucuna. | Open Subtitles | تلك ستقود إلى أمارة أخرى، وتلك ستقود إلى غيرها. |
Lindsey koridorda yürürken, Lily ile birlikte ona önderlik edeceksiniz. | Open Subtitles | فأنت ستقود ليندزي في المذبح مع ليلي وعندما تصل إليّ |