"ستموت" - ترجمة من عربي إلى تركي

• ölecek
• ölürsün
• öleceğini
• ölmüş
• ölüyor
• ölürsünüz
• ölecekti
• öl
• ölüyorsun
• ölü
• öldü
• ölmek
• öldün
• ölebilir
• öleceksin

Bir şey yapmazsak 60 gün içerisinde karaciğer yetersizliğinden ölecek.
إن لم نفعل شيئاً ستموت بانهيار الكبد خلال 60 يوم

Yani görüyorsun, bu gece bir şey yapmana gerek yok. Zaten ölecek.
أترى , ليس عليكَ أن تفعل أي شئ إنها ستموت بأي حال

Gereksiz bir biyopsi yapmanıza izin verirsem çok daha hızlı ölecek.
ستموت أسرع إن تركتكم تأخذون النسيج دون داع، و الآن اسمعوا

Düşündüğümüz isimleri duysan gülmekten ölürsün. Bir tanesini hatırlıyorum da--
ستموت ضحكا على الاسماء التى اخترعناها استطيع ان أتذكر واحدا

O asil burnunu başka insanların işlerine sokarsan, ya sikilirsin yada ölürsün.
لو حشرت أنفك في شؤون الآخرين إما ستعرض نفسك للمشاكل أو ستموت

Onun nasıl öleceğini merak ediyordum, ben de onunla birlikte izledim.
كنت أيضاً متشوق لمعرفة كيف ستموت لذا قررت أن أشاهد معه

Güneş'imiz böyle ölecek olsa... -ki öyle olmayacak nispeten sessiz sedasız biçimde ölecek.
لذلك لو حصل هذا مع الشمس مع أنه لن يحدث ستموت بشكل هادئ

Annenle o şekilde konuşmaya hakkın yok. Birkaç gün içinde ölecek.
ليس لديكِ حقٌ بالتحدث مع أمكِ هكذا، ستموت بعد بضعة أيام

çoğu zaten ölecek diye ötenazi yöntemini mi kullanmalıyız?
الطيور المغمورة بالنفط لأنها ستموت على أي حال؟

Ve o öldüğünde bu kasaba da ölecek. Bunu hissedebiliyorum.
وعندما يموت , ستموت البلدة معه أشعر بذلك

Diğer yandan da diyor ki "yakında ölecek" ve ben seni huzur içinde hiç tanımamış olacağım.
و لكنها تقول أيضا أنك قريبا ستموت و أننى لن أعرفك أبدا فى سلام

Altı atı, ve iki karısı var, ama biri yaşlı veya yakında ölecek.
، لديه ستة خيول ، و زوجتين لكن إحداهن مُسنة و ستموت عما قريب

Eğer uzayda göreve gönderilirsen sakın zenci olma, ölürsün yoksa.
وإذْ أرسلوك لمهمّة فضائيّة لا تكن الرجل الأسود، لأنّك ستموت.

Eğer kaybedersek, en azından piçin son nefesini verdiğini bilerek ölürsün.
إن خسرنا، فأقلّها ستموت عالمًا بأن النغل نال أخيرًا ما يستحق.

Yoksa ben ölürüm, sen ölürsün ve şehrimiz bizimle ölür.
و إلا فسأموت , وأنت ستموت و مدينتنا ستموت معنا

Az önce 48 yaşında bir kadına öleceğini söylemek zorunda kaldım.
كان عليّ أن اخبر امرأة في 48 من عمرها انها ستموت

keşke ben de 24 yaşında bir kadına öleceğini söyleyebilsem.
ليتني أستطيع اخبار امرأة في 24 من عمرها انها ستموت

Hatta buradaki toprakta koşturan tüm atların 1 yıl içinde öleceğini söyledi.
و قال أن كل الأحصنة التي ستقوم بجلب التراب ستموت خلال سنة

Evet kendine iyi bakamayacak ve bir yıl içinde ölmüş olacak.
اجل ، و ستقوم بالعناية الفظيعه لنفسها و ستموت خلال عام

Şeytan robot ölüyor ve, kahramanımız kızı alıyor. Binkere izledim bu filmi.
الروبوتات الشريرة ستموت وسيحصل البطل على الفتاة,شاهدته لما يقرب من ألف مرة

Yara dokunuzun neden olduğu tıkanıklık devam eder ve ölürsünüz.
الانسدادات التي حصلت بواسطة نسيجك الندبي ستظل مسدودة، وبعدها ستموت.

İspanya'da doğmuştu ve orada ölecekti, öyle derdi.
لقد ولدت فى أسبانيا و ستموت هناك كما كانت تقول

Bir adamın yeni model arabasını böyle mahvedemezsin kaç ve yorgunluktan öl
أنت لماذا تخرّب سيارة الرجل الجديدة مثل ذالك إركض وأنت ستموت متعب فقط

Ama yere düşünce ölüyorsun, ne anlamı var?
لكن عنها ستموت ، ستسحق نفسك ما الفائدة إذاً؟

İngiltere'ye geri dönemezsin, Ray. ölü bir adamsın sen!
لا يمكنك العودة إلى إنجلترا يا راي ستموت لو فعلت ذلك

Vida Surat öldü! Şimdi, ya kasabadan gidin, ya da ölün!
سكروفيس قد مات الآن اخرج من هذه البلدة أَو انك ستموت

ölmek istemiyorsanız burayı terk edin kahrolasılar!
اخرج من هنا، عليك اللعنه إذا لم تفعل ستموت

Üzerine sandalye attıklarında öldün sandım Shane.
عندما هوت الكراسي عليك شاين إعتقدت أنك ستموت

Bir kız oturup, biri evlenme teklif etsin diye beklerse bakire olarak ölebilir.
اذا انتظرت رجلا ليتقدم لك ستموت من العنوسة

Çünkü sen o ringde öleceksin ama sen yenilgiyi kabul etmeyeceksin.
لانني أعلم أنك ستموت في تلك الحلبة لكنك لن تتقبل الهزيمة