O zamana kadar, polis korumasını kabul ettiğin için mutluyum. | Open Subtitles | وحتى ذلك الحين، وأنا سعيد لأنك وافقت لقبول حماية الشرطة. |
Bunu başardığınız ve başardığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك جعلت من. أنا سعيد لأنني جعلت. |
Burada çok eğleniyor olmana sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك تواجه الكثير من المرح هنا. قف. |
Bu arada bu davada yer aldığınıza çok memnun oldum, Bayan Dubois. | Open Subtitles | بالمناسبة، أنا سعيد لأنك مشتركة في هذه القضية سيدة ديبوا |
Peygamber develeri haricinde hayatına hareket gelmesine seviniyorum. | Open Subtitles | اسمعي، أنا سعيد لأنك تشعرين بالسعادة مع شيء عدا السراعيف |
İyi ki sordun. Size memnuniyetle anlatmak isterim. | Open Subtitles | سعيد لأنك طرحت هذا السؤال وسأكون سعيداً بإخباركم |
Sorduğun iyi oldu. Aklımda iki perdeli bir şey var, gizem ve müzikal. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك سألتِ , أقوم بتمثيل دور مزودج في عرض موسيقي غامض |
Hatalı olduğumda bunu kabul edebilecek kadar büyük bir adamım. Buna dayandığın için memnunum. | Open Subtitles | أنا رجل كبير بما فيه الكفايه للإعتراف انى مخطئ ,انا سعيد لأنك ظللت على هذا |
Endişelendim. Güvende olduğun için sevindim. | Open Subtitles | لقد كنت قلقا أنا سعيد لأنك بخير |
Burada olduğuna sevindim. Erkek erkeğe konuşacak birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | انا سعيد لأنك هنا يمكننى الاستفادة بحديث من رجل لرجل |
-Hayır. hayır. hayır, Ben-ben yaptığın için mutluyum. | Open Subtitles | أعنى بسبب ما قلته لا، لا، أنا سعيد لأنك قلت ذلك |
Bakın, bir şeyler hatırladığınız... için mutluyum ama... gerçekten Elka'yı bulmalıyız. | Open Subtitles | اسمع، أنا سعيد لأنك الرجال بدأت أن نتذكر الأشياء، ولكن نحن حقا في حاجة للعثور على الكا. |
Zaman bulup buraya gelip beni gördüğün için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك وجدت الوقت ل تعال وانظر لي. |
Burada olmana sevindim. Sana rugby nasıl oynanır öğretmek güzel olacak. | Open Subtitles | سعيد لأنك هنا لأعلمك كيف تلعب لعبة الركبي |
Hemfikir olmana sevindim. Üye alımı yapmayı düşünüyordum. | Open Subtitles | انا سعيد لأنك موافق كنت أفكر بإدخال بقية الأعضاء |
Hâlâ evde olmana sevindim. Dinle, yarın sabah için sakın plan yapma. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك مازلت هنا ألغي كل مشاريعك ليوم الغد |
Bana bunları söylediğin için memnun oldum. Ama hala bunu yapmak zorundayım. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك قلتِ هذا ,لكن يجب أن أقوم بذلك |
Peki, Henry, sonunda öneri kutusunun nasıl kullanılacağını öğrendiğine memnun oldum. | Open Subtitles | هينري ، أنا سعيد لأنك تعلمت كيف تستعمل صندوق الإقتراحات |
Bahçe işlerinden kurtulduğuma seviniyorum ama bütün o yolu şişman bir hatun için giderken ne düşünüyordun? | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك توقفت عن حديقة سخيف لي ، ولكن ما كنت أفكر يذهب كل هذا الطريق ل فرخ الدهون ؟ |
Arkalarda yardım lazım oldu, iyi ki müsaitmişsin. | Open Subtitles | أجل , أحتجت لبعض المساعدة للوصول للخلف أنا سعيد لأنك متاح |
Geldiğin iyi oldu, çünkü içimden atmak istediğim bazı şeyler var. | Open Subtitles | انا سعيد لأنك هنا لان لدي شيء اريد ان اخبرك اياه |
Böyle bir adam olduğun için memnunum. | Open Subtitles | يمكنه الوثوق بنفسه أنا سعيد لأنك هذا النوع من الرجال |
Tetiği çekmediğin için sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك لم تضغط الزناد |
Bu kadar emin olduğuna sevindim, Alex. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك متأكد جدا، أليكس |
Danny, Augie ile geçirmen gereken zamanın bitmek üzere olduğu için mutlu olmalısın. | Open Subtitles | اذا داني لابد أنك سعيد لأنك قضيت وقتك المطلوب مع أوغي |
Beni buraya getirdiğin için çok mutluyum. Buraya hep gelmek istemişimdir. | Open Subtitles | سعيد لأنك دعوتني هنا لطالما أردت تجربة هذا المكان |
Burada olmanıza sevindim, ben... Sürekli arıyorum, ama telefon meşgul. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك هنا, لقد كنت أتصل لكن الهاتف كان مشغولاً |
Dürüst olmak gerekirse, onu oyuna katmandan mutlu oldum. | Open Subtitles | لأكون صادقه معك، أنا سعيد لأنك جعلت بيتر يشترك فى اللعب |
- Her şeyin yolunda olmasına sevindim. - Teşekkürler. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك استطعت تخطي كل هذا - شـكـراً - |