Onu bana geri getirmede başarısız olursanız... eğer kızın sizi engellemesine izin verirseniz... | Open Subtitles | .. إن فشلتم في إحضاره لي .. إن سمحتم لتلك الفتاة أن توقفكم |
Lex, annenin arabasını almamıza izin verdiğin için sağol dostum. | Open Subtitles | ليكس، وشكرا لكم لانكم سمحتم لنا اقتراض أمك السيارة، رجل. |
Tamam, çocuklar eğer izin verirseniz çabaladığım ve yaşadığım bir hayatım var. | Open Subtitles | حسناً، إن سمحتم لي، أيتها الفتيات فلديَّ حياة خاصة أحاول أن أعيشها |
Affedersiniz, Affedersiniz. Tam olarak ne kadar zamandır uyuyorum? | Open Subtitles | ارجو المعذرة,لو سمحتم كم من الوقت طالت قيلولتي بالضبط؟ |
Efendim, eğer izninizle, bence beklemeliyiz. | Open Subtitles | السادة ، اذا سمحتم لي ، اعتقد انه ينبغي لنا ان ننتظر |
müsaadenizle. müsaadenizle. Bayım, ellerinizi üzerimden çekin. | Open Subtitles | بعد إذنكم , لو سمحتم سيدى , إبعد يديك عنى |
İzin verirseniz, önce kayıtlara geçmesi için bir rapor vereceğim. | Open Subtitles | إذا سمحتم لى ، فأود أن أبدأ بتقديم بيان للإعلام |
Ve Madam Curie, yeteneklerine rağmen oldukçe genç, tecrübesiz ve bir kadın olduğunu söylememe izin verin. | Open Subtitles | وسيدتي كوري، على الرغم من قدراتها المعترف بها هي إذا سمحتم لي أن أقول حتى الشباب عديمي الخبرة، وامرأة. |
Şimdi izin verirseniz gidip çayı hazırlayayım. | Open Subtitles | حسناً، إذا سمحتم لي أنا سأُذهب وأحضر الشاي |
Ama tek yapmanız gereken, herhangi bir kapıyı çalmak ve "Girmeme izin verirseniz..." | Open Subtitles | و لكن كل ما عليك أن تفعله أن تقوم بالطرق على أى باب و تقول ، إذا سمحتم لى بالدخول |
İzin verir misiniz? | Open Subtitles | لقد طلب منى أن أستقبلك بعد إذنكم , لو سمحتم ؟ |
İzin verirseniz gidip ne oluyor bir bakayım. | Open Subtitles | منالأفضلأن أذهبوأرىمابها .. إذا سمحتم لي. |
Şimdi, izin verirseniz, ömrümün kalan yıllarını huzur içinde geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | لو سمحتم أتركوني أعيش بقية حياتي وحيدة بسلام |
Bana izin verir misiniz? Maurine. - Geliyorum. | Open Subtitles | يجب أن أقدم الفقرة التالية هلا سمحتم لي ؟ |
Bir süre buralarda takılmama izin verirseniz sizin için her türlü işi yapabilirim. | Open Subtitles | إذا سمحتم ليّ بالتسكع في الأرجاء يمكنني عمل أشياء كثيرة لكم |
Affedersiniz millet, lütfen bir saniye dinleyebilir misiniz? | Open Subtitles | لو سمحتم.. هل من الممكن أن تنتبهو لي قليلاً؟ أرجوكم |
Affedersiniz. Kaldırımda bolca yer var, lütfen. | Open Subtitles | معذرةً، هناك كثير من المجال على الرصيف، يا رفاق، لو سمحتم. |
Şimdi izninizle, katılmam gereken bir sabah duası var. | Open Subtitles | والآن، إذا سمحتم لي عليّ حضور الصلوات الصباحية |
Şimdi müsaadenizle, masamın üstünde kendi kendini notlamayacak bir yığın sınav kâğıdı var, herkese iyi geceler. | Open Subtitles | والآن إذا سمحتم لي لدي الكثير من اوراق الاختبار على طاولتي لن تصحح نفسها |
Ve müsaade ederseniz, şimdi Venüs sinekkapanındaki tüylere dokunarak bu mimozayı harekete geçireceğim. | TED | وإذا سمحتم لي، سوف أتابع وأثير هذه الميموسا الآن عن طريق لمس شعيرات مصيدة فينوس. |
Bayanlar ve baylar, bir saniye beni dinler misiniz, lütfen ? | Open Subtitles | سيداتي , سادتي هل لي بإ نتباهكم ؟ , إذا سمحتم |
mümkünse Bayan Barnard'ın odasını görmek isterim. | Open Subtitles | أود إلقاء نظرة على غرفة الآنسة "برنارد" إن سمحتم لي |
Afedersiniz, komik görünüşlü sıska bir adam gördünüz mü? | Open Subtitles | لو سمحتم ، هل رأيتم شاب نحيف مظهره مضحك ؟ |