İyi hissederek ölebilesin diye bu adada kalmana izin verdim. | Open Subtitles | سمحت لك بالبقاء على هذه الجزيرة حتى تموت بنحو طيب |
Ben de yapmak istemiyordum, yapmana izin verdim çünkü komutan sensin. | Open Subtitles | حسناً قلبي لم يكن في العناق أيضاً أنا فقط سمحت لك بفعلها لأنك القائد الأعلى |
Senin ast olmamana izin verdim. Ama sizi uyarıyorum Dr. Hodgins: | Open Subtitles | و سمحت لك بأن تكون في منزلة أعلى و لكنني أحذرك ايها الطبيب هوديجنز |
Eğer senin gitmene izin verirsem çok sorumsuz bir davranışta bulunmuş olurum. | Open Subtitles | سيكون تصرفاً لا مسؤولاً.. إن سمحت لك بالذهاب وأنت في هذه الحالة |
Verilen ifadelerde, bu hastaların haklarını çiğnemenize izin verdiğim takdirde herhangi bir suç delilinin bulunacağını gösteren bir delil yok. | Open Subtitles | لا شيء في الإفادة يدعم افتراضك أن دليل على جريمة سوف يكتشف لو سمحت لك بالتعثر بحقوق هؤلاء المرضى |
Goriller kalmana izin verdi, geceleri de. Onlardan biri oldun. | Open Subtitles | الغوريلات قد سمحت لك بالبقاء معهم, حتى أثناء الليل, حتى أصبحت واحداً منهم. |
Kazancımı kullanmana izin verdim çünkü kariyerime yardım edeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | سمحت لك بأخذ نصف أئتماني لأنك قلت أن ذلك سيطور حياتي المهنية |
Sizden gemime ayak bastığınız andan beri şüphelendim ve düşüncemin aksine siz ihanet üstüne ihanet ederken gemide kalmanıza izin verdim. | Open Subtitles | شككت بك لحظة وصولك لسفينتي، ومع ذلك، سمحت لك بالبقاء مع خياناتك المتوالية. |
Geç kalkmana izin verdim. N'olmuş yani? | Open Subtitles | أنا سمحت لك بالسهر لوقت متأخر وماذا في ذلك؟ |
Sevdiğim tek kızı almana izin verdim adamım. | Open Subtitles | لقد سمحت لك بأخذ الفتاة الوحيدة التي أحببتها في حياتي يا رجل. |
Onları helikoptere bindirmene izin verdim ve neredeyse ölüyorlardı. | Open Subtitles | لقد سمحت لك أن تضعى الفاتين على هذه الهليكوبتر |
Kızlarımı o paslı tenekeye bindirmene izin verdim ve o gökten düştü. | Open Subtitles | لقد سمحت لك أن فتاتين فى قطعة القصدير الصدء هذه فسقطو من السماء |
Ben aptal değilim. Şu anda çekip gitmene izin verirsem enayilik etmiş olurum. | Open Subtitles | انا لست حمقاء سأكون غبيه لو سمحت لك بالرحيل الآن |
Krematoryumu kullanmana izin verirsem, karşılığı ne olacak? | Open Subtitles | إذا سمحت لك باستخدام المحرقة ماذا أجني من وراء ذلك؟ |
Gitmenize izin verirsem de ölmüş sayılırım. | Open Subtitles | إذا سمحت لك بالرحيل فأنا ميت على أية حال |
Beni oraya götürmene izin verdiğim için bile şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ لأني سمحت لك بالطيران بي الى هناك |
Bu birime dönmene izin verdiğim zaman psikoloji raporunu okumamıştım. | Open Subtitles | عندما سمحت لك بالعودة الى هذه الوحدة أنا لم أقراء تقريرك النفسي |
Bakanlık bir saatliğine oğlunu ziyaret etmene izin verdi. | Open Subtitles | هيئة الإصلاحات سمحت لك بزيارة ساعة لولدك |
Biliyor musun, sana izin verdim diye onlar da girmeye çalıştı. | Open Subtitles | لا شيء، لقد سمحت لك بإجراء محادثة، فتسببوا لي بمشكلة |
- Ceza amirligi oglunla bir saat görüsmene izin veriyor. | Open Subtitles | هيئة الإصلاحات سمحت لك بزيارة ساعة لولدك |
Hastane çıkmana müsaade etti mi? | Open Subtitles | هل المستشفى سمحت لك بالخروج ؟ |
Senin kalmana izin veriyorum. Benim bornozumu kullanıyorsun. | Open Subtitles | وأنا سمحت لك بالمبيت هنا وأنت ترتدي رداء الحمّام الخاص بي |
Geçen sefer buradayken çok dağılmıştım ve beni uzaklaştırmana izin vermiştim. | Open Subtitles | عندما كنت آخر مرة هنا لقد كنت محطمة لأنني سمحت لك بإبعادي |