ويكيبيديا

    "سمعتُ أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • diye duydum
        
    • olduğunu duydum
        
    • Duyduğuma göre
        
    • olduğunu duymuştum
        
    • Duydum ki
        
    • sattığını duydum
        
    • yaptığını duydum
        
    • kabul ettiğini duydum
        
    Abin eskiden güreşçiymiş diye duydum. - Sana pek yardım edemedi, değil mi? Open Subtitles سمعتُ أن أخاك ضرب أحدهم أعتقد أنه لم يساعدك كثيراً
    İki mil ötede acayip bir meteor yağmuru varmış diye duydum... Open Subtitles لقد سمعتُ أن هنالك أمطار نيزكية بعد ميلين
    İsa'nın her fırsat yakaladığında şarap içerek sarhoş olduğunu duydum. Open Subtitles لقد سمعتُ أن عيسى كان يشرب الخمر كلما واتته الفرصة
    Burada, 25 metre boyunda siyah bir ceviz ağacı olduğunu duydum. Open Subtitles حسناً لقد سمعتُ أن هنا شجرة بلوط أسود بطول 80 قدم نستطيع الحصول على 15 ألف دولار لشجرة واحدة
    Duyduğuma göre, kızı bakımıyla ilgilenmek için onu Pekin'e götürmüş. Open Subtitles سمعتُ أن إبنتها أخذتها إلى مشفى في ''بكين'' للعناية بها.
    Duyduğuma göre kardeşin dün Oz'a gelmiş. Open Subtitles سمعتُ أن أخاكَ أتى إلى سِجنِ أوز البارحَة
    Bir tür bacaksız kuş... olduğunu duymuştum. Open Subtitles لقد سمعتُ أن هناك نوع من الطيور بلا أرجل
    Duydum ki madam rekabete girmekten mutlu değil. Open Subtitles لقد سمعتُ أن السيدة غير سعيدة بوجود المُنافسة؟
    Penisin epey yaratıcı bir rolü varmış diye duydum. Open Subtitles سمعتُ أن الأعضاء الذكورية تلعب دوراً فى التناسل
    Elinde eşsiz bir malzeme varmış diye duydum. Open Subtitles .. سمعتُ أن لديك بعض الـ البضائع الفريدة من نوعها
    Dün gece Bay Roslyn'le işler iyi gitmiş diye duydum. Open Subtitles سمعتُ أن الأمر جرى على خير مع السيد روسلين الليلة الماضية
    Okuldaki toplantın o kadar iyi geçmemiş diye duydum. Open Subtitles لقد سمعتُ أن إجتماعك في المدرسة لم يسير جيداً.
    Çekirge ve böceklerin bazı ülkelerde meze olduğunu duydum. Open Subtitles سمعتُ أن الحشرات والجراد طعام شهي في بعض الدول
    Birkaç yatırım fonunda aslında büyük indekslerin eksik olduğunu duydum. Open Subtitles و سمعتُ أن هنلك بعض الأرصدة كانت ناصقة من المؤشرات الكبيرة
    Burasını kendilerinin sanan yerel kabileler olduğunu duydum. Open Subtitles لـقد سمعتُ أن الـقبيلة الأصلية هـنا يـعتقدون ان الأرض ملكهم.
    İnterpol'ün her zaman gelecekten bir adım önünde olduğunu duydum. Open Subtitles أوتعلم، طالما سمعتُ أن الانتربول وضعوا قدماً في المستقبل
    Duyduğuma göre Jeng Woo Kore'ye gelir gelmez Jeju Adası'na gitmiş Open Subtitles سمعتُ أن جيونج وو ذهب إلى جزيرة جيجو فوراً بعد أن عاد إلى كوريا
    Duyduğuma göre ailen uyuşturucu satmaktan tamamen vazgeçmiş. Open Subtitles سمعتُ أن والديكَ تركوا بيع المخدرات إلى الأبد
    Duyduğuma göre Müdür ölüm sertifikanı filan doldurmuş. Open Subtitles سمعتُ أن آمر السجن حرر شهادة وفاتكَ وكافّة التدابير.
    60 tane çürüyen bedenleri olduğunu duymuştum. Open Subtitles لقد سمعتُ أن هناك أكثرمن 60 جثة متحللة هنا
    Duydum ki kardeşim katedral kubbesini tamamlamak niyetinde. Open Subtitles سمعتُ أن أخي ينوي إكمال القبة في الكاتدرائية
    Oranın çok iyi kokain sattığını duydum. Open Subtitles سمعتُ أن ذلك المحل فيه حشيش جيّد.
    Yeğenimin yılın ilk büyük partisini yaptığını duydum. Open Subtitles سمعتُ أن ابن أخي يقيم أول حفلة كبيرة في السنة
    Kral ve kraliçenin seni kabul ettiğini duydum. Open Subtitles سمعتُ أن الملك والملكة إلتقيـــا بكِ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد