Davayı çözmeye yardımı dokunacak yosun falan bulmuşsun, diye duydum. | Open Subtitles | إذاً، سمعتُ أنّك وجدت بعض الطحالب التي قد تساعد في حلّ القضيّة |
Sorumlu olan sensin diye duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّك المسؤول هنا |
Burada olduğunu duydum. Sadece kibarlıktan uğrayıp selam vereyim dedim. | Open Subtitles | سمعتُ أنّك موجود هُنا، وفكّرتُ أن آتي وأرحّب بك. |
Yardıma ihtiyacın olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّك بحاجة لمن يقلّك. |
duyduğuma göre yutakaltı oluşturmak için bir operasyon yapacaksınız. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنّك ستجري عمليّة ترميمٍ تحت الحبال الصوتيّة اليوم |
Daha iyi bir muhakeme kabiliyetin olduğunu ve bunu piyasaya sürmekte bir sakınca görmediğini duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّك أكثر حكمة منه وأنّ تصريف هذه لن يستعصي عليكِ |
Jalil Thompson cinayeti sendeymiş diye duydum. | Open Subtitles | أنت لستِ قلقة , أليس كذلك ؟ لقد سمعتُ أنّك تعمل على قضيّة مقتل ـ(جليل طومسون)ـ |
Kyle'ın ameliyatını Perşembe gününe aldırmışsınız diye duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتُ أنّك جدولتِ عمليّة (كايل) ليوم الخميس |
- Bir kızı arıyorsun diye duydum. | Open Subtitles | - سمعتُ أنّك تبحَث عن فتاة. |
Sid ile kapışmışsın diye duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّك تشاجرت مع (سيد). |
Sid ile kapışmışsın diye duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّك تشاجرت مع (سيد). |
Jane, eskiden sirkte olduğunu duydum. | Open Subtitles | (جاين)، سمعتُ أنّك كنت تعمل في السيرك. هل هذا صحيح؟ |
Şehirde olduğunu duydum. | Open Subtitles | {\pos(140,240)} "روك سبرينغ)، (وايومنغ))." {\pos(190,200)} لقد سمعتُ أنّك في المدينة. |
Yaşanan olayların tam ortasında olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّك كنتِ هناك حين حدث |
Jane, eskiden sirkte olduğunu duydum. Doğru mu? | Open Subtitles | (جاين)، سمعتُ أنّك كنت تعمل في السيرك. |
duyduğuma göre geçen gece burası epey yoğunmuş. | Open Subtitles | سمعتُ أنّك كنت مشغولاً للغاية الليلة الماضية. |
Bay Ip, duyduğuma göre Hong Kong ve Foshan arasında seyahat ediyormuşsunuz. | Open Subtitles | سيّد (ييب)، لقد سمعتُ أنّك تسافر ما بين "هونغ كونغ" وَ "فوشان" |
Bay Ip, duyduğuma göre Hong Kong ve Foshan arasında seyahat ediyormuşsunuz. | Open Subtitles | سيّد (ييب)، لقد سمعتُ أنّك تسافر ما بين "هونغ كونغ" وَ "فوشان" |
Daha iyi bir muhakeme kabiliyetin olduğunu ve bunu piyasaya sürmekte bir sakınca görmediğini duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّك أكثر حكمة منه. وأنّ تصريف هذه لن يستعصي عليكِ. |