fırsatım varken teklif ettiği deli maceraya atılmamakla aptallık ettim. | Open Subtitles | كنت مغفلاً بعدم الاستثمار في مغامرته المجنونة عندما سنحت الفرصة |
Kötü hissetme. Şansın varken bana bir sigara vermeliydin, dostum. | Open Subtitles | يجب أن تعطيني سيجارة عندما سنحت لك الفرصة يا صديقي |
Eline fırsat geçmişken işini bitirmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب ان تتخلص منها عندما سنحت لك الفرصه. |
Eminim bunu anlamışsındır. Eline fırsat geçtiğinde beni öldürmeliydin. | Open Subtitles | سوف أخبرك ما الذي كان عليه أن يفعله كان عليه أن يقتلني عندما سنحت له الفرصة |
Çünkü onlar şımarık, nankör her fırsatta onu ezip geçen küçük kaltaklar. | Open Subtitles | لأنهن مدللات سافلات صغيرات جاحدات و يقمن بتجاوزه كلما سنحت لهن الفرصة |
Aynı şans sana bahşedilmiş olsaydı, babanla görüşmek istemez miydin? | Open Subtitles | لو سنحت لك نفس الفرصة هل سترغب برؤية والدك ؟ |
Elime fırsat geçmişken, makineleri bozmalıydım. | Open Subtitles | كان يجب أن أقوم بتعطيل المحرك عندما سنحت لي الفرصة |
Bir fırsat için bekliyordu, geleceğine başlamak için bekliyordu, ilerlemek için bekliyordu karşısına çıkan ilk şey bu oldu. | TED | لقد كان بانتظار فرصة، فرصة لبناء مستقبله، يترقّب في طريق إلى الأمام، و كانت تلك أوّل فرصة سنحت له. |
Kaderimin ne olduğunu bilmediğimden karşıma çıkan her fırsatı değerlendirdim. | Open Subtitles | لا اعرف ماسيكون عليه الامر بالضبط إستكشفت كل فرصة سنحت لي |
- O piçkurusunu hazır bulmuşken vurmalıydım | Open Subtitles | كان يجب أن أطلق النار على الداعر عندما سنحت ليّ الفرصة. |
şansım yaver giderse hırsızlık da yaparım ama riyakar değilim. | Open Subtitles | سأكون لصاً إن سنحت لي الفرصة لكنني لست منافقاً لعيناً |
Ama her zaman okyanusu görme şansını varken gitmediğiniz için pişman olacaksınız. | Open Subtitles | ولكنكم ستندمون دوماً أنه قد سنحت لكم الفرصة لرؤية المحيط ولم تذهبوا |
Yani iki kişi sorumludur. Şansları varken beyaz meşe bozulmaz için, | Open Subtitles | إذًا المسؤولان عن عدم تدمير السنديان الأبيض لما سنحت لهما الفرصة |
Şey, bilirsin, Ne ekersen onu biçersin. Şansın varken doğru olanı yapmalıydın. | Open Subtitles | هذا نتيجة أفعالك، كان عليك أن تفعل الصواب عندما سنحت لك الفرصة |
Şansı varken bu gringo beni neden öldürmedi? | Open Subtitles | لماذا الامريكي لم يقتلني عندما سنحت الفرصة له |
İlk kocan, Eline geçen her fırsatta kıçımı ellerdi. | Open Subtitles | زوجكِالاول, كان يضع يده على مؤخرتي كلما سنحت له الفرصة |
Eline geçen her fırsatta, beni sırtımdan bıçakladı. | Open Subtitles | لقد طعنني في ظهري في كل مرة سنحت له الفرصة فيها |
Eline geçen her fırsatta, beni sırtımdan bıçakladı. | Open Subtitles | لقد طعنني في ظهري في كل مرة سنحت له الفرصة فيها |
Ellerine geçen ilk fırsatta bu sosyopatlar ne yapar bilir misin? | Open Subtitles | هل تعلم ماذا فعل الناس الفقراء عندما سنحت الفرصه امامهم ؟ |
Bir şans verilse de kendimi ispatlasam diye sürekli soyulduğumun hayalini kurardım. | Open Subtitles | حلُمت يوما ما بأن سوف تتم سرقتي أثناء أداء الواجب فقط لأثبت لنفسي بأنني رجل إذا سنحت لي الفرصة |
Yani hikâyeyi benim tarafımdan anlatma fırsatı Elime geçtiğinde insanlar gerçeği öğrenecekti. | Open Subtitles | أعني، عندما سنحت لي الفرصة لأخبرها بدوري في هذه القصة، الناس سيعرفون الحقيقة. |
Elimize fırsat geçecek olursa sorgulamayı tam bir verimlilikle yapmaya hazır olmalıyız. | Open Subtitles | وإذا سنحت لنا الفرصة يجب أن نكون مستعدين للتحقيق معهم بكفاءة عالية |
Bak, bu bir günü tamamen yardıma muhtaç insanlara yaptığın iyiliklerle doldurmanın bir fırsatı. | Open Subtitles | انظر .. انها الفرصة الوحيدة طوال اليوم التي سنحت لك فيها الفرصة ان تساعد شخص يحتاج للمساعدة |
Fırsatını bulmuşken onu gebertmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب ان اقتلع قلبه عندما سنحت الفرصة |
Bir savaşçı, gerçek güce sahip olmak için bir şansım vardı! | Open Subtitles | لقد سنحت لي الفرصه لتكون لدي القوه الحقيقيه لكي اصبح محارب |