Bizim gibi dünya dışından olanlar bir araya gelmeliler, değil mi? | Open Subtitles | البعض مثلنا الذين ليسو من الأرض يجب أن يتآزروا سويا, صحيح؟ |
Düşünüyorum da, belki bir araya gelebiliriz, çifte randevu şeysinden yapabiliriz. | Open Subtitles | كنت افكر ربما نجتمع سويا نعمل موعد مشترك معك انا وكارين |
Açıkcası hepimizin bir arada kalmasını yeğlerim, ancak bu size kalmış. | Open Subtitles | للامان أنا أقترح أن تبقو هنا سويا لكن هذا يعتمد عليكم |
Farkındayım ama birlikte görülmemizin ikimiz için yıkıcı etkileri olabilir. | Open Subtitles | أعرف ذلك ، لكن رؤيتنا سويا يمكن أن تجر على كلينا الشؤم |
"Bahse varım Saturday Evening Post'ta da aynı yazı dizisini okumuşuzdur." | Open Subtitles | أراهن بأننا كنا سويا نقرأ نفس القصة في مجلة مساء السبت. |
Bana anlatabilirsin. Bu işte birlikteyiz. | Open Subtitles | تستطيع ان تخبرينى اننا فى هذا الامر سويا |
Bunların milyonlarcası gittikçe birbirine yaklaşır, ve daha sonra kaynaşırlar. | Open Subtitles | سميتزجان سويا وستكون هناك ملايين الجزئيات داخل القطب السالب وتقترب الجزيئات اكثر فأكثر حتى يحدث ذلك الاندماج |
Ve o an fark ettim ki bu bizim için önemli bir fırsattı dünya toplumu bir araya gelerek araştırma aracı olarak işkencenin kullanılmasını bitirebilirdik. | TED | وما أدركته أيضاً كان نافذة مذهلة من الفرص بالنسبة لنا كمجتمع دولي لنجتمع سويا وننهي التعذيب كوسيلة للتحقيق مع المتهم |
Bütün bölge bir araya gelmeli, birlikte çalışmalı, birlikte iklim değişikliğine karşı savaşmalı, birlikte seslerimizin tekrar duyulmasını sağlamalıyız. | TED | يجب أن تتحد منطقتنا بأكملها للعمل سويا لمكافحة تغير المناخ معا لجعل أصواتنا مسموعة معا. |
Peki ya bütün bunların hepsini bir araya getirip onları gökyüzünde lazerle vurursak ne olur? | TED | فماذا لو وضعنا كل تلك الأشياء سويا و نصطاد الناموس من الهواء بهذا الليزر؟؟ |
Bir araya geldiler ve hep birlikte ispatı buldular. | TED | اجتمعوا سويا ، ومعا كانت لديهم الدليل على ذلك. |
Evreni bir arada tutan şeyin yerçekimi olduğuna dair muazzam çalışması 1687'de yayımlandı. | Open Subtitles | لقد قام بنشر أفكاره العظيمة حول ربط الجاذبية للكون سويا في عام 1687 |
Sana değil acıma tutunmuştum seni yanımda, bizi bir arada tutmak için acı çekmeyi sürdürdüm. | Open Subtitles | ولم أكن في انتظارك أنت، بل في انتظار ألمي محاولا دفعه، لتظلّين بقربي، لنظل سويا |
Yani, bizi 10, 20, 30 yıl bir arada tutacak şey nedir? | Open Subtitles | أعني، ما الذي سيجعلنا نبقي سويا لـ 10 أو 20 أو 30 عام؟ |
İkimiz beraber yaşlandık ve tüm bu zaman boyunca senden tek birşey istedim. | Open Subtitles | لقد كبرنا في العمر سويا وفي كلّ هذا الوقت لم اطلب منك إلا شيء واحد |
Demek Eylül'de ikimiz de Harvard'da ders veriyor olacağız. | Open Subtitles | يبدو أننا سنقوم بالتدريس سويا في جامعة هارفارد في سبتمبر. |
Bir zamanlar aynı cezaevindeydik. Her hafta kız kardeşini arardı. | Open Subtitles | عندما كنا سجناء سويا , كان يتصل بأخته اسبوعيا بأستمرار |
Yani, bir birlikteyiz, bir ayrı, bir birlikte, bir ayrı. | Open Subtitles | اعني , كل الوقت سويا والقيل , سويا , الكثير , سويا |
Biliyorsun... orası bir yayınevi, dolayısıyla insanlar bizim için yazı yazıyorlar... biz de bütün sayfaları basıyoruz ve birbirine tutturuyoruz... ve "kitap" dediğimiz şeyler haline getiriyoruz, Jones. | Open Subtitles | نحن نعمل فى الدعاية أى أن الناس تكتب لنا أشياء ثم نطبع كل الصفحات ونجمعها سويا ثم نجمعها فى شكل كتاب |
Böyle iki büyük yeteneğin Sardunya'da beraber çalışmaktan zevk alacaklarına eminim, ve bu da Anglo-Sovyet işbirliğine yardımcı olacak. | Open Subtitles | أنا متأكد بأن اثنان مثل هذه المواهب ستستمتع بالعمل سويا في ساردنيا والتي ستجعل من التعاون الإنجليزي السوفييتي حقيقة |
Tüm yaz boyunca beraberdik tüm balayımızı hastanede geçirmek zorunda kaldın. | Open Subtitles | لقد كنا سويا طوال الصيف، ولقد قضيتِ شهر العسل في المستشفى. |
Burada kalabilirsin ve birlikte çalışırız böylece geldiğin gelecek asla gerçekleşmez. | Open Subtitles | يمكنكي ان تنتظري و نعمل سويا لضمان ان المستقبل لم يحدث |
Hepimiz birden yalnızsak, yalnızlıkta da beraberiz demektir. | Open Subtitles | إذا كنا جميعاً وحيدون إذا جميعُنا في هذا سويا |
Uzun zamandır mı birliktesiniz? | Open Subtitles | هل كنتم سويا لمده طويله |
Kimin gitmesi lazımsa gidecek. Her şeyi beraber yapacağız, tamam mı? | Open Subtitles | كل من يريد الذهاب سيذهب سنفعل كل شىء سويا ، حسنا؟ |