Bir arada kalabilmeniz için bana ihtiyacınız olduğu çok açık. | Open Subtitles | الأمر واضح بأنكما تحتاجاني هنا لنبقى سوياً نحنُ كالعائلة الآن |
Bizi bir arada tutan tek şey içinde bulunduğumuz ev. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يبقينا سوياً هو السقف الذي فوق رأسنا. |
Feribota ikimiz birlikte bineriz dedim de. Eşlik etmemin sakıncası var mı? | Open Subtitles | فكرت أننا يمكننا أن نعود سوياً علي متن العبارة , أتمانعين صحبتي؟ |
Gizli saklılık ve yalanın, birlikte yaşayacağımız mutluluğa ağır bastığını. | Open Subtitles | أن المكر والكذب يفوق السعادة التي يمكن أن ننالها سوياً |
Sizleri aynı zamanda cesaretlendirmek istiyorum. Eminim konuşmanın ardından da fikir alışverişi yapacağız ama, düşünmenizi istediğim asıl konu, öncelik sıralamasını nasıl yaptığımız? | TED | وأنا اشجعكم بشدة على هذا , وانا متاكد انه يمكننا ان نتناقش في هذا لاحقاً , لنفكر سوياً كيف حددنا هذه الأولويات ؟ |
Yaptığım anlaşmalar seni de içerecek. Unutma bu işte beraberiz. | Open Subtitles | اي سفقة سأعقدها ستشملك وتذكر بأننا سوياً في هذه المسألة |
Elbette seni bekleyeceğim. Çocuk oyalanır, biz de böylece konuşabiliriz. | Open Subtitles | ، سوف تُـشغل الولد و سنكون قادرين على التحدث سوياً |
Bu yüzden, birbirine uygun hale getirecek bir işbirliği yolu olarak rekabet fikrini ele almaya başladık. | TED | لذا كنا نبحث في فكرة المنافسة باعتبارها وسيلة للتعاون من أجل الإستعداد سوياً. |
Bu ekibin büyük kısmı 10 yıldan fazladır bir arada. | Open Subtitles | الآن، غالبية هذا الفريق ظلوا سوياً لما ينوف على عقد |
Biz onları bir arada gördüğümüz zaman, biliyoruz ki onlar gelecekte nasıl yaşayacakları üzerine çalışıyorlar. | TED | حينما أراهم سوياً أعرف أنهم يخططون لكيفية العيش في المستقبل. |
Bu yaptığım küçük birşey çünkü bir arada eğriler ve toplar fikrini seviyorum. | TED | هذا شيء بسيط صنعته لأني أحب فكرة المنحنيات والكرات سوياً |
İş hayatımda 3 yıldır , ikimiz için yatırım yapıyorum. | Open Subtitles | لقد إستثمرت ثلاث سنوات في علمي من أجل حياتنا سوياً |
Bak, burada ikimiz de karanlıktayız. Peki, ne yapmak istiyorsun? | Open Subtitles | انظري، نحن سوياً في هذا الظلام، ماذا تريدين أن تفعلي؟ |
birlikte bir iki iş yapmıştık. Sanırım bana ziyarette bulunmayı planlıyordu. | Open Subtitles | لقد قمنا ببضعة صفقات سوياً أعتقد أنه كان يريد البحث عني |
- Sully. - Senin ve onun babası eskiden aynı çetedelerdi | Open Subtitles | . يا إلهى . هو و والدك كانوا فى عصابة سوياً |
Beğen ya da beğenme bu pislikte beraberiz. | Open Subtitles | . لذا سواء اردت أم لم ترد , نحن فى هذه الفوضى سوياً |
Ve tamamı, eğer birbirine eklersek, 6 milyar nükleotidden daha uzun. | TED | وإذا جمعت النسختين سوياً تحصل على ما يزيد عن 6 مليار نيوكليوتيد |
Arkadaşlar, hepimiz Napoliliyiz, bu yüzden birlik olmalıyız. | Open Subtitles | اصدقائي ، نحن جميعاً من نابولي لنتحد سوياً |
O zaman daha da yakıcıydı güneş ve her gün beraberdik. | Open Subtitles | كانت الشمس دافئة وقتها وكنا سوياً كل يوم |
Sadece siz ikiniz babanın çiftliğindeyken, ben hayal gücümün beni yanıltmasına izin verdim. | Open Subtitles | انه فقط حينما كنتما سوياً في مزرعة اباك مخيلتي فقط اخذت الكثير مني |
Eğer bizi öldürürlerse birbirimize söylediğimiz son sözler onlar olacak. | Open Subtitles | لو قتلونا ستكون هذه هي آخر مره نتكلم فيها سوياً |
Tüm bunları işiteceksin, ama ilk önce beraberce kısa bir gezi yapmalıyız. | Open Subtitles | سأحكي لك عنها ولكن فى البداية يجب ان نبحر سوياً فى رحلة |
Benimle çalışacağına ve tekrar bir araya geldiğimize çok sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد جداً بأنك تعمل معي وأننا سوياً مرة أخرى |
Konusu beraber geçirdiğimiz hayatımız olsa da, parçanın odağı bendim. | TED | كان موضوعها يدور حول حياتنا سوياً بالطبع، وكان محورها أنا. |
Gün sonunda, iyi insanlar ve iyi yemekler biraraya geldi. | Open Subtitles | . كانه غذاء جيد ، ناس جيدون . الأثنين سوياً |