Onunla Kötü bir şekilde ayrıldık. Şimdi isteklerini yok sayamam. | Open Subtitles | لقد غادرتها على نحوٍ سيّئ ولا يسعني إهمال رغباتها الآن. |
Scientology hakkında Kötü bir şey söyleyen herhangi biri, otomatikman bir tür suçlu, bir deli, bir uyuşturucu bağımlısı damgası yiyordu. | Open Subtitles | أيَ شخص يقولُ أيَ شيئ سيّئ حولَ السينتالوجيا, هو تلقائيّاً مجرماً نوعاً ما, و نوعاً ما شخصٌ مجنون و مدمن مخدّرات. |
Yüce isa, Kötü çocuktan bahset. | Open Subtitles | تحدّث عن ولد سيّئ ..قام بعملياتسرقةحوالي11. |
Hapishane o kadar Kötü değil. | Open Subtitles | من فضلك . السّجن غير سيّئ جدًّا آه, حقاً؟ |
berbat, berbat berbat, berbat, ben de var, berbat. | Open Subtitles | سيّئ، سيّئ سيّئ، سيّئ، لدي، سيّئ |
Arsızca yaşlanıyorum... | Open Subtitles | و الآن ل يصبح عجوزًا بشكل سيّئ |
Kötü yerdir. O kadar Kötü mü bilmiyorum. | Open Subtitles | الوضع سيّئ هناك لا أعلم إن كان بذلك السّوء |
- Bu işler böyle. İnternette Kötü bir yorum alırsın-- | Open Subtitles | تلك هي الحال، حصلت على نقد سيّئ على الإنترنت |
Eğer Kötü bir tane alırsan diğerlerinin istemedikleriyle kalırsın. | Open Subtitles | إن حصلت على نقد سيّئ تنال السفلة الذين لا يرغب فيهم أحد |
Psikopatlık daha Kötü suçlar doğurabilir. İlla şiddetlisin diye bir şey yok. | Open Subtitles | قد يكون الاضطراب العقليّ ذو وقع سيّئ لكنّه لا يعني بالضرورة أنَكِ عدائيّة |
Bir dakika daha müsaade et. Kötü bir sakal günü geçiriyorum. | Open Subtitles | لحظة فقط، أنا أعاني من يوم سيّئ مع لحيتي. |
Bunun iyi veya Kötü olarak düşünsenizde bu çok alakalı ve bir yere gitmiyor. | Open Subtitles | الذي تظنّهُ سيّئ أو لا , هوَ ليسَ له علاقة بالموضوع , هو لن يذهبَ سدى. |
Bu özellikle, günde 117 trafik kazası olan bir yer için Kötü bir özellik. | Open Subtitles | هذا سيّئ خصوصا في مدينة حيث هناك 117حادث مروري يوميا |
Seni arayan başka bir şey daha var çok Kötü bir şey. | Open Subtitles | هنالك شيء آخر في الخارج يبحث عنكِ، شيء سيّئ جدًّا. |
Sanki Kötü bir şey yapıyormuşuz gibi bağırıyorsun. | Open Subtitles | تجعلين الأمر يبدو وكأنّنا نقوم بعمل سيّئ |
Her sabah uyanıp verdiğim bütün Kötü kararların senin yüzünden olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أستيقظ كلّ يوم مفكّرةً في كلّ قرار سيّئ اتخذتُه يومًا بسببكَ |
Bu dişi, anestetiğe Kötü tepki verdi. | Open Subtitles | هذه الأنثى قد ردّت على نحو سيّئ إلى المخدر. |
Sonra kendini öyle bir durumda bulursun ki içinde olmaman gereken Kötü bir durum. | Open Subtitles | ثمّ وجدتُ نفسي في موقفٍ، موقفٍ سيّئ ما يفترض بي أن أقع فيه. |
Haydi ama herkesin Kötü bir günü olur. | Open Subtitles | برّبك، يعاني الجميع من يوم سيّئ. أتعرف ما عليك فعله؟ يجب أن تنساه، إتفقنا يا صديقي؟ |
Bakın, sadece sıradan, yedinci sınıfa giden ve adet dönemini geçiren bir kızım ve tüm bunları siz geri zekalıların önünde yaşamak çok berbat bir durum. | Open Subtitles | أنظر, أنا فقط فتاه طبيعيّة في الصّف السابع واتتني الدورة الشهريّة. و هذا سيّئ جدّاً أنّها كانت أمامكم جميعاً أيها البلهاء. |
berbat bir durum. | Open Subtitles | حسنا ، الآن ، هذا وضع سيّئ |
Arsızca yaşlanacağım | Open Subtitles | ل يصبح عجوزًا بشكل سيّئ |