Yarın ben gidince buradaki tek aklı başında kişi sen olacaksın. | Open Subtitles | سَتَكُونُ الرجلَ العقلانيَ الوحيدَ الباقي على هذه الجزيرةِ بَعْدَ أَنْ ارحل غداً. |
Sen kırmızı olacaksın. Ben mavi. | Open Subtitles | أنت سَتَكُونُ الأحمر.و أنا سَأكُونُ الأزرق. |
Kolay olmadığını biliyorum ama uzun vadede daha mutlu olacaksın. | Open Subtitles | أَعْرفُ هذا لَستُ سهلَ، لكن في المدى البعيد، أَعْرفُ بأنّك سَتَكُونُ أسعد. |
Ve sunu görüyorum ki, sen ve sen birlikte çok mutlu olacaksınız. | Open Subtitles | وبعد مُرَاقَبَتك، أَعْرفُك وأنت سَتَكُونُ سعيد جداً سوية. |
Bir daha düşündümde, sakız mükemmel olurdu. | Open Subtitles | , بعد إعادة النظر اللبانة سَتَكُونُ كمالاً |
René'nin olduğu kadar benim de malım olacağını söyle, bunu duymak istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ سَمْاعك و أنتي تَقُولي سَتَكُونُ لي كما أنت لرينيه |
Sen bir suçlusun. Hep öyleydin ve hep de öyle kalacaksın. | Open Subtitles | أنت مجرم أنت دائماً كُنْتَ، وأنت دائماً سَتَكُونُ |
Yoksa, tüm grip sezonu boyunca kaçırılmış nöbetlerden sorumlu sen olursun. | Open Subtitles | أَو أنت سَتَكُونُ مسؤول لغطاء كُلّ تغيير مفتقد أثناء إنفلونزا هذا فصلِ السَنَةِ. |
Zaten o iş için kesin uyanık olurdun. | Open Subtitles | أنت بالتأكيد سَتَكُونُ مستيقظَ له، مع ذلك. |
- Dediğin gibiyse, bu gece buradan çıkmış olacaksın | Open Subtitles | إذا كانت تلك الحقيقة , سَتَكُونُ بالخارج الليلة |
Yakında sürekli onu düşünüyor olacaksın. | Open Subtitles | قريباً جداً أنت سَتَكُونُ تَفكير بشأنها دائماً، |
Her zaman benimle olacaksın, çünkü seni hiçbir zaman unutmayacağım. | Open Subtitles | أنت دائماً سَتَكُونُ مَعي، ' يَجْعلُ أنا لَنْ أَنْسيك. |
Yarın bu zamanlar New York'ta olacaksın, evlat... | Open Subtitles | بهذا الوقتِ غداً، أنت سَتَكُونُ في نيويورك تعقد الإتّفاقَ |
Ve sen de onun beşiğini sallayan el olacaksın. | Open Subtitles | وأنت سَتَكُونُ اليَدَّ ذلك يَهْزُّ مهدَه. |
Turk, bu dersi birlikte yazmak için beni seçtiğine çok mutlu olacaksın. | Open Subtitles | التركي، أنت سَتَكُونُ سعيد إلتقطتَني لمُشَارَكَة في كتابة هذه الدراسةِ. |
Bu silahın doldurulup boşaltılmasından siz sorumlu olacaksınız. | Open Subtitles | أنت سَتَكُونُ مسؤول عن الحشو وإفْراغ هذا السلاحِ بنفسك. |
Biliyorsun, İngiltere'de bu araba dükkanın öbür tarafında olurdu. | Open Subtitles | هاى أتعْرفُ، في إنجلترا هذه السيارةِ سَتَكُونُ على الجانبِ الآخرِ للمخزنِ. |
Samimi söylüyorum efendim, komitenin burada olacağını bilmiyorduk. | Open Subtitles | سيدي، بأمانة، لم نكن نعتقد ان لجنة التقييمَ سَتَكُونُ هنا |
Tavsiyemi dinlediğine memnun kalacaksın. | Open Subtitles | أنت سَتَكُونُ مسرور أنت أَخذتَ بنصيحتي على هذا. |
Bu Tina için şok olur, sorumlusu da sen olursun. | Open Subtitles | إجازة تينا تَبْلغُ المذبحَ وأنت سَتَكُونُ مسؤول عن ذلك |
Tren yolu destek hattı olacaktı. Biz yolu sona vardıracaktık. | Open Subtitles | سكة الحديد سَتَكُونُ خَطّاً لأمدادتهم ونحن سَنَكُونُ الوسيلَة إلى انهائه |
Belki bir akşam siz benim seçtiğim kadın olursunuz. | Open Subtitles | ربما ليل واحد أنت سَتَكُونُ سيدتَي الخاصّةَ. |