ويكيبيديا

    "شخص واحد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • biri
        
    • tek kişi
        
    • birini
        
    • bir adam
        
    • bir kişi
        
    • birisi
        
    • bir kişiyi
        
    • birinin
        
    • bir kişiyle
        
    • bir kişiye
        
    • tek kişilik
        
    • aynı kişi
        
    • tek bir kişinin
        
    • bir tane
        
    • tek kişinin
        
    Tek bir kişi gerçek nihai aktörlerden biri değil ...semt benliğinin yanında. TED في الواقع لا يوجد شخص واحد يمثل البطولة الكاملة خلف الشخصية والبناء.
    Her zaman diğerinden daha fazla seven biri vardır. Bu yüzden çok zordur. Open Subtitles شخص واحد دائما ما يحب بقدر أكبر، هذا ما يجعل الأمر صعبا جدا
    Ama tek kişi tarafından yetiştirilmenin nasıl olduğunu da bilirim. Open Subtitles لكن أعلم أيضاً معنى أن يربيني شخص واحد من والداي
    Şef aziz gibi bir adamdı. Bunu tek kişi yapmış olabilir. Open Subtitles والدك كان رجلاً مثالياً، لايوجد سوى شخص واحد يمكنه فعل ذلك
    Eğer birini vuracak olursanız buradaki herkesi teker teker öldürürler. Open Subtitles إذا اطلقتم النار على شخص واحد فقط سيقتلوننا جميعاً هنا
    Ayakta tek bir adam kalacaksa, o da ben olurum. Open Subtitles حتى اذا بقي شخص واحد واقفا فسوف اكون ذلك الشخص
    İşte burada takipçi ağını yönlendiren tek bir kişi var. TED وهنا شخص واحد قادر على قيادة هذه الشبكة من الأتباع.
    O yeteneği olan biri var o da benim. Bilgisayardan uzak dur! Open Subtitles هناك شخص واحد فقط يملك هذه القدرة أنا إبقى بعيداً عن الحاسوب
    Gruptakilerden biri aslında çok yüksek performans göstermesi beklenirken berbat bir performans sergilemişti. TED كان هناك شخص واحد في المجموعة كان من المفترض أن يكون أداؤه عاليا كان أداؤه في الواقع رديئا.
    Ve 2050’deki tahmin ise, üç milyar gecekonducu olacak ve bu yeryüzündeki üç kişiden biri olmasından daha iyi. TED والتقديرات تقول أنه في عام ٢٠٥٠، سيكون هناك ثلاث مليارات منطقة عشوائية. أكثر من شخص واحد بين ثلاثة أشخاص على الأرض.
    Bu hastanede, anestezi için vasıflı bir tek kişi var ve bu bayan da 12 ya da 18 aylık anestezi eğitimi olduğu için vasıflı. TED في هذا المستشفى، يوجد شخص واحد مؤهل لتوفير التخدير، وهي مؤهلة لأنها أمضت 12 أو 18 شهرا في التدريب على التخدير.
    Gerçekten çok üzgünüm tatlım fakat o an, o elbiseyi gördüm ve biliyordum ki yeryüzünde sadece bir tek kişi onu giyebilirdi; Open Subtitles أشعر بالأسف العميق لأنني في تلك اللحظة عندما رأيت الثوب وأعلم أن هناك شخص واحد فقط في هذا العالم الذي يُمكنه أن يرتديه
    Şu avluda, pencereye çıkmayan tek kişi o. Bak. Open Subtitles فى الفناء بأكملة , هناك شخص واحد فقط لم يظهر فى النافذة , إنظرى
    O zaman, öncelikle bir hedef belirleyin: olumsuz olarak stereotipleştirmiş olabileceğiniz bir gruptan birini seçin. TED حسناً اولها .. هو .. حددوا هدفاً وهو أن تتعرف على شخص واحد ينتمي الى جماعة فكرية كنت تهاجمها بأفكار نمطية سلبية
    bir adam tüm bu aksanları ve kimlikleri üstlenebilir mi? Open Subtitles شخص واحد يستطيع التظاهر بكل هذه اللهجات، وكل هذه الهويات؟
    Her 3 siyah erkekten birisi... ceza sisteminin icinde bir yerde. Open Subtitles شخص واحد في كل ثلاث اشخاص سود في بعض النظام التصليحي
    bir kişiyi kurtarmak için Dünya'nın yok edilişine yardımcı olmak mı? Open Subtitles المساعدة في القضاء على العالم من أجل إنقاذ شخص واحد ؟
    Bütün cankurtaranlar şaka yapan birinin olmadığını söyledi. Open Subtitles إنهُ لم يكُن شخص واحد فقط من رآه، العديد رآوه و لم تكُن مُزحة من شخص
    Çevrimiçi bir sürü arkadaş edinmek yüzyüze bir kişiyle tanışmaktan çok daha basit. Open Subtitles أن أكون صديقة للكثيرين على الإنترنت، أمرٌ أسهل من صداقة شخص واحد حقيقى.
    Bu, artık soruşturmamızın belirli bir kişiye odaklanacağı üzerine resmi bir açıklamadır. Open Subtitles هذا إعلان رسمي أنه من الآن وصاعدًا، سيُركز التحقيق على شخص واحد
    Daha önce böyle bir şey görmemiştim. tek kişilik bir ordu gibiydi. Open Subtitles أنا لم أرى شيئاً كهذا لقد كان كجيش مكون من شخص واحد
    Nicole, Sanırım Bizu ve Gluant aynı kişi tarafından öldürüldü. Open Subtitles نيكول , أظن أن يوران و بوزو قتلهم شخص واحد
    Güvenlik kamerasındaki görüntülerle de uyuşuyor. Ama tek bir kişinin sözüyle hareket edemeyiz. Open Subtitles الأمر متوافق مع الوقت في الكاميرا ولكن لا يمكننا الإعتماد على شخص واحد
    Pinokyo hastası bir tane bile muhabir yok. Biliyor musunuz? Open Subtitles لا تظن ان هناك سببا وجيها لماذا ليس هناك شخص واحد من هذا القبيل؟
    Avcı bile olsa tek kişinin bizi koruyabileceğini hiç sanmıyorum. Open Subtitles لا أرى كيف أن شخص واحد حتى المبيدة يمكنها حمايتنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد