ويكيبيديا

    "شرطيّ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • polis
        
    • polisim
        
    • polissin
        
    • polisi
        
    • polisin
        
    • polisler
        
    • polise
        
    • polistir
        
    • polismiş
        
    • polislerin
        
    • memur
        
    • polislik
        
    • polisle
        
    • polisine
        
    • polisleri
        
    Bildiğim şey, babanın karısına aptalca şeyler yapan ilk polis olmadığı. Open Subtitles ما أعرفه هو أنّ والدك لن يكون أوّل شرطيّ يخون زوجته
    Bir de, diğer şey. İyi bir polis olduğunu söylemiştim. Ciddiydim. Open Subtitles ثمّة شيء آخر بشأنّك، وهو أنّكَ شرطيّ جيّد، إنّي أعني ذلك.
    Lakin makine bize onu gösterdiyse biri onun polis olduğunun farkına varmış olabilir. Open Subtitles لكن إن اعطتنا الآلة رقمه، فذلك يعني أنّ ثمّة شخصٌ اكتشف أنّه شرطيّ.
    Yanlış anlama.Beni saygısız olarak algılama,fakat ben bir polisim. Open Subtitles لا تسيئي فهمي . لا أعني أيّ عدم احترام، لكننيّ، أنا مجرد شرطيّ
    Sen bir polissin çünkü nasıl polis olmaman gerektiğini bilmiyorsun. Open Subtitles أنتَ شرطيّ لأنكَ لا تعرف كيف لا تكون شرطياً
    Daha geçenlerde Britanya'nın en kötü polisi olarak etiketlenmediniz mi? Open Subtitles ألم يتمّ تصنيفك كأسوء شرطيّ ببريطانيّا عن طريق الصحف الوطنية؟
    Gördüğün gibi, avukat kadının kartı hala bende, ve yanlış hatırlamıyorsam, geçenlerde bir polis silahı bulunmuştu. Open Subtitles كما ترى مازلت أحتفِظ ببطاقة تلك المحاميّة ومثلما أذكر ، مسدس شرطيّ تم إسترجاعه منذ مدّة
    Devriye gezen bir polis Amerika'daki tek gerçek diktatörlüktür. Open Subtitles شرطيّ الدوريات في أوج عطائه هو الديكتاتور الوحيد والحقيقي في أمريكا
    Üç blok öteden bakıp, seni oradaki bütün diğer çocuklardan ayırt eden polis de böyle düşünüyordur eminim. Open Subtitles حتى شرطيّ أبيض ينظر من مسافة ثلاثة تقاطعات سيتمكّن من تمييزك عن بقية الزنوج هناك
    İhtiyacı olan bir polis için öğle paydosumu feda edebilirim. Open Subtitles أقلّ ما يمكنني فعله هو تفريغ ساعة غدائي لأجل شرطيّ في وقت حاجة
    Ona bu sözü verdim ve bu yüzden polis oldum. Open Subtitles قطعتُ له ذلك الوعد ولهذا السبب أنا شرطيّ
    polis maaşının karşılayabileceği ender limanlardan biri. Open Subtitles إنّه أحد أحواض السفن القليلة المتبقية والتي يمكن تحمل نفقاتها براتب شرطيّ
    Hey, az önce bir polis memuruna saldırmaktan tutuklandım. Open Subtitles لقد اعتقلت للتو بتهمة التعدّي على شرطيّ سلام.
    Yirmi yıldan fazladır bu işin içindeyim hiçbir polis kodesten çıkış kartıyla bana gelmedi. Open Subtitles أمضيتُ أكثر من عقدين في هذه المهنة ولم يسلّمني شرطيّ قطّ دليلاً لتبرئة موكّلي
    - Peki o... Çok şükür ki, o an, restoranda, yemek yiyen bir polis bulunuyormuş. Open Subtitles لحسن الحظّ، كان هناك شرطيّ يأكل في المطعم
    Boşanmış bir polisim. O malum sona doğru tam sürat gidiyorum. Open Subtitles أنا شرطيّ مطلّق أوشك على نيل وصف مبتذل تماماً:
    Çünkü ben polisim ve sen bana yalan söyledin. Open Subtitles لأنّني شرطيّ و أنت حاولتِ أنّ تكذبيّ عليّ.
    sen eski bir polissin. Open Subtitles أنت شرطيّ سابق، ضع كمامة على فم تلك المرأة
    Dünyada, bir polisi etkisi altına alabilecek 3 kişi bile yoktur. Open Subtitles ليس هناك ثلاثة أشخاص في العالم تمكنوا من تجنيد شرطيّ
    Seni lanet olası bir polisin peşindeyken yakaladık, namussuz! Open Subtitles لقد أمسكناك وأنت تحاول النيل من شرطيّ أيّها الحقير
    Şehirdeki bütün polisler ararken nasıl oluyor da bir sağlık görevlisi benim ortağımı bulabiliyor? Open Subtitles كلّ شرطيّ بالمدينة كان يبحث عن شريكي و عثر عليه مسعف خارج وقت عمله , كيف حصل ذلك ؟
    Bir polise silah doğrultmaya devam ettiğin sürece, umabileceğin en iyi şey buradan sağ çıkabilmek olur. Open Subtitles الشيء الوحيّد والأفضل الذي يمكن أنّ تتمناه أنّ تخرج من هنا حياً. لأنّك لن تستمر بتوجيّه هذا المسدّس على شرطيّ.
    Biliyor musun, babam bir polistir ve bana öğrettiği tek şey bu değil. Open Subtitles تعلم أنّ والدي شرطيّ. وهذا ليس فقط ما علمنيه.
    Sahibi, sattığı her tabancanın balistik profilini kaydeden eski bir polismiş. Open Subtitles المالك شرطيّ سابق، فريق الأسلّحة سجل معلومات كلّ مشتري لكلّ مسدّس تمّ بيعه
    Senin gibi iyi polislerin, politikacıların şoförlüğünü yapmasına gerek yok. Open Subtitles لا حاجة لإضاعة شرطيّ جيد مثلك ليكون سوّاقًا لرجال السّياسة
    Merkez, otobüse ihtiyacımız var, memur birini vurdu. Open Subtitles نحن بحاجة إلى سيارة إسعاف، حدث إطلاق رصاص وأحد مطلقي الرّصاص شرطيّ.
    Tüm hayaletleri bir dolaba tıkarak polislik yapmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Open Subtitles وأنا أعرف مَن يرسل هذه الأشباح. إلى مكانٍ يحتويه شرطيّ.
    Olay yerine kolunda hatunlarla geliyor ve şimdi de başka bir polisle takılıyor. Open Subtitles لقد ظهر في المركز مع تلك الفتيات الجميلات المُتشبّثات بين ذراعيه، وهو الآن يعمل مع شرطيّ آخر.
    Katili bulmak için kimseye güvenemem. Özellikle de bir avuç Donanma polisine. Open Subtitles و لا أثق بأحد أخر للقيام بهذا العمل خاصة مجموعة من شرطيّ البحرية.
    Bütün polisleri buraya toplamak mı istiyorsun? Open Subtitles أتودّ أن يأتي كلّ شرطيّ في العالم إلى هنا؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد