| Yatak odamla banyo arasında oturma odasına bakan bir balkon vardı. | TED | وبين غرفتي والحمام كانت هناك شرفة تطل على غرفة المعيشة. |
| Şarkıcılar ziyaretlerini tamamlasın, ve her balkonu taçlandırsınlar. | Open Subtitles | دع المغنين ينشدون لحنهم و ضع تاجا على كل شرفة |
| Kendini kütüphanenin balkonundan atmıştı hani. | Open Subtitles | تلك الفتاة التى ألقيت بنفسها من شرفة المكتبة |
| Martha, bu katta balkon ya da veranda falan var mı? | Open Subtitles | مارثا, ماذا لدينا؟ أهناكَ شرفة في هذا الدور؟ |
| Niçin biraz daha düşün müyorsunuz sonra tekrar konuşuruz? teras kapısı kilitli değildi, Ben de içeri girdim. | Open Subtitles | لم لا تفكري بالموضوع ونتحدث مجدداَ باب شرفة المسبح كان مفتوحاَ لذا تسللت |
| terası olan biri, ki sen değil. | Open Subtitles | شخص ما لديه شرفة بينما أنتِ لا تمتلكين واحدة |
| 10 yaşında bir çocuk gruptan ayrılmış balkondan düşüp ölmüş. | Open Subtitles | شخص بعمر العاشر أنفصل عن المجموعة سَقطَ مِنْ شرفة وماتَ |
| Oradalar, Winter Palace'ın balkonunda. Ve şu küçük kız, oradaki... - O sensin. | Open Subtitles | هؤلاء ، في شرفة القصر الإمبراطوري هذه الفتاة الصغيرة هناك ، هذه هي أنتِ |
| Sonra balkona çıkardı ve son alkışları alırdı. | Open Subtitles | وظلوا مقمين أسفل منزله، حتي طل عليهم من شرفة منزله كي يقدموا له هتافاً أخيراً |
| genelde onlar kutsal ayini kafenin terasında izlerdi. | Open Subtitles | هؤلاء الذين اعتادوا على حضور القداس على شرفة المقاهي |
| Tamam Romeo, balkon sahnesini berbat etmekten nefret ediyorum ama neden bizi kurtarıp duruyorsun? | Open Subtitles | حسناً، أكره تخريب مشهد شرفة اللقاءات الرومانسية، روميو، لكن لماذا تستمر بإنقاذِنا؟ |
| Gevşek bir balkon korkuluğuna yaslanırken nerdeyse kırılıyordu. | Open Subtitles | و درابزين شرفة هشة إنهار عندما كان يتّكئ عليه |
| Şarkıcılar ziyaretlerini tamamlasın, ve her balkonu taçlandırsınlar. | Open Subtitles | دع المغنين ينشدون لحنهم و ضع تاجا على كل شرفة |
| Şarkıcılar ziyaretlerini tamamlasın, ve her balkonu taçlandırsınlar. | Open Subtitles | دع المغنين ينشدون لحنهم و ضع تاجا على كل شرفة |
| Bu gün erken saatlerde, ...tanıklar, kendisini Beverly Hills'deki otel odasının balkonundan sarkarken gördüğünü belirttiler. | Open Subtitles | بوقتٍ مبكر من هذا المساء، خرجت تقاريراً أنها كانت متعلقة على شرفة جناحُها في الفندق الذي تسكنُ به |
| Tüm öğleden sonramı geçirebileceğim bir veranda var burda. | Open Subtitles | هنالك شرفة خلفية يمكنني أن أقضي فترة العصر فيها |
| Sen gittikten sonra mezarın çevresindeki zemin... düzleştirilerek bir çeşit teras haline getirildi. | Open Subtitles | بعدما سافرتِ الأرضحولالقبر.. إستويت كأنها شرفة |
| Kitaptaki kızıın yatak odasının dışında bir terası vardı. | Open Subtitles | تلك الفتاة بالكتاب لديها شرفة خارج غرفة نومها |
| Otele giriş yaptıktan 5 dakika sonra balkondan düştü. | Open Subtitles | انها سقطت من شرفة الدور الخامس بعد دقائق من دخولها الفندق |
| Otel Du Caps'ın balkonunda bir yabancıyı öpmek mi? | Open Subtitles | تقبيل فتاة غريبة من على شرفة فندق دو كابز. |
| Kütüphanedeyim, ikinci kattaki balkona doğru ilerliyorum. | Open Subtitles | أنا فى المكتبه أتجه الآن الى شرفة الطابق الثانى |
| Aynı anda, hemen yakındaki bir restoranın terasında rüzgar masa örtüsünün üzerindeki bardakları dans ettiriyordu. | Open Subtitles | في تلك اللحظة و على شرفة مطعم في مكان قريب جعلت الريح بطريقة ساحرة كأسين يرقصان بدون ان يلاحظهما احد على مفرش المائدة |
| Sen verandada Gin Rickey'ini yudumlarsın, ha? | Open Subtitles | بينما أنتِ جالسة في شرفة تحتسين النبيذ، حسناً؟ |
| "Ailemle, eski evin verandasında oturup"... şarkı söyleyip dans ettiğimiz günleri "hatırladım". | Open Subtitles | تذكرت الأيام التي كنت أرقص وأغني مع عائلتي عند شرفة المنزل القديم |
| Az önce yapılan sessiz arttırmada terasta iki kişilik akşam yemeği kazandım. | Open Subtitles | لقد فزت لتوى بعشاء لأثنان على شرفة المزاد الصامت |
| Öyle mi? Arka bahçedeki çardak pek bir çabuk yapıldı. | Open Subtitles | حسنًا شرفة المراقبة تلك التي بالفناء قد تم بنائها في وقت سريع فعلاً. |
| İlk randevuda bir erkeğin terasına çıkan kızlardan değilim. | Open Subtitles | أنا لست من هذا النوع من الفتاة التي يسرع لرجل وتضمينه في شرفة في التاريخ الأول. |