Heyecanlanma, yaşlı adam, bu sadece formalite | Open Subtitles | لا تنفعل أيها الرجل ، هذا مجرد إجراء شكلي |
Sadece formalite, şu senedi imzala, lütfen. | Open Subtitles | انها مجرد إجراء شكلي ، ولكن من فضلك ضعي بصمتك على هذا الإيصال |
Biliyor musun bu akşam görünüşüm üzerine yorum yapmamış tek insansın. | Open Subtitles | أتعلم أنك الشخصُ الوحيد هذه الليلة الذي لم يعلّق على شكلي |
6 estetik ameliyattan sonra, artık eskisinden daha iyi görünüyorum. | Open Subtitles | بعد ست جراحات بنائية، أصبح شكلي أجمل من ذي قبل |
Tamam, geçen bir partide tanıştığım kör adam ve uzun bir süre yüzüme dokunmuştu neye benzediğimi anlamak için. | Open Subtitles | ثمة أعمى قابلته في حفل، وتحسّس وجهي لوقت طويل لكي يعلم كيف هو شكلي |
Beni böyle görmek zorunda kaldığınız için özür dilerim. Korkunç görünüyor olmalıyım. | Open Subtitles | انا اسفة لانك تراني فى مثل هذه الحالة لابد ان شكلي مرعب |
Söyledin zaten. Ayrıca seviştikten sonra nasıl göründüğümü... | Open Subtitles | و كيف تعرفين كيف يبدو شكلي بعد ممارسة الجنس ؟ |
Bu sadece formalite Bay Travalian. Bizi koruduğu gibi sizi de korumak için. Eminim koruyordur. | Open Subtitles | إنه أمر شكلي فقط يا سيد ترافليان, الأمر يعنيك كما يعنينا |
Zaten bir kere intihar etti. - Şimdiki sadece formalite. | Open Subtitles | لقد فعل ذلك فعلا الآن سيكون مجرّد سلوك شكلي |
Bugün olanlar formalite icabıydı. Beni yanlış anlama. Harika bir iş çıkardın. | Open Subtitles | ماتم اليوم إجراء شكلي , لاتفهمني بشكل خاطئ المهمة التي قمت بها كانت حيوية |
Sizi hazır bulundurmak için formalite icabı, yetkililere yanlış bilgi verme ile suçlanacaksınız. | Open Subtitles | سنقوم باحتجازك كمجرد اجراء شكلي لضمان وجودك معنا اذا ما احتجناك لتراجع المعلومات الخاطئة |
Bir soruşturma için suç mahalinden başka bir yerde olduğunu doğrulamak için formalite icabı soruyorum. | Open Subtitles | للتأكد من أقوال التحقيق فأنا أجري تحقيق شكلي فقط |
Ben her zaman sadece, güzel, canayakın görünüşüm midesini bulandırmayacak bir kız bulmayı ve malum soruyu patlatıp yerleşmeyi ve mutlu olmayı ümit ettim. | Open Subtitles | دائماً آمل أن ألتقي فتاة لطيفة وودودة مثل شكلها، على أمل ألا يثير شكلي إشمئزازها ثم أطلب يدها وأستقر وأكون سعيداً |
İlişkimde bir gelişme yok ben de görünüşüm üzerinde çalışıyorum.Dominic'le ne oldu? | Open Subtitles | علاقتي متوقفة تماما، وذلك بدلا ، وأنا المتطورة شكلي. كيف أنها لم تذهب مع دومينيك؟ |
Bandajın arasındaki yarıktan bir sigara sarkıyormuş gibi... Hilkat garibesi gibi görünüyorum. | Open Subtitles | ستتدلى السيجارة من فتحة بالضمّادات ويبدو شكلي مخيف |
- Nasıl görünüyorum, Frenchy? | Open Subtitles | شكلي كويس فرنشي؟ اكيد تَبْدين في حالة جيّدة. |
- Sanırım bu karmanın kendisi neye benzediğimi takmayan birisiyle aşkı bulmam yani. | Open Subtitles | أن ينتهي بي المطاف مع شخص أراد مضاجعتي بغض النظر عن شكلي |
Bu kadar yıl oldu, kimse neye benzediğimi bilmiyor. | Open Subtitles | كل هذه السنوات، لا أحد يعرف شكلي. |
Göğsümü tıraş edince iyi görünüyor ama senin yüzünden olunca... | Open Subtitles | فأنا يعجبني فعلا شكلي بصدري المحلوق ...لكن أن أشي بك |
Biliyorum onlar filmde nasıl göründüğümü görmek isteyecekler. | Open Subtitles | أعلم بأنهم سيريدون رؤية شكلي على شريط فيلمي |
Arkamı dönünce, öyle muhteşem görünüyordum ki! | Open Subtitles | وعندما كنت سأذهب ،كان شكلي جداً رائع |
İnsanlar görünüşümle, sesimle, giyinişimle dalga geçerler. | Open Subtitles | الناس يضحكون على شكلي وصوتي و طريقة ارتدائي الملابس |
Üstelik, başarılı olmak istiyorsam, görünüşümü değişmem gerektiğini sen söylemiştin. | Open Subtitles | بجانب، أنكِ أخبرتيني إن أردت التقدم لابد أن أغير شكلي. أليس كذلك؟ |
Söylediğim kişiyim. Sadece öyle görünmüyorum. | Open Subtitles | نعم ، تلك هي شخصيّتي ، ليس كما يظهر شكلي |
Evet ama senin başvurun sadece baskıcı aileni memnun etmek için bir formaliteydi. | Open Subtitles | نعم ولكن استمارتك كانت مجرد إجراء شكلي لاسترضاء والديك |