Yaşayanlar Dünyası'na dönmeme izin verecekti ama korkunç bir bedel karşılığında. | Open Subtitles | بأن يسمح ليّ لأعود إلى أرض الأحياء. و طالب بثمن شنيع. |
Sanırım korkunç bir hata yaptım. Onun Toby gibi olacağını zannetmiştim. | Open Subtitles | لقد قمت بخطأ شنيع لقد ظننت انة سوف يكون مثل توبى |
Bir şey kesin. Birisi için bu korkunç derecede kötü sonuçlanacak. | Open Subtitles | حسنٌ ، ثمّة شيء مؤكد، سينتهي المطاف بأحدهم إلى حالٍ شنيع. |
Bana ispat ettiniz ki, aşırı-şiddet ve öldürmek kötü bir şey, çok kötü bir şey! | Open Subtitles | لقد أقتنعت أن العنف المفرط والقتل خطأ خطأ، خطأ فظيع خطأ شنيع |
Demans berbat bir hastalık ve hâlâ bir tedavisi yok. | TED | الخرف هو مرض شنيع ولم يتم اكتشاف أي علاج له بعد |
Gamma yazılımı dünyanın çeşitli ülkelerindeki sunuculara konumlandırıldı. Gerçekten iğrenç izleme kayıtları ve insan hakları ihlalleri ile. | TED | برمجيات ميونيخ تم تحديدها تواجدها على سيرفرات في عدة دول حول العالم والعديد منها لديها سجل شنيع لانتهاكات حقوق الإنسان. |
Dışardaki dünya çok korkunç olduğunda, içim dengemi dengemi korumaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إن كان العالم الخارجي شنيع فسأذهب إلى الداخل كي أستعيد توازني |
Ama pencereden çıkar çıkmaz bunun korkunç bir hata olduğunu anladım. | Open Subtitles | و لكن بمجرد خروجي من النافذة علمت أنني قمت بخطأ شنيع. |
Aynı şey, Batı medyasında sürekli işlenen namus cinayetleri konusu için de söylenebilir. Bu da tabii ki, bir başka korkunç gelenektir. | TED | والامر ذاته فيما يخص جرائم الشرف والتي هي جزء دائم من الاعلام الغربي الذي يهاجم الثقافة الاسلامية وهو تقليد شنيع جداً |
Bazen ölü bir adam korkunç bir düşman olabilir. | Open Subtitles | فى بعض الأوقات الرجل الميت يصبح عدو شنيع |
Kimden gizlendiğini sanıyorsun? Herkes gözünü bize dikmiş. korkunç! | Open Subtitles | تعتقد ممن نختبىء الجميع يحدق نحونا ، أمر شنيع |
Her zaman 5 dakika gecikirim ve sen beni korkunç bir kazada ölmüş ya da yaralanmış sanırısın. | Open Subtitles | في كُل مرة أتأخر خمسة دقائق، تريني مُلقى ميتاً في الطريق وأنا مهشم بسب حادث شنيع. |
Ne kadar korkunç! Ne kadar kötü! Bunu yaptığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | يا له من أمر شنيع لا أصدق أنني فعلت ذلك |
Bana ispat ettiniz ki, aşırı-şiddet ve öldürmek kötü bir şey, çok kötü bir şey! | Open Subtitles | لقد أقتنعت أن العنف المفرط والقتل خطأ خطأ، خطأ فظئيع خطأ شنيع |
Bu işe karıştığın için kendimi çok kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحس بذنب شنيع لأنني ورطتك فى موضوع كهذا |
Tamamen berbat. Ama kurtulamıyorum. | Open Subtitles | انه شنيع تماما لكني لا استطيع الخروج من هذا |
berbat bir mesai geçirdim. | Open Subtitles | ثلاثمائة وثلاثة وخمسون يوماً للإنطلاق. يومٌ شنيع في العمل. |
Hayvanları canlı canlı yakamazsın. Bu çok iğrenç olur. | Open Subtitles | لا يمكنك حرق حيوانات حية هذا شنيع جدا |
Sayın Yargıç, bu çirkin bir itham. | Open Subtitles | في محاكمات القتل بهدف إلحصول على الإدانات حضرة القاضي, هذا تصريح شنيع |
O adam her kimse, eminim büyük bir hata yapmıştır. | Open Subtitles | أنا آسفة , وأياً كان الشخص فقد إرتكب خطأ شنيع |
Bu rezalet. Bu yaptığınızın sonuçlarının farkında mısınız? | Open Subtitles | هذا شنيع هل أنت مدرك لنتائج هذا التصرف؟ |
Sence sırf sunumunu beğenmediğin diye o kadar sert reddetmek zalimce değil miydi? | Open Subtitles | كان اقتراحه شنيع جداَ إستحق إجابة شديد منك ؟ |