Geleceğini bilmek doğal bir şey değil her ne sebeple olursa olsun. | Open Subtitles | انا اوافقك الرأي ، معرفة مستقبلك شيء ليس طبيعي اياً كانت اسبابُك. |
Hayır, özellikle şu anda bir şey, değil okul odaklanmak değil. | Open Subtitles | لا ، لا يمكنني أن أركز على أي شيء . ليس بالمدرسة خصوصاً |
Beğendim ancak doğru olmayan bir şey var, ve mükemmel olmak zorunda. | Open Subtitles | أعجبني. إنه فقط, هناك شيء ليس صحيح فيه وعليه أن يكون مثالياً |
- Sen yeni çocuksun. Ve sende, onda olmayan bir şey var, yetenek. | Open Subtitles | أنت فتى جديد على الساحة و ربما لديك شيء ليس لديهم |
Bu kızlar çok büyük bir baskı altında. olmayan bir şeyi yanlış yorumlama. | Open Subtitles | هذهِ الفتاه تعاني من ضغط بليغ، لا تخطيء قراءة شيء ليس له وجود. |
Bazen başkalarının duygularını incitmemek için gerçekte doğru olmayan şeyleri söylemek zorunda-- | Open Subtitles | أحياناً لكيّ نتجنب إيذاء مشاعر شخص ما .. علينا قول شيء ليس |
Çok da küçük olmayan bir şeye bakarak başlayalım, çıplak gözle görebileceğimiz bir şey ile, ve bu bir arı. Bu arıya baktığınız zaman, burada yaklaşık bu boyutta, yaklaşık 1 santim kadar. | TED | حسنا، لنبدأ بالنظر إلى شيء ليس بالصغير جدا شيء بالإمكان رؤيته بالعين المجردة وهذا الشيء هو النحلة، فعندما تنظر إلى هاته النحلة إنها بهذا الحجم، حوالي السنتيمتر |
Kimse fark etmese de ben fark ediyorum, yani bu endişe etmen gereken bir şey değil. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى ذلك حتّى لو لم يكن يراه أحد آخر وهذا شيء ليس عليكِ القلق حوله |
Bu bölge savcısının yapacağı bir şey değil. | Open Subtitles | وهذا شيء ليس من المفترض على المدّعي العام القيام به |
Çünkü sen fevkalade bir ebeveynsin ki bu da benim özgeçmişime koyabileceğim bir şey değil. | Open Subtitles | لأنك والدة استثنائية, و هذا شيء ليس من خصالي |
Hiçbir şey değil. Bir şey söylemek istemiyorum. Söyleyecek ilginç bir şeyim yok. | Open Subtitles | لا شيء، لا أريد قول شيء ليس لدي أمر مثير للاهتمام لأقوله |
Bu arada, bu gerçekten yapılacak basit bir şey değil. | TED | بالمناسبة هذا شيء ليس بالسهل عمله |
Burada doğru olmayan bir şey var. Ne zamandır oluyor bu? | Open Subtitles | هنالك شيء ليس صحيح هنا منذ متى وهو يواعدها؟ |
Ve cezadan çıktıktan sonra eğer ezik olmayan bir şey yapmak istersen basketbol izlemek veya başka bir şey zevkle gelirim. | Open Subtitles | وبعدما ينتهي حرماني من الخروج إن أردتِ فعل شيء ليس لئيماً مثل مشاهدة كرة السلة أو ما شابه |
Bu Galaksinin başkentinin yörüngesinde olmayan bir şey. | Open Subtitles | شيء ليس في المدار في عاصمة هذه المجرة |
Bozuk olmayan bir şeyi çaresizce düzeltmeye çalışmaları çok trajik. | Open Subtitles | مأساة أن يحاولوا باستماتة إصلاح شيء ليس معطوبًا من الأصل |
Büyüdükçe, karnımda haksız bir his duymaya başladım, sanki yapmamam gereken bir şey yapıyormuşum gibi; benim olmayan bir şeyi alıyor; bir hediye alıyor, ama üzerinde başkasının adı yazıyor. | TED | كما ترون، عندما كبرتُ، بدأ شعورٌ بغير الشرعية ينغل داخل معدتي، وكأنني أفعل شيئاً لا يجب عليَّ فعله، أخذ شيء ليس ملكاً لي، كاستلام هدية، باسم شخصٍ آخر عليها. |
Bu mahkumun beynini yıkayıp doğru olmayan bir şeyi, doğru gibi göstermeye çalıştığınız bir halüsinasyon mu? | Open Subtitles | هل هذا نوع من أنواع " سي اوب "ّ حينها تحاولي غسل دماغ السجين وإرغامه على تصديق شيء ليس صحيحاً ؟ |
Tam olarak sana ait olmayan şeyleri almak gibi. | Open Subtitles | أخذ شيء ليس بالضروري أن يكون ملكٌ لكَ |
- Evet. Biyolojik olmayan şeyleri. | Open Subtitles | نعم أي شيء ليس حي |
Konuyu olmayan bir şeye çevirme. | Open Subtitles | لا تحول الامر الى شيء .ليس كما هو |
Bu kadar ortada olmayan bir şeye odaklansan nasıl olur? | Open Subtitles | لماذا لاتركزين على شيء ليس واضح جدًا ؟ |