ويكيبيديا

    "صديقته" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • arkadaşı
        
    • sevgilisi
        
    • kız arkadaşını
        
    • arkadaşıyla
        
    • kız arkadaşının
        
    • sevgilisinin
        
    • sevgilisini
        
    • arkadaşına
        
    • sevgilisiyle
        
    • arkadaşından
        
    • arkadaş
        
    • arkadaşıyım
        
    • sevgilisine
        
    • arkadaşısın
        
    • arkadaşıydı
        
    Kız arkadaşı Becy'nin benim ranzanın alt katında onu hep silkelediğini hatırlıyorum. Open Subtitles وأتذكر صديقته بيكي سيكون دائما يكون المصارعة معه في السرير تحت الألغام.
    Ve blogunda kendi hayatı hakkında yazıyor, Saint Petersburg'daki hayatı hakkında -- 20 yaşların başında -- kedisi hakkında, kız arkadaşı hakkında yazıyor. TED و في هذه المدونة ,يدون عن حياته عن حياته في سانت بيترسبيرغ هو في بداية العشرينات من عمره عن قطته عن صديقته
    Sonra sevgilisi öldüğü için kendisini tam orada öldüren bir gencin olduğunu öğrendik. Open Subtitles بعدها تبين لنا أن صبياً قتل نفسه في هذا المكان لأن صديقته ماتت
    Ian'ın kız arkadaşını aradın, "eve gelsen iyi olur" dedin. Open Subtitles ودعى صديقته واخبرها انه من الافضل ان تأتى الى البيت
    En son geceyarısı civarında kız arkadaşıyla kulüpten ayrılırken görülmüş. Open Subtitles آخر مره شوهد يغادر الملهى فى منتصف الليل مع صديقته
    Ailesinin ve kız arkadaşının endişelenmesini istemiyor o yüzden yalan söylüyor Alaska'ya yani ulaşılmayacak bir yere gideceğini söylüyor. Open Subtitles لا يريد لوالديه و صديقته أن يقلقوا ، لذلك كذب و قال بأنه ذاهب إلى آلاسكا حيث سيجني ثروة
    Muhtemelen şiddet yanlısı bir adam. Eski sevgilisinin çocuklarını kaçırmış. Open Subtitles انهٌ بالتأكيد رجل عنيف , كيف يختطف اطفال صديقته القديمة
    Kendisi kız arkadaşı olduğunu düşünüyordu, efendim. Open Subtitles تقصد الفتاة التي كان يظنها صديقته يا سيدي
    Kız arkadaşı, sevişirlerken bazen uyuyakaldığını söylemişti. Open Subtitles صديقته الحميمة أخبرتني بأنه اعتاد أن يغط في النوم أثناء المضاجعة
    Kız arkadaşı hakkındaki korkunç hikayeyi duydunuz. Open Subtitles قد سمعت تلك القصة المروعة عن صديقته و الراقص
    Adam ve kız arkadaşı evde yalnızken evlerine girmiş. Open Subtitles كان هو و صديقته جالسين لوحدهم في منزلهم حتى دخل عليهم
    - Ben onun kız arkadaşı değilim. Kurtarıcısıyım. - Kesinlikle doğru. Open Subtitles ـ أنا لستُ صديقته بل منقذته ـ تماماً صحيح
    Ve herifin sevgilisi, şu seksi oryantal orospulardan birden bağırmaya başladı: Open Subtitles عندما قامت صديقته العاهرة بالصراخ به ، ماذا أنت فاعل؟
    Ve herifin sevgilisi, çok seksi oriental bir orospu... birden bağırmaya başlıyor: Open Subtitles عندما قامت صديقته العاهرة بالصراخ به ، ماذا أنت فاعل؟
    İnsan annesi şehre geldiğinde kız arkadaşını köşe bucak saklar mı? Open Subtitles من الذي يخبئ صديقته تحت صخرة عندما تكون أمه في المدينة؟
    Bay Goldfinger'ı gözlemen gerekiyordu. kız arkadaşını alman değil. Open Subtitles كان يجب تراقب جولدفينجر وليس تستعير صديقته
    Max'in Evan'ın kız arkadaşıyla yattığından Evan'ın da kopya yüzünden Max'i okuldan attırdığından bu yüzden de Max'in Evan'ın suratına yumruğu yapıştırdığından bahsettim mi? Open Subtitles أوه، أنا لم أذكر أن ماكس ينام مع صديقته ايفان، حتى ايفان كان ماكس طرد المدرسة على خيانتها، حتى ماكس كمات ايفان في وجهه؟
    Chuck tutuklama emrini kaldırtmayı becermişti ve mahkeme ücretlerini ödemek için bir ödeme planındaydı ve kız arkadaşının arabasıyla Tim'i okula götürüyordu. TED قد استطاع تشك تسديد كفالته وكان يمشي على خطة لدفع رسوم المحكمة وكان يذهب بتيم في سيارة صديقته إلى المدرسة.
    sevgilisinin durumundan ötürü dışarı çıkabilmesi zor olduğundan beni bahane ediyor. Open Subtitles نعم، أعتقد انه يحاول يائساً الهروب من صديقته الحامل، وأنـا عذره.
    Bir adam, sevgilisini rahat bırakmazsa onu sigara ile yakmakla tehdit ettiğimi söylemiş. Open Subtitles رجل يقول بأنني قمت بتهديده بالحرق بسيجارة مشتعلة إذا لم يدع صديقته وشأنها
    Asher Hornsby dersten önce dudaklarını kenetlemiş ama kız arkadaşına değil. Open Subtitles آشر هورنسبي شوهد يقفل شفتاه قبل الدرس لكن ليس مع صديقته
    Çoğu kadın, kocasının, birinin gözetiminde olmadan eski sevgilisiyle çalışmasından çok rahatsız olurdu. Open Subtitles أكثر النساء سيصيبهن الذعر إن وظف أزواجهن صديقته السابقة وسيعملون سوية برقابة شديدة
    Onun arkadaşından biraz daha fazlasıydım,onun uyuşturucu kullananlar Derneğinde rehberiydim. Open Subtitles أنا أكثر من صديقته أنا كفيلته في جمعية المدمنين المجهولين
    kız arkadaşının onu bir arkadaş ortamında başka bir pencereden görmesini istiyor. Open Subtitles يحب أن تراه صديقته مع صديقه، حتى ترى نافذةً على شخصيته خارج المواعيد
    Ben de kız arkadaşıyım. Ama ona her şeyi anlatmıyorum. Open Subtitles ،وأنا صديقته الحميمة ولا يعني هذا أن أخبره كل شيء
    Yani, Randy, arabayı nereden bulduğu konusunda sevgilisine yalan söyledi. Open Subtitles اذا راندى كذب على صديقته بشأن مكان حصوله على السياره
    Sen onun ilk kız arkadaşısın. Bunu bütün kalbimle söylüyorum, anlıyor musun? Open Subtitles أنتِ صديقته الأولى, الأمر قادم من قلبي هنا..
    Bilirsin, belki de o kız sadece arkadaşıydı. Open Subtitles تعلم, ربما هذه الفتاه قد تكون صديقته فقط

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد