Anladım ki bu boş sayfa bir gizemli kutu, değil mi? | TED | وأنا أدرك أن تلك الصفحة الفارغة هى صندوقا غامضا. |
Colorado'da tahta bir kutu aldım ve bu kutunun içine bir dolar banknotu, bir kalem ve bir çatal koydum. | TED | أخذت صندوقا خشبيا، ودفنت دولارًا ورقيًا وقلماً و شوكة طعام داخل هذا الصندوق في كولورادو |
Bunlara bakmak için arşivleri kurcaladığımda, arşiv sorumlusu bir gün bana "Sanırım atılan başka bir kutu bulduk." | TED | فحين تعمقت في هذا الأرشيف لمحت أن الأرشيف ظهر في أحد الأيام، يقول أعتقد أننا وجدنا صندوقا آخرا قد رمي بالخارج |
Eğer 50 kasa domates alırsam tanesi 2.50 mark eğer 50 kasadan az alırsam tanesi 3.50 mark ediyor.Ne dersin? | Open Subtitles | ان أخذت خمسين صندوقا فسأحصل عليه بـ 2.50 للواحد أو سيكون السعر 3.50 لو أخذت أقل ما رأيكم ؟ |
sorusu bile sanki biri küçük bir kutuyu açıyormuş ve bizden onun içine sıkışmamızı istiyormuş gibi hissettirir. | TED | يُشرعك كأن أحدا يفتح صندوقا صغيرا ويطالبك أن تحشر نفسك بداخله |
Ama mecbur değildi. Patates için toprağı çapalarken, altın dolu bir sandık buldu. | Open Subtitles | لكن لم يكن مضطرا ، بينما كان يحفر بحثا عن البطاطس ، وجد صندوقا من الذهب |
Eğer lezzetli izci kız kurabiyelerimden bir kutu alırsanız .. | Open Subtitles | أناسأشتريكأسعصير، إذا كنت ستشتري صندوقا من بسكويت فتياتالكشافةاللذيذ. |
Şu elemana bir kutu video kasedi alsak? | Open Subtitles | هل سنشتري لهذا الرجل صندوقا من شرائط الفيديو ؟ |
Eve gidip uyumuş gibi davranıyorsun, üzerinde ismim yazan boş bir kutu getiriyorsun... | Open Subtitles | تدعي انك ذهبت للمنزل ونمت, تضع صندوقا فارغا واسمي مكتوب عليه على الطاولة امامي |
Sana küçük bir kutu verecekler. | Open Subtitles | و في المقابل ، فإنهم سوف يعطونك صندوقا صغيرا |
Dışarı bir kutu koyarız ve insanlar da rahat rahat... | Open Subtitles | أنا أقترح ان نضع صندوقا للناس ليرموا بقايا الشمع |
Sen de Chase'e üstünlük sağlamak için dün ona kutu taşıttın. | Open Subtitles | نفس الغريزة التي استغليتها البارحة لتجعلي تشايس يحمل صندوقا من الملفات الى سيارتك البارحة |
Sadece senin şımarık çocuğuna bir kutu çikolata vermek istedi. | Open Subtitles | أراد فقط إعطاء ابنتكِ المدللة صندوقا من الشوكولا. |
Özelliklede bağırdıkları müşteri... 14 kutu Suda fed* alan ve çılgın gözleri olan bir motosikletli olunca? | Open Subtitles | بالأخص عندما يكون المشتري المهان راكب دراجة ضخم ذو عيون مجنونة و14 صندوقا من الصودا |
Yarın sabah, zavallı bir denyo uyanacak ve kapısının önünde içinde senin resminin olduğu bir kutu bulacak. | Open Subtitles | غدا صباحا شخصا سوف يستيقظ وسيجد صندوقا امام باب بيته يحمل صورتك بداخله |
"Sevdiğim biri bir keresinde bana karanlık dolu bir kutu vermişti. | Open Subtitles | أحد ممن أحببتهم سابقا أعطاني صندوقا مليئا بالظلمة |
60 kasa süt tozu... | Open Subtitles | لدينا 60 صندوقا من اللبن المجفف |
Kıyıdaki güvertenin altında bir kasa dolusu buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت صندوقا كاملا تحت الممشى |
Yüzyıllar önce bir adam, atalarımdan biri Phillip L'Merchant bir bulmaca kutusu yapmış, ilk kutuyu en iyi çalışması. | Open Subtitles | قبل قرون عده رجل من اسلافنا فيليب ميرشانت بنى صندوقا للالغاز اول صندوق |
Sınırda sadece 1 kutuyu... açtılar, giysi dolu olanı. | Open Subtitles | لقد حالفنا الحظ، فقد فتحوا في هامبورج صندوقا واحدا فقط وكان مليئا بالملابس |
Eğer McKeane çanakla dolu bir sandık kaybetmişse bu benim sorunum değil, | Open Subtitles | ان كان ماكين اضاع صندوقا فيه قدر هذه ليست مشكلتي |
Senin bir kulüben var, onunsa bir Ferrari'si. | Open Subtitles | أنت تملك صندوقا و هو يملك سيارة فيراري |