Sağ alttakini ise 10 sene kadar önce ben laboratuvarımda yaptım ve sonunda bir ürüne dönüştürdük. | TED | في الجهة اليمنى السفلى نرى الروبوت الذي صنعته في مختبري منذ حوالي 10 سنين, والآن وصلنا لهذا المنتج |
Bunu kendi ellerimle yaptım, bambu ve keçi derisi kullanarak. | Open Subtitles | صنعته بيداي هاتين استخدمت الخيزران وجلد الماعز على الأغلب |
Bu dipsiz de değil derin de. Öğleden sonra kontrolünü bizzat yaptım. | Open Subtitles | . هذا البئر ليس واسعاً و لا عميقاً لقد صنعته بنفسي عصر اليوم |
Doğmamış çocuğun için yaptığın mobilyaların içinde üzgün üzgün mü oturuyorsun? | Open Subtitles | تجلس حزينًا وسط حفنة من أثاث الأطفال صنعته لطفلك غير المولود؟ |
Sana söylüyorum, o en bir iblis bir yolu yoktur, onu iyi yaptı. | Open Subtitles | أنا أقول لك ، لا محال أن يكون مشعوذاً لقد صنعته كي يكون جيداً |
Öneri kutumuz var. Onu bir şey öneren son adamın kafasından yaptın. | Open Subtitles | لدينا صندوق اقتراحات ، صنعته من رأس آخر شخص كان لديه اقتراح |
CA: İnsanlığın daha önce yaptığı en büyük roketin itkisinden dört kat fazla. | TED | أربعة أضعاف قوة دفع أضخم صاروخ صنعته البشرية. |
Bunları biraz daha şekerli yaptım tamam mı, Bernie? | Open Subtitles | لقد صنعته أكثر حلاوة هذه المرة حسنا , بيرني ؟ |
Son günlerin en orijinal yemeği değil ama kendim yaptım. | Open Subtitles | أعرف بأنه ليس الأصلي هذه الأيام ولكني صنعته بنفسي |
-Ben yaptım ve mükemmel. | Open Subtitles | لقد صنعته أنا إنه ممتاز يا إلهي أستطيع أن أشعر بأننا عائلة |
Onlar için bir patika yaptım, izleyebilecekleri bir rota. | Open Subtitles | هاهو الممر الدي صنعته لها انه كدرب الملاحة |
Bu defterdeki çizimlerin her birini, birlikte yaşayacağımız bir evde boyamayı, hayal ederek yaptım. | Open Subtitles | كل رسم صنعته في هذا الكتاب كل شخص حلمت بالرسم منه قرب الوطن الذي نعيش به |
O senin bu arada. Sanat terapisinde yaptım. | Open Subtitles | وهذا لك , بالمناسبة لقد صنعته لك في المعالجة بالفن |
Benim için yaptığın en güzel, en yumuşak şey olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون أجمل وأنعم شيء قد صنعته لي على الإطلاق |
Annem yaptı. Güzel, herkes burada, daha fazla uzatmadan karşınızda erkekler! | Open Subtitles | أمي صنعته , لطيف جدا حسنا , نحن كلنا هنا و بدون مقاطعات |
Hayır kardeşim, doğru değil. Bu pisliği yaptın ve paylaşmak istemiyor musun? - Paylaşabiliriz... | Open Subtitles | لقد صنعته بشكل سيء حتى لا يشاركك به أحد |
Peki, Debra'nın yaptığı bu yiyecekler ne olacak? Kimse dokunmadı bile. | Open Subtitles | ولكن ماذا عن كل هذا الطعام الذي صنعته ديبرا ولم يلمسه أحد؟ |
Sonra yarattığım bu şeyin sadece tatilde okumam için iyi senaryo bulmaktan çok daha kıymetli olduğunu fark ettim. | TED | ثم أدركت أن هذا الشيء الذي صنعته كان له قيمة أكثر بكثير من أن أجد نص سينمائي جيد لأقرأه خلال العطلات |
Yeni bir oyuncağı vardı, küçük bir yelkenli gemi yapmıştım onun için. | Open Subtitles | كانت لديه لعبة جديدة، قارب صغير صنعته له |
Burası hayatımın senin yarattığın bir bölümü. | Open Subtitles | هنا قضيت جزءً من حياتى والذى صنعته من آجلى |
Teyzesi onun okulda yapmış olabileceği bir şey olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | أعني، ربما ركنته العمة لأنه كان شيئاً صنعته في المدرسة،.. |
Onu bu ellerimle yarattım. | Open Subtitles | لقد صنعته بتلك الأيدي وبتلك الأيدي سأدمره |
hayır, sevmiyorsun. ve onu özellikle bugece için yaptırdım. | Open Subtitles | كلا ، لا يعجبك وقد صنعته خصيصاً لتلك الليلة |
Bunu ilk duyduğumda, kendimle gerçekten gurur duydum. Şöyle düşündüm, araştırmamın yarattığı etkiye bakın. | TED | وعندما عرفت ذلك لأول مرة، شعرت بالفخر بنفسي إلى حد ما. فقد فكرت : أنظر إلى حجم التأثير الذي صنعته أبحاثي. |
İlk proje arkadaşlarım için hazırladığım bir tatil kartı. | TED | بطاقة العطلة هذه هي أول مشروع صنعته لأصدقائي. |
Okulun bilgisayar laboratuarında hazırladım ve onların hurda yığını olduğunu hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | صنعته في مختبر المدرسة و لكنا نعلم هذه الكمبيوترات عطلانة |
Bu, şişmiş bir balonu bir parça kumaşla kaplayarak yaptığım bir iskelet modeli. | TED | إنه نموذج هيكل والذي صنعته من قطعة قماش وقمت بلفه حول بالون متمدد. |