ويكيبيديا

    "ضوء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ışığında
        
    • ışık
        
    • ışığı
        
    • Light
        
    • ışığından
        
    • ışığın
        
    • lambası
        
    • ışıkla
        
    • aydınlık
        
    • ışığıyla
        
    • ışığını
        
    • ışıklarıyla
        
    • ışıktan
        
    • lamba
        
    • feneri
        
    Uzun vadeli hafızamızdaki bilgilere ulaşmamızı sağlar ve ihtiyacımız doğrultusunda bazılarını ortaya çıkarıp, mevcut hedefimiz ışığında, karıştırır ve işleme alır. TED و تسمح لنا بالوصول الى ذاكرتنا طويلة المدى و سحب جزء منها عندما نحتاج, تخلطه و تعالجه على ضوء اهدافنا الحالية.
    Çağdaş aşkla ilgili bu gözlem ışığında gelecek yıllarda sevgiyi, aşkı nasıl düşünebiliriz? TED وفي ضوء هذه الرؤية للحب المُعاصر كيف ستكون نظرتنا للحب في الأعوام القادمة؟
    Fakat yeni gelişmeler ışığında, aklıma bir işbirlikçisinin olabileceği geldi. Open Subtitles لكن على ضوء التطورات تبادر لي ربما كان لديه مساعد
    Bir günde ortalama 4 - 4.5 saat ışık toplar. TED فتجمع في المتوسط أربع ساعات ونصف من ضوء الشمس يوميا
    Tohum, fosfor, gübre, besin, su ve güneş ışığı katmak durumunda kaldık. TED و غرس البذور , الفسفور السمادات ,المواد الغذائية, الماء , ضوء الشمس
    Bunlar China Light'ten insanlar, ama Jameson'u görmüyorum. Jameson nerede? Open Subtitles هؤلاء هم أفراد ضوء الصين لكنني لا أرى جيمسون.أين جيمسون؟
    Gün ışığından yararlanarak, en azından bir yere daha gidebiliriz. Open Subtitles لدينا الوقت لكنيسةٍ أخرى على الأقل قبل إختفاء ضوء النهار
    Ay ışığında süzülüp yatağıma yanaşan o korkunç beyaz figür de nesi? Open Subtitles ماهذا الشكل الابيض المريع الذى يسبح فى ضوء القمر؟ ومرسوم بجانب سريرى؟
    Ve yaşadığı korkunç acıların ışığında daireyi ona vermeye karar verdik. Open Subtitles وفي ضوء المعاناة الفظيعة التي مرّ بها، قررنا أن نعطيه إياها.
    Son yaşanan olayların ışığında Okul Yönetimi bir karar aldı. Open Subtitles وأيضا وفى ضوء الأحداث الحالية وكعبارة عن هدية من المدرسة
    Beni okula inekle birlikte yollardılar. Ödevlerimi de lamba ışığında yapardım. Open Subtitles لقد تم ارسالي لرعي البقرة وعملت واجباتي المدرسية تحت ضوء المصباح
    Beni okula inekle birlikte yollardılar. Ödevlerimi de lamba ışığında yapardım. Open Subtitles لقد تم ارسالي لرعي البقرة وعملت واجباتي المدرسية تحت ضوء المصباح
    Geçen geceki saldırının ışığında hain olan Kasırga gibi görünüyor. Open Subtitles , في ضوء هجوم ليلة أمس تورنيدو قد يبدو الخائن
    Yaşanan son olaylardan sonra, polis yeni delillerin ışığında alarma geçti. Open Subtitles في ضوء الأحداث الأخيرة الشرطة الفيدرالية كشفت النقاب عن أدلة جديدة
    Orada bir ışık var. Oraya gidip, nereden geldiğine bakmayı düşünüyorum. Open Subtitles هناك ضوء فى البعد وسوف اقود الى هناك لأكتشف اين نحن
    Fotosentez olayını modifiye ederek güneş ışığı kullanarak hidrojen üretmeye çalışıyoruz. TED نحن نحاول تعديل التركيب الضوئي لإنتاج الهيدروجين مباشرة من ضوء الشمس.
    China Light'teki misyonerleri kurtarmak için, Baoshan'a son bir yolculuk yapacağız. Open Subtitles إننا يجب أن نقوم برحلة أخيرة إلى باوشان لإنقاذ المبشرين في ضوء الصين
    Karanlıkta, penceresiz odalarda saklanırız ve genellikle güneş ışığından kaçınırız. TED نختبئ في الظلام، في غرف بلا نوافذ، وعادة ما نتفادى ضوء الشمس.
    Ve bu kemik süslenmiştir, ışığın kafatasından saçılmasıyla gördüğünüz gibi, boşluklarla, yani soluduğumuz havayı ısıtan ve nemlendiren sinüsler ile. TED وهذا العظم يتخلله، كما ترون، ضوء ساطع من خلال الجمجمة مع تجاويف والجيوب الأنفية، التي تدفئ وترطب الهواء الذي نتنفسه.
    Hayır, hayır,New York City de 330 000 sokak lambası var. Open Subtitles لا,لا هناك 330,300 ضوء شارع في مدينة نيويورك كيف تعلمين بذلك؟
    Bu, yine, eğer başlangıçta uygulanabilirse düşük maliyetli, doğal ışıkla hoş bir taşıma, çok düşük maliyetli bir çözüm olacaktır. TED سيكون هذا حلاً، ذو تكاليف ضئيلة ايظاً إذا تم دمجه منذ البداية، تكاليف ضئيلة، عبور سهل تحت ضوء الشمس الطبيعي.
    İnanç mı? İnanç görebilecek kadar aydınlık ama kör edecek kadar karanlıktır. Open Subtitles بالكاد هناك ضوء في الإيمان يكفي لترى ولكن الظُلمة‏ كافية كي تعميكَ
    -Küçük kanatları olduğunu ve ay ışığıyla yıkandıklarını hayal ediyoruz. -Öyle değil mi? Open Subtitles نتخيّل أن لديهم أجنحة صغيرة، ويسبحون في ضوء القمر، لكنهم ليسوا كذلك ؟
    Nehirin ağzındaki alüvyon mercanın büyümesi için gerekli olan güneş ışığını engelliyor. Open Subtitles في فمّ النهر الغرين منع ضوء الشمس الذي تحتاجه الشعاب المرجانية للنمو
    Ertesi sabah, bir başka firar denemesi için günün ilk ışıklarıyla uyandık. Open Subtitles في صباح اليوم التالي، كنا حتى في ضوء الأول محاولة هروب آخر.
    Görgü tanıkları yere otuz derecelik bir açıyla vuran parlak bir ışıktan bahsettiler. Open Subtitles وصف الشهود ضوء ساطع تقريبا 30 درجة في الأفق.
    Land's End feneri'ne gitmek istiyorum. Nereden tekne bulabilirim? Open Subtitles إننى أود الذهاب إلى ضوء نهاية الأرض هل تعرف أين يمكننى استئجار قارب ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد