Burası taştan örülmüş beyaz evlerden ve küçük dar sokaklardan ibaret. | Open Subtitles | مفيش حاجة أكثر مِنْ صخور مَهْجُورة، بيت أبيض وشوارع ضيّقة صغيرة. |
dar bant ve antenin konumu sinyalin, ayın ötesinde bir yerden geldiğini gösteriyor. | Open Subtitles | ضيّقة ومتفرقة ومطابقة للنمط الهوائي... يدل على أنّه نشأ من وراء مسافة القمر |
Ateşli. Ateşli olduğunu biliyor. dar pantolonlar giyiyor. | Open Subtitles | إنّها مثيرة، هي تعلم ذلك ترتدي ملابس ضيّقة جداً |
Toplu halde yaşayan çoğu köpek balıkları küçük sıkı sürüler halinde yüzerler. | Open Subtitles | الأكثر إجتماعية لكلّ أسماك القرش عرض الإطعام الذي يسبح بمجموعات ضيّقة |
Bu sargı bezleri çok sıkı biraz gevşetebilir misin, lütfen? | Open Subtitles | هذه الضمادات ضيّقة للغاية، هلا ترخّيها قليلاً؟ |
Bugünün zencilerindeki problem her zaman dar açıdan bakıyorlar. | Open Subtitles | المشلكة الآن أن الجميع ينظر للأمور من زاوية ضيّقة |
İki kere yanaktan öpme, dar İtalyan takım... | Open Subtitles | بربّكِ. قبلتان على الخد، بذلة إيطالية ضيّقة |
Merdiven boşluğu çok dar. Çok fazla çatışma istemiyorum. | Open Subtitles | والمنطقة ضيّقة في السلالم، لذا لا أريد إطلاق نار كثيف، مفهوم؟ |
Bütün giysilerim dar geliyor. Seninkilerden aldım. | Open Subtitles | جميع ملابسي أصبحت ضيّقة جداً اضُطررت لاستعارة ملابسك |
dar kafalı bir dedektif değilsin. Akıllısın. | Open Subtitles | كُلّ ما ستعمليه بعض الأيام أنتِ لستِ محققة جنائية ضيّقة الأفق |
çünkü gerekli izinleri almak zor, ve şanslarını kullanmak için dar bir alanda bir saatleri var. | Open Subtitles | كان من الصعب الحصول على أذونات, و انهم قد أُعْطُوا نافذة ضيّقة لمدة سّاعة واحدة فقط للتصوير. |
Zeminin üstündeki çıkıntılar alt taraftakileri gölgeler ve sokaklar o kadar dar ki şiddetli güneşin sıcaklığından korunurlar. | Open Subtitles | الشرفات التي بالأعلى تظلل على التي بالأسفل والشوارع ضيّقة لكي تظلل من حرارة الشمس الحارقة |
Toynak üç dar parçaya ayrılmış gibi. | Open Subtitles | يبـدو وكـأنه حـافر إنـقسم إلى ثلاث قطـع ضيّقة |
Efendim, kanal manevra yapmak için çok dar. | Open Subtitles | سيدي، تلك القناة ضيّقة جدا .لأن تستدير فيها |
Bu bandajlar çok sıkı onları biraz gevşetir misin, lütfen? | Open Subtitles | هذه الضمادات ضيّقة للغاية، هلا ترخّيها قليلاً؟ |
Bu üst çok sıkı. Memelerim ezildi. | Open Subtitles | هذه الصدرية ضيّقة جدا صدوري تصبح مسحوقة |
İyi bir elbise içindelerken seviyorum... veya sıkı bir üstün. | Open Subtitles | انا احبّ إمتلاكهم في لباسا لطيف... أو قمة ضيّقة |
Monica ipleri oldukça sıkı tutuyor, değil mi? | Open Subtitles | مونيكا تَرْكضُ a سفينة ضيّقة جداً هنا، أليس كذلك؟ |
Yaratıcılığımız fazla kıt, fazla taraflı, fazla aceleci miydi? | Open Subtitles | هل كانت رؤيتنا ضيّقة جدا، جزئية جدا، متهورة ؟ |
Senin tayt giydiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّك ترتدي ملابس ضيّقة. |
Doğrusu biraz sıkıyor, göğüs bölgesini biraz sıkıştırıyor. | Open Subtitles | أكون صادقة معك، إنّها ضيّقة قليلاً، ضيّقة نوعاً ما حول منطقة الصدر. |
Buna karşın burada yönettiğim işin, ...sadece daracık kıyafetler ve laubali tavırlarla yürümediğini anlayacaksınız. | Open Subtitles | ستجدين أن وظيفتي تتطلب ما هو أكثر من سترة ضيّقة وطابع مرحي. |