| Zikzak çizerek Alaska'ya giden Sunshine geçidine doğru yol alacak. | Open Subtitles | انه يتبع طريقا متعرجا فى ممر صنشاين ليصل الى الاسكا |
| Size başka bir yol göstermeye çalışıyorum ama değişme cesaretiniz yok. | Open Subtitles | لقد حاولت ان اريكم طريقا اخر لكنكم لا تملكون الشجاعة لتتغيّروا |
| Bu türde görüntü işlemeyle neler yapılabileceğinin daha yalnızca yüzeyini kazıdık, çünkü bu bize; genel, erişilebilir teknolojiyle çevremizi kaydetmek için yeni bir yol sağlıyor. | TED | لقد بدأنا الآن بخدش السطح فقط لما يمكن أن نقوم به بمثل هذا التصوير لأنه يعطينا طريقا جديدا لألتقاط محيطنا بواسطة تقنيات عامة و متوفرة |
| Güvenli yolu bilmeyen herkes için ölümcül tuzaklar ile dolu. Kimse de bilmiyor. | Open Subtitles | إنها فخ مميت لمن لا يعرف طريقا أمنا من خلالها، ولا يعرف أحد. |
| Hala sert kayalıklara ulaşmamız gerek. Bir yolu olmalı. | Open Subtitles | مازال علينا الوصول إلى الصخور الصلبة ويجب أن تكون الصخور طريقا ً |
| Örneğin matematikçiler yakın zamanda bu tür polinomlara onu açmanın yolunu buldu. | TED | على سبيل المثال, اكتشف الرياضيّون مؤخراً طريقا لتوسيع هذا المثلث إلى هذه الأشكال من كثيرات الحدود. |
| Bağışlayın efendim ama sizi bulmak için çok uzun bir yoldan geldim. | Open Subtitles | أغفر لي , سيدي , لكني سافرت طريقا طويلا في البحث عنك |
| Saraya giren bir yol buldular ve güç fark edilen bir ilaçla, onu uyutup götürdüler. | Open Subtitles | وجدوا طريقا إلى داخل القصر ومع مخدر خفئ خدروها وتم نقلها بعيدا |
| Hâlâ prensesi çalacaksan gel. Kaplanların tünelleri boyunca bir yol buldum. | Open Subtitles | هيا بنا ، إذا كنت لا تزال خطف الاميرة لقد وجدت طريقا من خلال أنفاق النمور |
| Ben gösterebilirim. Buradan çıkmak için başka bir yol daha var. | Open Subtitles | يمكنني أن أريك المخرج ، هناك طريقا آخر موصلا للطريق |
| - Güzel kuzenin Mercedes'le engelsiz bir yol istemez miydin ? | Open Subtitles | الا تفضل طريقا سالكا الى ابنه عمك الرقيقه الصغيره الرقيقه , مرسيدس |
| Belki daha kolay bir yol vardır. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تفهم لماذا. هناك قد يكون طريقا أسهلا. |
| Columb'un Hindistan'a yeni bir yol bulmak için bindiği gemi. | Open Subtitles | سلك كولومبس هذا الدرب ليجد طريقا إلى الهند |
| Dolambaçlı bir yol izlediler çölde. | Open Subtitles | فقد أخذ محمد وصاحبه طريقا متعرجا الى واحة يستوطنها الناس |
| Sadece tek bir yol var. - Dümdüz gitmek! | Open Subtitles | إن هناك طريقا واحدا للمرور وهو التقدم للأمام |
| İkarus mayın tarlasını temizliyor, ordularımıza geçecekleri yolu açıyor. | Open Subtitles | ايكاروس ينظف حقل الالغام فاتحا طريقا امام قواتنا |
| İkarus mayın tarlasını temizliyor, ordularımıza geçecekleri yolu açıyor. | Open Subtitles | ايكاروس ينظف حقل الالغام فاتحا طريقا امام قواتنا |
| Öyleyse, evine dönmek için... bu insanlardan yolu açmalarını iste. | Open Subtitles | إذا كان الأمر هكذا فلماذا لا تطلب من هؤلاء الناس اللطفاء هنا ان يفسحوا لك طريقا لتعود الى المنزل |
| Şimdi onu avlayıp öldürmenin bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | نحن يجب الآن أن نطارده ونجد طريقا لقتله. |
| büyük ticari marketlerde yolunu açtı. | Open Subtitles | .وجد طريقا إلى عدد كبير من المحلات التجارية |
| Unuttuklarını hatırlamanın bir yolunu bulur diyor insan. | Open Subtitles | اعتقد لابد أنه سلك طريقا ما حتي يمكن ان يتذكر اشيائا كان قد نساها |
| Başka bir yoldan gitmenizi tavsiye ederim dostum. | Open Subtitles | أقترح عليك أن تأخذ طريقا آخر يارفيقى الطيب. |
| Hapis hayatının daha kötü yanlarından kaçınmak için harika bir yoldu. | Open Subtitles | ذلك كان طريقا عظيما لتفادي أكثر التصرفات الغير سارة لحياة السجون |
| Bir dereden geçeceğiz, sonra solda bir patika olmalı. | Open Subtitles | سنعبر مجرى مائيا والمفروض أن نجد طريقا على اليسار |