Bu fotoğrafta gördüğünüz gibi; eskiden yol olan bir yerde duruyor. | TED | في هذه الصورة، هو يقف في ما كان طريقاً في السابق. |
Hayır efendim. Sanırım ben daha güvenli bir yol buldum. | Open Subtitles | كلا يا سيدي, ولكني اعتقد بأني وجدت طريقاً اكثر امناً |
Kendine seçtiğin yol sorumluluk ve görev duygunu fazlasıyla sınayacak. | Open Subtitles | انت اخترت طريقاً سيختبر حدود مسؤوليتك في أداء النداء الوطني |
Ve bu nedenle, buraya gelmek için Inverleith Row'daki kestirme yolu kullanmış. | TED | ولذلك لابد أنها سلكت طريقاً مختصراً عبر ايفيرليث رو لتصل إلى هنا. |
Ben oradan çıkmanın bir yolunu arıyorken, garip bir şey oldu dün. | Open Subtitles | لكن شيء غريب حدث الأمس عندما كنت أحاول ان أجد طريقاً للخروج |
Her gün farklı bir yoldan yürüdük kimse nereye gittiğimiz hakkında şühpelenmesin diye. | TED | كل يوم ، نأخذ طريقاً مختلفا لكي لا يشك أحد بأين نحن ذاهبون |
Sadece bir yürüyüş için çok uzun bir yol bence. | Open Subtitles | إنها فقط تبدو طريقاً طويلا للغاية لتقطعه من أجل نزهة |
Uzunca bir yol oldu ama Tanrı'yla aramı düzeltmek istiyorum. | Open Subtitles | لقد كان طريقاً طويلاً ولكنّي أريد العودة إلى طريق الصواب |
Uzun bir yol olacak ama kendimi oyuna yeniden dahil etmeye hazırım. | Open Subtitles | سيكون طريقاً طويلاً لكني مستعد بأن استرجع نفس الى اللعبه مره اخرى |
Kuzenim bütün işlerini yalnız yapardı başka bir yol olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | قريبي، منهمكٌ جداً في أن يكونَ وحيداً ولا يعرِفُ طريقاً آخر. |
Swenet ve İskenderiye arasındaki yol bir ticaret yoluydu ve ticaret yapanlar oraya ne kadar zamanda varacaklarını bilmek isterledi. | TED | كان الطريق بين أسوان والإسكندرية طريقاً تجارياً، ويحتاج التجار لمعرفة كم من الوقت يُستغرق للوصول هناك. |
Hislerinize, duygularınıza ve hatta vücudunuza eşsiz, doğrudan bir yol olduğunu bulduk. | TED | حيث وجدنا أن لدينا طريقاً مباشراً وفريداً نصل به لحواسِكم، مشاعركم، وحتي أجسادكم. |
Bu sorunu köküne kadar kazımak için önümüzde uzun bir yol olabilir. | TED | ربما ما زلنا نملك طريقاً طويلاً لنسلكه في سبيل حل المشكلة بشكل كامل. |
Yapılacak en güvenli şey, karada yeni bir yolu izlemek olacak. | Open Subtitles | الشيء الأكثر أماناً هو أن نجد .طريقاً جديداً ونعود إلى الديار |
Bizim birlikte olmamızla ilgili şikayet edip durdun ve şimdi birlikte değiliz ve bu konuda da şikayet edecek yolu buluyorsun. | Open Subtitles | .. أنتِ تسيئين إلينا لأننا مع بعض .. و الآن نحن لسنا كذلك و أنتِ تجدين طريقاً لـ تسيئين حول هذا |
Yapılacak en güvenli şey, karada yeni bir yolu izlemek olacak. | Open Subtitles | الشيء الأكثر أماناً هو أن نجد طريقاً جديداً ونعود إلى الديار. |
Eminim büyükannemin evine girmenin bir yolunu bulur ve etrafa oldukça kolay araştırabilirim. | Open Subtitles | انا متأكدة انهُ يمكنني أن اجدَ طريقاً لمنزل جدتي وادخل إلى هناكَ بسهولة |
İstediğin dünyayı gerçekleştirmek için kendi yolunu bulmuşsun. | Open Subtitles | لقد خضت طريقاً خاص بك لتحقق له العالم الذى كان يريده |
Vede dönüş yolunu bulduğunda, herkes onun yeni bir yol keşfettiğini söyledi. | Open Subtitles | وعندما وَجدَ طريقِه أخيراً، الكُلّ قالَ بأنّه إكتشفَ طريقاً جديداً |
Çok uzun yoldan geldik. Neler yaşadığımızı tahmin bile edemezsin. | Open Subtitles | لقد قطعنا طريقاً طويلاً ولك أن تتخيلي ما مررنا به |
Yüce Tanrı bizleri bazen seçmediğimiz yola da sevk eder, anlıyor musun? | Open Subtitles | فالربّ وضع لنا طريقاً نمشي به سواءً إخترنا فعل ذلك أم لا |
Seni bu kadar zorluyorsa neden farklı bir rota istemiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تقترح طريقاً مختلفاً إذا كان يسبب لك المتاعب ؟ |
Ve sana garanti ediyorum babana sıçmadığını kanıtlamak için uzun bir yolun olacak. | Open Subtitles | وأضمن لكِ أنكِ سوف تخوضين طريقاً طويلاً لتظهري لوالدكِ إنكِ لستِ فاشلة تماماً. |
Ondan ziyade, daha hızlı bir yöntem buldum. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك إخترتُ فقط طريقاً أسرع |
Aşağıdaki kafeye kadar uzun bir yoldu. | Open Subtitles | كان طريقاً طويلاً الى ذلك المقهى الذي بالاسفل |
Burada bir beyefendi taşlı bir yolda koşuyor. | TED | وهنا نرى رجلاً يركض صعوداً طريقاً صخرياً |
İntikam asla düz bir çizgi değildir. | Open Subtitles | الانتقام ليس دوماً طريقاً واضحاً |
Uzun bir yolculuk oldu ama neredeyse vardık. | Open Subtitles | قد كان طريقاً طويلاً، لكن.. كدنا نصل |