"طريقاً" - Traduction Arabe en Turc

    • yol
        
    • yolu
        
    • yolunu
        
    • yoldan
        
    • yola
        
    • rota
        
    • yolun
        
    • yöntem
        
    • yoldu
        
    • yolda
        
    • düz bir
        
    • bir yolculuk
        
    Bu fotoğrafta gördüğünüz gibi; eskiden yol olan bir yerde duruyor. TED في هذه الصورة، هو يقف في ما كان طريقاً في السابق.
    Hayır efendim. Sanırım ben daha güvenli bir yol buldum. Open Subtitles كلا يا سيدي, ولكني اعتقد بأني وجدت طريقاً اكثر امناً
    Kendine seçtiğin yol sorumluluk ve görev duygunu fazlasıyla sınayacak. Open Subtitles انت اخترت طريقاً سيختبر حدود مسؤوليتك في أداء النداء الوطني
    Ve bu nedenle, buraya gelmek için Inverleith Row'daki kestirme yolu kullanmış. TED ولذلك لابد أنها سلكت طريقاً مختصراً عبر ايفيرليث رو لتصل إلى هنا.
    Ben oradan çıkmanın bir yolunu arıyorken, garip bir şey oldu dün. Open Subtitles لكن شيء غريب حدث الأمس عندما كنت أحاول ان أجد طريقاً للخروج
    Her gün farklı bir yoldan yürüdük kimse nereye gittiğimiz hakkında şühpelenmesin diye. TED كل يوم ، نأخذ طريقاً مختلفا لكي لا يشك أحد بأين نحن ذاهبون
    Sadece bir yürüyüş için çok uzun bir yol bence. Open Subtitles إنها فقط تبدو طريقاً طويلا للغاية لتقطعه من أجل نزهة
    Uzunca bir yol oldu ama Tanrı'yla aramı düzeltmek istiyorum. Open Subtitles لقد كان طريقاً طويلاً ولكنّي أريد العودة إلى طريق الصواب
    Uzun bir yol olacak ama kendimi oyuna yeniden dahil etmeye hazırım. Open Subtitles سيكون طريقاً طويلاً لكني مستعد بأن استرجع نفس الى اللعبه مره اخرى
    Kuzenim bütün işlerini yalnız yapardı başka bir yol olduğunu bilmiyordu. Open Subtitles قريبي، منهمكٌ جداً في أن يكونَ وحيداً ولا يعرِفُ طريقاً آخر.
    Swenet ve İskenderiye arasındaki yol bir ticaret yoluydu ve ticaret yapanlar oraya ne kadar zamanda varacaklarını bilmek isterledi. TED كان الطريق بين أسوان والإسكندرية طريقاً تجارياً، ويحتاج التجار لمعرفة كم من الوقت يُستغرق للوصول هناك.
    Hislerinize, duygularınıza ve hatta vücudunuza eşsiz, doğrudan bir yol olduğunu bulduk. TED حيث وجدنا أن لدينا طريقاً مباشراً وفريداً نصل به لحواسِكم، مشاعركم، وحتي أجسادكم.
    Bu sorunu köküne kadar kazımak için önümüzde uzun bir yol olabilir. TED ربما ما زلنا نملك طريقاً طويلاً لنسلكه في سبيل حل المشكلة بشكل كامل.
    Yapılacak en güvenli şey, karada yeni bir yolu izlemek olacak. Open Subtitles الشيء الأكثر أماناً هو أن نجد .طريقاً جديداً ونعود إلى الديار
    Bizim birlikte olmamızla ilgili şikayet edip durdun ve şimdi birlikte değiliz ve bu konuda da şikayet edecek yolu buluyorsun. Open Subtitles .. أنتِ تسيئين إلينا لأننا مع بعض .. و الآن نحن لسنا كذلك و أنتِ تجدين طريقاً لـ تسيئين حول هذا
    Yapılacak en güvenli şey, karada yeni bir yolu izlemek olacak. Open Subtitles الشيء الأكثر أماناً هو أن نجد طريقاً جديداً ونعود إلى الديار.
    Eminim büyükannemin evine girmenin bir yolunu bulur ve etrafa oldukça kolay araştırabilirim. Open Subtitles انا متأكدة انهُ يمكنني أن اجدَ طريقاً لمنزل جدتي وادخل إلى هناكَ بسهولة
    İstediğin dünyayı gerçekleştirmek için kendi yolunu bulmuşsun. Open Subtitles لقد خضت طريقاً خاص بك لتحقق له العالم الذى كان يريده
    Vede dönüş yolunu bulduğunda, herkes onun yeni bir yol keşfettiğini söyledi. Open Subtitles وعندما وَجدَ طريقِه أخيراً، الكُلّ قالَ بأنّه إكتشفَ طريقاً جديداً
    Çok uzun yoldan geldik. Neler yaşadığımızı tahmin bile edemezsin. Open Subtitles لقد قطعنا طريقاً طويلاً ولك أن تتخيلي ما مررنا به
    Yüce Tanrı bizleri bazen seçmediğimiz yola da sevk eder, anlıyor musun? Open Subtitles فالربّ وضع لنا طريقاً نمشي به سواءً إخترنا فعل ذلك أم لا
    Seni bu kadar zorluyorsa neden farklı bir rota istemiyorsun? Open Subtitles لمَ لا تقترح طريقاً مختلفاً إذا كان يسبب لك المتاعب ؟
    Ve sana garanti ediyorum babana sıçmadığını kanıtlamak için uzun bir yolun olacak. Open Subtitles وأضمن لكِ أنكِ سوف تخوضين طريقاً طويلاً لتظهري لوالدكِ إنكِ لستِ فاشلة تماماً.
    Ondan ziyade, daha hızlı bir yöntem buldum. Open Subtitles بدلاً من ذلك إخترتُ فقط طريقاً أسرع
    Aşağıdaki kafeye kadar uzun bir yoldu. Open Subtitles كان طريقاً طويلاً الى ذلك المقهى الذي بالاسفل
    Burada bir beyefendi taşlı bir yolda koşuyor. TED وهنا نرى رجلاً يركض صعوداً طريقاً صخرياً
    İntikam asla düz bir çizgi değildir. Open Subtitles الانتقام ليس دوماً طريقاً واضحاً
    Uzun bir yolculuk oldu ama neredeyse vardık. Open Subtitles قد كان طريقاً طويلاً، لكن.. كدنا نصل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus