"طلبتَ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• istedin
• istediniz
• söyledin
• İstediğiniz
• istediğin
• sipariş
• istemiştin
• istemiştiniz
• istediğini
• söylemiştin
• istemişsiniz

Kardeşlerini karda görmeye gittin ve sana Fido'yu vermelerini istedin.
بعد زيارتك لإخوانك في المنطقة الثلجية طلبتَ منهم أخذ أخاك فيدو

Emekli olduğun gece seni eve bırakmamı istedin.
,في الليلة التي تقاعدتَ فيها طلبتَ منّي أن أوصلك للمنزل

Anlıyorum. Size yardımcı olmamı istediniz çünkü ben burada çalışıyorum?
فهمت, طلبتَ مني أن أساعدك لأني أعمل هنا, أليس كذلك؟

Bu sabah pis işleri yapması için onu göndermemi sen söyledin.
هذا الصباح طلبتَ منّي إرسالها لتأدية أعمالنا السيئة

İstediğiniz gibi, tutukluların yemekhanede toplanması emrini verdim.
جمعتُ المحتجزين في قاعة الطعام كما طلبتَ تماماً

Tıpkı istediğin gibi yakın bir yere park ettim dostum.
لقد أبقيتها قريبة تماما مثل ما طلبتَ مني يا رفيق.

İçecek olarak "kukuruki" sipariş ettiğinden olmasın?
ربما بالطريقة التي طلبتَ بها الشراب

Seni şeytanın elinden kurtarmam için ayin düzenlememi istemiştin.
طلبتَ مني جلسة طرد أرواح لتحريركَ من قبضة الشيطان

Sonra gelip gözetim ekibi istedin ama daha onu halledemeden şimdi de bunu istiyorsun.
ثم طلبتَ فرقًا للمراقبة وقبل أن أوفرها ، تأتي إليّ بهذا

Ağda yapmaya başlamasını mı istedin? Hayır.
هل طلبتَ منها أن تستخدم الشمع لإزالة الشعر؟

Ortağın olmamı istedin.
أنتَ لم تستئجرني، طلبتَ منّي أنّ أكون شريكتكَ.

Kimliği belirsiz beyaz bir erkek istedin.
لقد طلبتَ منّي العثور على ذكر أبيض مجهول الهويّة

Yani iddiana göre sen benden babasının kanını almamı istedin ama ben yanlışlıkla ona çiçek hastalığı bulaştırdım.
لذا فنظريتكَ هي أنّكَ طلبتَ منّي سحب دم الأب، لكنّي بدون قصد حقنتُه بالجُدَري

Çok üzgünüm, ama benden net olmamı istediniz, ben de net olacağım.
أنا آسف للغاية، لكنكَ طلبتَ منّي أن أكون مُباشرًا معك، لذا سأفعل

Davanızda ikinci koltukta oturmak için bir ortak istediniz.
لقد طلبتَ شريكًا كي يكون المعاون في قضيتك

Test yaptırmamı sen söyledin.
أنت طلبتَ مني أن أخضع للفحص لم أكن أعرف أن هذا سيؤثر حقاً

İstediğiniz gibi şefin maddi durumunu kontrol ettim.
راجعتُ طلبات المالية الخاصة بالرئيس، كما طلبتَ.

O yüzden öldürmemi istediğin halde Kim Hye Jin'i öldürmedim.
لهذا السبب لم أقتل كيم هي جين عندما طلبتَ مني ذلك

Yine 3 Venus kataloğu mu sipariş ettin?
هل طلبتَ ثلاثة كتالوجات أخرى من "فينوس"؟

Kraliçene, aynayı kimin verdiğini bulmamı istemiştin.
طلبتَ أن أجدَ الرجلَ الذي أعطى المرآةَ لملكتك.

İstediğinizi koparmak adına biraz alıştırma yapmak için patronunuz gibi davranmasını istemiştiniz.
طلبتَ منها أن تمثّل دور رئيس العمل ليكون بمقدورك أن تشحذ همّتك حتى تحصل على مبتغاك.

Bana gelip değişmek istediğini söylediğinde, bu tarz işleri ardında bırakmak istediğini düşünmüştüm ama görüyorum ki yanılmışım.
عِندما أتيتَني و طلبتَ تغيير دينِك ظننتُ أنكَ عنيتَ أنكَ تُريد نِسيان تِلكَ الأساليب لكني أرى الآن أني كُنتُ مُخطئاً

Telefonda bi konuda benden yardım isteyeceğini söylemiştin.
طلبتَ مني بالهاتف أن أساعدك بخصوص أمر ما

Hayır, efendim. Siz bu kitapları... internetten istemişsiniz.
كلّا، سيّدي، أنت طلبتَ هذه الكتب على الانترنت