Bunca zamandır sorumluluk sahibi, cana yakın biri olmaya... ve aslında var olmayan bu başarıya göre... yaşamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | و كنت هنا طوال الوقت أحاول أن أكون مسئولاً و ساحراً و أحيي هذا النجاح الذي ليس له وجود |
Siktir git adamım. Bak, ben senin Bunca zamandır yaptığının aynını yaptım. | Open Subtitles | عليك اللعنة , يارجل لقد فعلت ما كنت تفعله انت طوال الوقت |
Doğada başından beri çok daha kaotik genetik değişiklik etkileşimi oluyor. | TED | الطبيعة هي تفاعل فوضوي بين التغييرات المورثية وهذا يحدث طوال الوقت |
İhbar. Muhbirin teki olduğunu biliyordum. En başından beri biliyordum. | Open Subtitles | الوشاية , كنت أعرف أنك واشى كنت أعرف طوال الوقت |
Belki Bunca zaman sen hatalıydın, belki kendini güvende hissedemiyor. Bir şey farketmez. | Open Subtitles | , ربما كنت مخطئاً طوال الوقت ربما كانت لا تشعر بالأمان طوال الوقت |
Bütün gün şunu öttürmekten daha iyi bir şey yapamazlar mı? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن لديهم شئ أفضل من القعقعه هكذا طوال الوقت |
Bütün bu süre boyunca gözlerinin kapalı olduğundan tam emin değilim. | Open Subtitles | لا أعرف أن كنت أصدق أنه كان معصوب العينين طوال الوقت. |
Bunca zamandır sana görünmenin asıl sebebi buydu belki de. | Open Subtitles | ممكن أن هذا سبب وجودي لديك طوال الوقت الذي مر |
Peki bu çocuk Bunca zamandır neredeydi ve suç ortağıyla nerede tanıştı? | Open Subtitles | إذن أين كان ذلك الفتى طوال الوقت و أين التقى بشريكه بالجريمة؟ |
Bunca zamandır sana saygı duyduğumu fark etmedin, değil mi? | Open Subtitles | الشيء الذي لم تدركه أنني احترمتك وبجلتك كثيرًا طوال الوقت |
Bunca zamandır gerçek teröristlerin peşindeydik ama bize de tuzak kurdular. | Open Subtitles | كنا نلاحق الإرهابيين طوال الوقت في الفندق وقامت الكاميرات برصدنا أيضاً |
Onun sadece bir sıçan olduğunu düşünüyordum ama başından beri süper sıçanmış. | Open Subtitles | أعتقدت أنه كان مجرد جرذ ، لكنه كان أعظم جرذ طوال الوقت. |
En başından beri gözümüzün önündeydi. Nasıl fark edemedik anlayamıyorum. | Open Subtitles | لقد كان هنا طوال الوقت لا أصدق اننا لم نراه |
Bazıları geri adım atıp başından beri aynı büyük resme baktıklarını fark eder. | Open Subtitles | بعض الناس يعودون قليلاً ليكتشفون الحقيقة وهم ينظرون إلى نفس الصورة طوال الوقت |
Aman Tanrım, bahse girerim bu hergele.... ...başından beri telsiz konuşmalarımızı dinliyor. | Open Subtitles | يا إلهي لابد وأن هذا الوغد كان يستمع لما نقوله طوال الوقت |
Bunca zaman boyunca birisinin Julie'yi çocuğunun malvarlığını paylaştığı için öldürdüğünü düşündük. | Open Subtitles | طوال الوقت نعتقد أن شخص قتل جولى لأن ابنها سيرث ممتلكات مارتن |
Belki de kağıttan kentler derken Bunca zaman... bana bunu söylemeye çalışıyordu. | Open Subtitles | ربما هذا ماكانت تحاول إخباري به طوال الوقت كحديثها عن المدن الورقية |
Ben ağlıyordum, elbiselerini parçalara ayırıyordum. Bütün gün yataktan çıkmıyordum. Sende tam yanımdaydın. | Open Subtitles | كنت أبكي، و كنت أمزق ملابسه و لم أستطع مغادرة الفراش طوال الوقت |
Bunun sebebi Bütün gün kulübede oturup, | Open Subtitles | هذا لأنك جلست فى غرفتك طوال الوقت :وأنت تقول |
Ve bu süre boyunca tereddütlü kalan katılımcılar oldu. | TED | وظّل عدد من المشاركين غير متأكدين طوال الوقت. |
Bu lakaba sahibim diye, daima böyle davranmak zorunda değilim. | Open Subtitles | تلقيبي بهذا اللقب. لا يعني أني سأتصرف بقسوة طوال الوقت |
her zaman. Eve geri döndüğünde ne durumda olduğunu hayal bile edemezsiniz. | Open Subtitles | طوال الوقت , لا يمكنك أن تتخيل حالته عندما يعود إلى المنزل |
Ses bizi sürekli fizyolojik, psikolojik bilişsel ve davranışsal olarak etkiliyor. | TED | الصوت يؤثر علينا من الناحية الفسيولوجية والنفسية، ومعرفياً وسلوكياً طوال الوقت. |
Bu kadar zamandır buradayım, senin odanı hiç görmedim. | Open Subtitles | طوال الوقت الذى كنت فيه هنا . لم أرى غرفتك مطلقاً |
- Ben sana hep tatlısın diyorum. - Biliyorum. Sadece dalga geçiyorum. | Open Subtitles | من الجيد ان يكون لي لقب الحلو انا القبك بالحلو طوال الوقت |
sürekli onu izleyemeyiz ki. her an yanında olmak mümkün değil. | Open Subtitles | لا نستطيع مراقبتها باستمرار ومن المستحيل أن تبقى معها طوال الوقت |
Niye susmayıp beni devamlı konuşmak zorunda bırakıyorsun ki salak geri zekalı? | Open Subtitles | لذا لم لا تخرس عندها لن أتكلم طوال الوقت أيها الأحمق المعتوه |
Acımı dindirmek için tüm zaman boyunca yedim ve sonunda böyle oldum! | Open Subtitles | كنت اكل طوال الوقت لكي اخفف حزني واصبحت هكذا |
Lütfen elleri ve ayakları her daim kayadan uzak tut. | Open Subtitles | لذا رجاءً، ابقِ يديك ورجليك نظيفة من الصخور طوال الوقت |