Aya iniş uzun bir dizi teknolojik zafer bağlamında gerçekleşti. | TED | ظهرالهبوط على القمر في سياق سلسلة طويلة من الانتصارات التكنولوجية. |
ve diğer uzun tanımlayıcı ifadeler ve sana en kısa zamanda dönmek istiyorum, senin için orada olduğumu bilmeni istiyorum. | TED | وسلسلة طويلة من العبارات الوصفية الأخرى، وأريد أن أصل لك بأسرع وقت ممكن، أريدك أن تعلمي أنني سأكون بجوارك دائما. |
Suriye halkı birbirinden farklı geleneklerin birlikteliği ile yaşamını uzun zamandır sürdürmekte. | TED | عاش المجتمع السوري فترة طويلة من التعايش بين التقاليد والخلفيات الثقافية المختلفة. |
Sadece bu şirin yerden uzakta uzun tatil isteyenlere yardımcı oluyoruz. | Open Subtitles | نحن فقط نساعد الناس ليأخذوا اجازة طويلة من هذا المكان اللطيف |
Fakat son yıllarda, bu tartışmaların yaşandığı zamanlarda, uzun süren kuraklıklar ve ardından ani sel felaketleri ve ardından daha fazla kuraklık yaşamaya başladılar. | TED | ولكن، في السنوات الأخيرة، في وقت تلك المحادثة، لم يكن لديهم شيء سوى أزمنة طويلة من الجفاف، ثم الفيضانات، ومن ثم مزيد من الجفاف. |
Bir insan çocuğu doğar ve uzunca bir süre tüketici olarak yaşar. | TED | يولد الطفل الى هذه الحياه ولفترة طويلة من الزمن يكون مستهلك. |
Bir mesaj için oldukça uzun bir yol, değil mi? | Open Subtitles | انها رحلة طويلة من أجل توصيل رسالة، ألا تظن ذلك؟ |
Lokantanın şef garsonunun çok hayati bir defteri defterin içinde de müsait kadınların isimlerinden oluşan uzun bir liste vardı. | Open Subtitles | الذى كتب فيه , ماترى د كتبه التى لا غنى عن تعريفها التى تحوى قائمة طويلة من اسماء النساء المتاحة |
uzun bir süreden sonra nihayet arkadaş olmuştunuz. Bir dakika. | Open Subtitles | لقد أصبحتم أخيراً أصدقاء . بعد فترة طويلة من الزمن |
Garrett'ın ölmesini isteyecek ailelerden ve arkadaşlardan oluşan uzun bir liste düşünebiliyorum. | Open Subtitles | اتخيل ان هناك لائحة طويلة من الاصدقاء و الاقارب سيرغبون بموت غاريت |
Bundan da kurbanın uzun süredir zincirlendiği olduğu sonucu çıkıyor. | Open Subtitles | مما يشير إلى أن الضحية قيدت لفترة طويلة من الزمن |
Böylesine ufak bir dava için yedi yıl çok uzun bir zaman. | Open Subtitles | سبع سنوات هي فترة طويلة من الزمن لقضية صغيرة كان لديك هناك. |
Eğer sen bakmak istemiyorsan, yabancılara ödeme yapabileceğim uzun bir listem var. | Open Subtitles | إن لم تريدين فعلها، لدي قائمة طويلة من الغرباء أستطيع التعاقد معهم. |
İnsanları öldürülmesiyle yada kaçırılması ile ilgili uzun bir listesi var. | Open Subtitles | هناك قائمة طويلة من الناس الذين قتلوا أو اختفوا على يده |
İkincisi, insanlara bu ruhlardan kurtulmaları için uzun süredir yardım ediyorsun. | Open Subtitles | وثانياً، كنتِ تساعدين الناس للتخلص من الأرواح لفترة طويلة من الزمن. |
Stygian cadılar tarafından uzun zaman önce dokunmuş altın yapağı vardır. | Open Subtitles | هناك الصوف الذهبي، المنسوجة منذ فترة طويلة من قبل السحرة جهنمي. |
Açıkçası, zor, uzun süre çalışıyorum, çok fazla yola çıkıyorum. | Open Subtitles | بصراحة، إنه عمل صعب، ساعات طويلة من العمل وأسافر كثيراً. |
Hemen bir fikriniz olabilir, ama bir problem ile ilgili derin düşünce için ve gerçekten bir problemi dikkatli incelemek için, uzun ve bölünmemiş zamana ihtiyacınız var. | TED | قد يكون لديك فكرة سريعة , لكن التفكير العميق حول مشكلة والنظر للمشكلة بعناية , يحتاج لفترات طويلة من الزمن دون انقطاع. |
Dereck Joubert: Evet aslında hayatımız... ...CSI'ın süper uzun bir bölümü gibi... ... 28 yıl gibi bir süre. | TED | ديريك جوبيرت : حسناً, إن حياتنا كانت اساساً تشبه سلسلة طويلة من "تحليل مشهد جريمة"-- لها قرابة 28 سنة. |
Buradaki bitki Güney Afrika'daki bitkilerin bayıldığı bir bitki. Ve dibindeki nektara ulaşmak için uzun bir hortumla evrildiler. | TED | هذه النبتة هنا .. الحشرات في جنوب افريقيا تعشقها .. وقد طورت خراطيم طويلة من اجل ان تصل الى الرحيق في الاسفل |
Ama iyi haber şu ki, yıllardır süren araştırma ve geliştirme çalışmalarımız, daha iyisini yapmamıza izin veren teknoloji ve bilgiye ulaştırdı. | TED | ولكن الخبر الجيد هو عقود طويلة من التجربة والتطوير فد أنتجت تكنولوجيا وعلوم جديدة تتيح لنا أن نؤدي عملنا بشكل أفضل. |
Sen uzunca bir süre kendi aleyhinde kullanırsın. Epey uzun. | Open Subtitles | أنت ستأخذه على نفسك لفترة طويلة من الزمن |