Onu saplamanın Melissa'nın ihtiyacı olan sonu sağlayacağını mı düşündün? | Open Subtitles | هل ظننتِ ان طعنها حتى الموت سيعطيها النهاية التي تحتاجها؟ |
Bir yığın maden suyuyla kimseye fark ettirmeden yürüyüp gidebileceğinimi düşündün? | Open Subtitles | ظننتِ أنكِ ستغادرين .. ومعكِ كرتونة صودا ولن يلاحظ أحد؟ .. |
Beni allayıp pullayıp ünlü kızının dönmesi için yem olarak kullanabileceğini sandın. | Open Subtitles | ظننتِ أنه بإمكانك القدوم وكسائي وتستعملينني كطعم لإغواء إبنتك المشهورة للعودة إليك |
Sanırım bu çocuk senin düşündüğün kadar kolay bir lokma değil. | Open Subtitles | أعتقد أن الولد الأعجوبة ليس ملفوف حول أصبعك بإحكام كما ظننتِ |
Hadi, eğer kız arkadaşı olsaydı seni çiftliğe davet eder miydi sanıyorsun? | Open Subtitles | بحقك , هل ظننتِ إنه سيطلب منك .. مرافقته في العطلة إذا كانت لديه فتاة يواعدها ؟ |
Kan, gerçek beni ortaya çıkarıyor. Farklı bir şey düşünüyorsan, aptalsın demektir. | Open Subtitles | الدماء تخرج ما بداخلي، و لو ظننتِ خلاف ذلك ، فأنتِ حمقاء. |
Cümleye başladığında oldukça zeki konuştuğunu sanıyordun, değil mi? | Open Subtitles | ظننتِ أنّكِ بدوتِ ذكيّة جداً عندما بدأتِ تلك الجملة، أليس كذلك؟ |
Dinle! Sen ve ben, ilk tanıştığımızda sıradan olduğumu düşünmüştün. | Open Subtitles | انصتي، أول مرة إلتقينا، ظننتِ أني مبتذلاً |
Olay yerinde boy gösterdiğimiz için katili yakalayacağımızı düşünüyorsun. | Open Subtitles | ظننتِ لأنّنا ظهرنا فى مسرح الجريمة فنحن خرجنا لنمسك بالقاتل |
Kendini Bennett'ın kız arkadaşı gibi mi düşünüyordun? | Open Subtitles | إذاً ظننتِ أنّك كنتِ صديقةً حميمة لـ بينيت؟ |
Fenianlar, Komünistler, aşağı tabaka insanlar, hepsi aynı diye düşündün. | Open Subtitles | ..ظننتِ أن جيش الثوار و الشيوعيين و الأُناس البسطاء متشابهون |
- düşündün ki olmayan sınırlarını aşabilirsin ve hayatıma milyonuncu kez karışabilirsin? | Open Subtitles | فقط ظننتِ أنكِ ستتخطين حدودكِ الغير موجودة. وتتدخلين في حياتي للمرة المليون؟ |
Çünkü düğmelerime basabileceğini düşündün. Seni suçlamalardan kurtarmamı sağlayabileceğini düşündün. | Open Subtitles | لأنكِ ظننتِ بأنه بوسعكِ التلاعب بي كي أبرئكِ |
Yani gerçekten birkaç hap almanın daha kolay olacağını mı düşündün? | Open Subtitles | إذن ظننتِ أنّه يمكنكِ بهذه البساطة سرقة بعض الأقراص؟ |
Ama gerçekten bu kadar yolu onlar için geldiğimi mi sandın? | Open Subtitles | لكن أحقاً ظننتِ أنني أتيت كل هذه المسافة من أجل مجوهرات؟ |
düşündüğün gibi, O yasadışı burada. | Open Subtitles | إنه في البلاد بصفة غير قانونية تماماً كما ظننتِ |
Evdeyken, sen çöpü dışarı çıkarmamı söylediğinde ben konuyu değiştirdim, seni umursamadığımı sanıyorsun. | Open Subtitles | في المنزل، أخبرتيني أن أخرج القمامة لقد كنت مشتت الذهن، وأنتِ ظننتِ أني أتجاهلكِ |
Eğer tarafsız olamayacağını düşünüyorsan bunu başkasına verebilirim. | Open Subtitles | يمكننى ان أضع أي شخص أخر هناك إذا ظننتِ بأنكِ لن تستطعي أن تقومي بالمهمه |
Sanırım o senin kurtuluşundu. Belki de aşık olduğunu sanıyordun. | Open Subtitles | أظنّه يستغل هذا مهربًا، ربّما ظننتِ أنّكِ مغرمة |
Sen ve ben, ilk tanıştığımızda sıradan olduğumu düşünmüştün. Haklı idin. | Open Subtitles | انصتي، أول مرة إلتقينا، ظننتِ أني مبتذلاً |
Gerçekten seninle olabileceğimi mi düşünüyorsun? Şuna bir tane yapıştırır mısın? | Open Subtitles | هل ظننتِ بصراحة انني سأذهب معكِ؟ هل ستكرهين ذلك؟ |
Ama anlayışla karşıladım, onları koruman gerektiğini düşünüyordun. | Open Subtitles | لكنّني تفهّمتُ الأمرَ فقد ظننتِ أنّكِ يجب أن تحميهم |
Eski bir kurusıkı tabancayla zavallı, yatalak bir delinin bana zarar vereceğini mi sanmıştın? | Open Subtitles | هل ظننتِ حقاً أن عانساً عجوز وكسيح مثير للشفقة قادران على أذيتي؟ |
Ve siz gelip kendiniz görmeyi düşündünüz. | Open Subtitles | وبذلك ظننتِ أن بإمكانكِ القدوم ورؤيتها بنفسكِ؟ |
Bak, bunun çok kötü olduğunu biliyorum, ama eğer arkadaşlarının yalnız gitmene izin vereceğini... sanıyorsan, o zaman delisin demektir. | Open Subtitles | أعلم أنّ الأمور تسير على نحو مُريع و لكن إذا ظننتِ أنّ أصدقائكِ سيدعونكِ تتكبدى العناء وحدكِ فهذه حماقة منكِ |
Seni aldattığımı düşündüğünde nasıl hissettiğini biliyorum ve asla böyle bir şeyi yaşamanı istemiyorum. | Open Subtitles | أعلم كيف كان شعوركِ عندما ظننتِ بأني أخونكِ. ولاأريدكِ أن تكوني في أمر كهذا. |
Anne, birini sevdiğini sandığın zaman ne yaparsın? | Open Subtitles | أمي، ما ذا تفعلين إن ظننتِ أنكِ تحبين شخصا ما؟ |
Muhtemelen hayal kırıklığına uğrayacağını düşünmüşsündür. | Open Subtitles | ربما ظننتِ أنني لن يمكنني الاستمرار بهذا لا. |