Ve bu çok küçük bir şeymiş gibi gelebilir, fakat bu size dünyanın gerçekten adil olmadığı hissini verebilir. | TED | قد تبدو هذه الأشياء صغيرة و روتينية لكن بامكانها أن تعطيك ذالك الشعور أن العالم في الحقيقة ليس عادلاً |
Sayın yargıç, adil olmaya çalıştığınızı fark ettim ve ben...ben o anın heyecanıyla söylenen sözler için çok üzgünüm. | Open Subtitles | إننى أدرك أن سيادتك تحاول أن تكون عادلاً إننى آسف جداً على أى ملحوظات لقد كانت وليدة اللحظة الحارة |
Erkekle şimdi dört dişi var. Bir numara. Oldukça adil görünüyor. | Open Subtitles | الآن هناك أربع إناث مع الذكر الأول، هذا لا يبدو عادلاً. |
Hayır, asıl haksızlık olan benim sizlerle hiç kamp yapamamış olmam. | Open Subtitles | لا، إنّ ما ليس عادلاً هو عدم ذهابي معكم للتخييم إطلاقاً |
Bu hiç de adil değil, sırf onun yüzünden vaktimi... buna devam edemeyeceğim. | Open Subtitles | أتعلم ليس عادلاً أن لا أتمكن بسببه قضاء الوقت.. من الصعب إكمال هذا |
Bence bu çok adil. O hiçbir zaman bir zam almadı. | Open Subtitles | حسناً، أظن ذلك مبلغاً عادلاً فهو لم يحصل على علاوة قط |
İkimiz için de adil olmazdı. Duygularım konusunda dürüst olmadım. | Open Subtitles | لم يكن الأمر عادلاً لكلانا لم أكن صادقة بشأن مشاعري |
Bu hiç adil değil Earl. Köpekler genelde it gibi koşar. | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً ايرل، فالكلب معتاد على التسابق على قوائمه الأربع |
İkimize karşılık tüm rehineler pek adil görünmüyor, değil mi? | Open Subtitles | إثنان منّا مقابل الرهائن جميعاً، لا أظن أن ذلك عادلاً |
adil olmak gerekirse, o konuda hatalı olduğunu kabul etti. | Open Subtitles | , كي اكون عادلاً لقد اعترف انه اخطا في هذا |
İkinizi de dengede tutmaya çalışıyorum. İkinize de adil davranmak istiyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أكون حيادياً أريد أن أكون عادلاً معك و معه |
senin devam etmeni istemiyorum ve bu hiç adil değil. | Open Subtitles | أنا لا أريدك أن تمضي قدماً , وهذا ليس عادلاً |
Tanrım, bu hiç adil değil. Lütfen bana bunu yapma. | Open Subtitles | .يا إلهي, هذا ليس عادلاً .رجاءاً, لا تفعل هذا بي |
eğer adil değilse tabii ki tekrar konuşabiliriz veya başka birşey düşünebiliriz | Open Subtitles | إن كان غير عادلاً لكي بالطبع يمكننا التحدث والتفاهم حول شيء آخر |
Çünkü hanımlar ve beyler, dünya adil değil. | TED | لأن العالم يا سيداتي وسادتي ليس عادلاً. |
Hayır, bu yüzden iklim değişikliğini çok önemsiyorum çünkü kesinlikle adil değil. | TED | بحق السماء، لا، ولهذا أكترث بالتغير المناخي، لأنه حتماً ليس عادلاً. |
Sorunuma bir çözüm bulamayınca başka bir toplantıya katılıp herkes için adil olan bir sistem öne sürmeye karar verdim. | TED | بعدما لم تُحل مشكلتي قررت حضور لقاء آخر وأن أفرض نظاماً يكون عادلاً للجميع. |
- Bu haksızlık ama. - Hadi aradan, haksızlıkmış. Dosdoğru. | Open Subtitles | ـ هذا ليس عادلاً ـ تباً للعدل ، هذا صحيح |
Sana karşı dürüst değilim, ve ne yaptığımı da bilmiyorum. | Open Subtitles | إنه ليس عادلاً بالنسبة لكِ وأنا لا أعرف ما أفعل |
Bu doğru değil. Kasabadaki insanların sana yapmak istedikleri doğru değil. | Open Subtitles | هذا ليس عادلاً ما يحاول الناس في هذه البلده فعله بحقك |
Benim de ondan sakladığım sırları göz önüne alırsak bu gayet makul. | Open Subtitles | هذا يبدو عادلاً مع الأسرار التى أخبأها عنها |
Ona karsi dirençli olmama gerek yok, adaletli olmam gerek. | Open Subtitles | لا يجب أن أكون قوياً معها يجب أن أكون عادلاً |
Çünkü daha sonra gelip de adaletsiz davrandığım için şikâyet etmenizi istemiyorum, Paul? | Open Subtitles | الأن لا أريدكم جميعاً تأتون إلى هُنا لاحقاً وتشكون بإنني لم أكن عادلاً. |
Şu dakikadan sonra yapacağım her şey kurallara uygun yani. | Open Subtitles | لذلك أعتقد أن كل ما يحصل بعد ذلك، يعتبر... عادلاً. |