Asırlardır Goa'uld'un hükmü altında yaşamışlar... özgürlüklerinden yine vazgeçmeye niyetleri yok. | Open Subtitles | لقد عاشوا تحت حكم الجؤولد لقرون. انهم ليسوا على وشك التخلي عن حريتهم من جديد. |
Ülkemizi, yiyeceğimizi ele geçirdiler. Evlerimizde yaşıyorlar. | Open Subtitles | لقد اغتصبوا ارضنا , غذائنا , عاشوا داخل منازلنا |
Burada yaşayan insanların çoğunluğu; ya kıyı köylerde balıkçılık yaparak yaşıyorlardı, ya da göçebelerdi, çevrede su bulabilmek için dolaşıyorlardı. | TED | معظم الناس الذين عاشوا هنا سواء على الساحل او في القرى او صيد الاسماك او البدو الذين يتنقلون في الجوار بحثا عن الماء. |
Peki Miglioritiler uzun zamandır bu kasabada mı yaşıyor? | Open Subtitles | و ميجليوريتى عاشوا هنا فى هذه المدينه من مده كبيره ؟ |
Zamanın izleri bunlar, dostum. Bu adamlar dolu dolu yaşamış. | Open Subtitles | إنها علامات الزمن يا رجل هؤلاء الرجال عاشوا حقاً, أتفهمنى؟ |
Dün yaşadıklarını ve yarın da yaşayacaklarını biliyorlar. | TED | يدركون انهم عاشوا البارحة و انهم سوف يعيشون غدا. |
Tek bildiğim şey 20,000 kölenin benimle birlikte bu küçük kilisede yaşadığı gerçeği. | Open Subtitles | كل ما أعرفه 20 ألف من الرقيق عاشوا معي في هذه الكنيسة الصغيرة |
Aslında, Samanyolu ve Pegasus galaksilerinde bulunan birçok gelişmiş medeniyet son derece güçlü teknolojileri gizleyen ilkel taş yapılarda yaşamışlar. | Open Subtitles | فى الواقع العديد من حضارات الفضائين وجدت فى درب التبانة ومجرة بيغاسوس عاشوا فى بدائية من العمران بالحجارة |
Hmm, demek Hardiment'ler yüzyıllarca burada yaşamışlar? | Open Subtitles | إذا عائلة هارديمينت عاشوا هنا لعدة قرون، صحيح؟ |
Babası dış işlerindeydi. Asya ve Avrupanın heryerinde yaşamışlar. | Open Subtitles | قبل أن يموت، عاشوا في جميع أنحاء أوروبا وآسيا. |
Ormanlarda, tepelerde yaşıyorlar. Küçük gruplar halindeler. | Open Subtitles | شمالاً في البلاد الزراعية حيث الغابات والتلال عاشوا هناك في مجموعات صغيرة |
Gezegeni ziyaret etmeden emin olamam, ama eğer veriler doğruysa, Proculis'teki insanlar ortalama bir yaşam olarak çok ama çok uzun zaman yaşıyorlar. | Open Subtitles | لا يمكننى التأكد لكن لو كانت البيانات صحيحة ، فأهل بروكليوس عاشوا لمدة طويلة فى حالة مثالية لمدة طويلة للغاية |
Fakat milyonlarca yıl önce insanlar ve insan atalarımız, birkaç bireyden oluşan küçük topluluklarda yaşıyorlardı. | TED | ولكن لملايين السنوات، الجنس البشري وأسلافنا البشر عاشوا في مجتمعاتٍ صغيرة مكونةٍ من دزيناتٍ قليلة من الأفراد. |
Ana kampın hemen yanındaki evlerinde birlikte yaşıyorlardı. | Open Subtitles | هم عاشوا جميعاً معاً في منزل على حافة المعسكر الرئيسي |
Alman ırkından olanlar, zamanında evlerinden atılarak sürgün edilip, şimdi Auschwitz'de yaşıyor olan Almanlar'la beraber bu yeni şehirde yaşayabilirdi. | Open Subtitles | الأقلّيات العرّقية الألمانية ستعيش هنا الآن مع أولئك الذين عاشوا حالياً فى البلدة واُلقوا من بيوتهم وأبُعدوا |
Ayrıca bu mahallede yaşayan veya yaşamış insanlardan, Amerikan tarihine ilişkin hatırlanmaya değer şeyler toplamaya başladık. | TED | وقد بدأنا أيضًا بجمع مواد تذكارية من التاريخ الأمريكي، من أناس يعيشون أو عاشوا في ذلك الحيّ. |
Buradan önce nerede yaşadıklarını, ne yiyip ne içtiklerini biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم أين وكيف عاشوا من قبل؟ ماذا يأكلون؟ |
Bu, yasanın ve düzenin olmadığı insanların birbirinden korkarak yaşadığı güçlünün zayıfı ezdiği karanlık bir çağdı. | Open Subtitles | وكان هذا عصر مظلم بدون قوانين الرجال عاشوا خوفا من غيرهم |
...1990 yılında Florida'da çocuk evlat edinmek isteyen aileleri bulalım,.. ...ve kaçının Hampton'da yaşadığını öğrenelim. | Open Subtitles | الذين كانوا يسعون للتبني في 1990 و لنرى كم منهم عاشوا في هامبتون |
Dünya nüfusunun 1/5'i İngiliz bayrağı altında yaşadı ve öldü. | Open Subtitles | بالضبط خُمس سكان العالم عاشوا وماتوا تحت حُكم الراية البريطانية |
Tüm hayatı boyunca bu şartlar altında yaşayan bir çok arkadaşım var. | Open Subtitles | لقد بدأنا: مجتمع لدي أصدقاء قد عاشوا في هذا التعارض طيلة حياتهم |
Bizimkilerin çoğu ise daha yavaş bir yaşam için her şeylerini verirler. | Open Subtitles | السَّواد الأعظم من قومي ممن عاشوا حياة خاطفة، كانوا سيبيعون أرواحهم لإبطاء إيقاعها. |
Aralarında 4,5 kilometre var, ama sosyal ve iş yaşamları kesişmiyor. | Open Subtitles | عاشوا على بعد ثلاثة أميال من بعضهما البعض لكن حياتهم الاجتماعية والعملية لا تتداخل |
Bu evde kaç yıldır yaşıyormuş? | Open Subtitles | يَبْدو مثل هم عاشوا في الذي يُسكنُ حياتَهم المُتَزَوّجةَ الكاملةَ. |
Onlar, cesaret, kahramanlık ve onur üzerine kurulu özel bir dünyada yaşarlarmış. | Open Subtitles | عاشوا بعالم إستثنائي مبني على الشـجاعة والـفروسـية والـشرف |
İnsanlara, yerlilerin barış içerisinde yaşadıkları halde yine de güçlü olduklarını ve topraklarının ellerinden alınmasına göz yummayacaklarını anlatmalıydım. | Open Subtitles | يجــبُ أقول للناس أنهُ بالرغم من أن الأشخاص الطبيعيون عاشوا في بأمان كانوا أقوياء حتى الآن لم يعانون بأراضيهم |