Elbette tüm bunların aptal kahramanı, uzun zamandır acı çeken Bay Wilkes. | Open Subtitles | وبالطبع الشخصية الهزلية في كل هذا هو السيد ويلكس الذي عانى طويلاً |
Böyle acı çekip çekmediğini, onun başına bunun gelip gelmediğini merak ediyordun. | Open Subtitles | أنك تتسائلين هل هو عانى مثل ذلك أو أن ذلك حدث له |
Geçtiğimiz beş yıl boyunca, çok zor şeyler yaşadı ve asla mızmızlanmadı. | Open Subtitles | إنهفقط لقد عانى كثيراً في السنوات الخمس الماضية، وهو لم يشتكى قط |
Bu adam, ölümünden önce ciddi bir kalp rahatsızlığı yaşamış. | Open Subtitles | نعم، هذا الرجل عانى من نوبة قلبية حادة قبل موته. |
O zor zamanlar geçirdi biliyormusun, ama şimdi o Trotter ile birlikte. | Open Subtitles | عانى كثير من الوقت من هذا العالم ولكن الان هوة في تحسن |
Parkinson ve pankreatit hastalığından muzdaripti, ve çocuk olarak, kahramanımı bu kadar acı çekerken izlemek çok zordu. | TED | لقد عانى من الشلل الرعاش والتهاب البنكرياس، وكطفلة، كان من الصعب علي مشاهدة بطلي يتألم كثيراً. |
Yani Barack Obama'nın tarihi başkanlığını kazandığı gece lezbiyen ve gey camiası en acı verici yenilgilerimizden birini yaşadı. | TED | ففي نفس الليلة التي فاز باراك اوباما بمنصبه التاريخي عانى مجتمع المثليين واحدة من أكبر خيبات الامل |
O Amerika'da önceki vatandaş haklarından... ...acı çeken tek insan değildi. Ve kesinlikle o dönemin mükemmel nutkunu atan | TED | فهو لم يكن الوحيد الذي عانى من العنصرية ولم يكن حتما الوحيد البارع في إلقاء الخطابات في زمانه. |
Amerika'daki önceki insan haklarında... ...sadece acı çeken tek insan değildi. | TED | ولم يكن الرجل الوحيد في أمريكا الذي عانى من التميز العنصري في أمريكا. |
Bu mahkum, 3 gün boyunca çok yoğun bir acı ve şok yaşamıştır. | Open Subtitles | لقد عانى السجين ثلاثة أيام من العذاب النفسي العميق والصدمة |
Peki iş arkadaşları ya da eski sevgilileriyle anlaşmazlık yaşadı mı? | Open Subtitles | حسنا هل عانى من مشاكل مع زملاء او خليلات سابقات ؟ |
Görünüşe göre kötü bir boşanma yaşamış. | Open Subtitles | لقد عانى من مشكلة طلاقه عنده مشكلة فى الشراب |
Bir sinir krizi yaşamış fakat bence ailesini o öldürmedi ve hâlâ karısını sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | . أنا احتاج طريقة للدخول لقد عانى من إنهيار |
Ağır bir travma geçirdi. | Open Subtitles | لقد عانى من ارتجاج بالمخ، هذا النوع من الصدمة سوف |
6 hafta boyunca gittikçe artan ve daha da berbat bir hal alan baş ağrıları vardı. | TED | عانى من صداع طيلة الأسابيع الست الماضية ثمّ ازداد سوءًا أكثر فأكثر فأكثر. |
Bunları önceden yaşayan birinden küçük bir tavsiye sadece. | Open Subtitles | مجرّد نصيحة مجّانية من شخص عانى من ذلك من قبل |
Bay Howard'ın dünya rekoru kırma girişiminde zihinsel bir çöküş yaşadığı gelen haberler arasında. | Open Subtitles | وتشير التقارير المتناقضة الى ان السيد هوارد عانى من نوع من الصدمة النفسية |
Monsieur Gascoigne'un kalp ya da beyninden bir kriz geçirmiş olması mümkün mü? | Open Subtitles | هل من الممكن أن السيد "غازكوين" عانى من نوبة قلبية أو دماغية ؟ |
Halkımın isyandan dolayı çektiği ceza benim suçum oluyor. | Open Subtitles | العقاب الذي عانى منه شعبي بسبب حماقتنا السابقة كان خطئي |
Doktorlar sonradan bana, adamın acı çekmeden öldüğünü çünkü havada kalk krizi geçirdiğini söylediler. | Open Subtitles | وأبلغ الأطباء في وقت لاحق لي عانى الرجل الموت غير مؤلم لأنه قد تسللوا الى سكتة قلبية قبل أن تصل إلى الأرض. |
Söylentilere göre, Başkan'ın, başarısızlıkla sonuçlanan suikastte aldığı yaralar iyileşmiş ve kısa bir süre sonra demeç vermesi bekleniyor... | Open Subtitles | وقد تعافى الرئيس بشكل غير مباشر من إصاباته التى عانى منها نتيجة محاولة إغتياله والمتوقع أن يُلقى كلمة قريباً |
Hepinize, kayıp geçirdiğimiz on yıl içinde, son derece büyük acılar çekmiş birini getiriyoruz. | Open Subtitles | لقد أحضرنا لكم شخص عانى ما هو أسوأ من الموت خلال 10 سنوات ضائعة |