Birbirine kenetlenen iki bedenden ibaret değil. Hayat bu demek. | Open Subtitles | الأمر ليس فقط عبارة عن جسدين يتبادلان الحب ,إنها الحياة |
sadece bazı ülkeler serbestleştirme... ...veya düzenleme olmaksızın ... ...cazip yatırımların ve ticari teşvikin... ...en iyi yol olduğuna inanıyorlar. | TED | بعضهم عبارة عن بلدان تؤمن بأن إزالة التشريع أو عدم وجود التشريعات هو أفضل طريقة لجلب الاستثمارات و الترويج للتجارة |
Çünkü toplam süre, var olan blok sayısının faktöriyelinin bir fonksiyonudur. | TED | وذلك لأن الوقت الكلي عبارة عن وظيفة عاملية لعدد الأحجار المتواجدة. |
Peki, oradaki hayvanlar ayinler için bir tür adak mı? | Open Subtitles | إذا فتلك الحيوانات بالخارج.. كانت عبارة عن قرابين حية للأرواح؟ |
Bir fotoğraf yapıştırmak kağıt ve yapıştırıcıdan ibarettir. | TED | عندما نلصق صورة. ذلك عبارة عن ورق وغراء. |
Bu sadece hepsini bulup, oraya gitme ve bunlarla ilgili bir şeyler yapma meselesi. | TED | المسألة عبارة عن البحث عنهم ، الوصول إليهم ، ومن ثم فعل شيء تجاهه. |
Tabi pek çok çevreci büyümenin iyi olduğunu söylemez, çünkü, lügatımızda, asfalt aslında iki kelimeden oluşur: suç atmak. | TED | بعض خبراء البيئة الآن لا يقرّرون أن النمو جيد. لأن، في معجمنا، الأسفلت هو عبارة عن كلمتين: وضع اللوم. |
Ve bayrakları ise kırmızı üzerine iki başlı bir kartal. | Open Subtitles | والعلم القومي عبارة عن نسر ذو رأسين على خلفية حمراء |
Milyarlarca yıldan beri buradalar ve "tek hücreli mikroskobik canlılar" olarak tanımlanabilirler. | TED | وجودها يعود لبلايين السنين و هي عبارة عن كائنات مجهرية وحيدة الخلية |
Bu yeşil şeyler mikroskopik bir organizma olan bir tür alg olup, Ölü Vadi'nin zor koşullarına bile dayanıklılık gösterebilmektedir. | Open Subtitles | هذه اللطخات الخضراء، عبارة عن طحالب، كائنات مجهرية بإمكانها أن تنمو حتى في أقسى الظروف المناخية المتغيرة في وادي الموت. |
Juan Ramos, buradan uçup gitmesi diplomatik dokunulmazlık durumu tam bir rezalet. | Open Subtitles | كما تعلم يغادر من هنا موضوع الحصانة الدبلوماسية عبارة عن شيء نتن |
Bana göre, araba içinde birinin oturduğu büyük metal bir kutudan ibaret. | Open Subtitles | بالنسبة إلي فإن السيارة عبارة عن صندوق من المعدن وبداخلها شخص ما |
Sonunda durdu ve beni tek bir odadan ibaret olan bir kulübeye doğru götürdü. | TED | وفي النهاية، توقف وقادني إلى داخل كوخ ما والذي كان عبارة عن غرفة صغيرة واحدة |
Vatan denize dökülen bir nehir dizisinden ibaret. | Open Subtitles | أرض الأجداد عبارة عن سلسلة من الأنهار تصب في البحر. |
Saatin sadece kendi parçalarının bir bütünü olması saati bir illüzyon yapmadı. | TED | لا تعتبر الساعة وهمًا لأن الساعة ليست إلا عبارة عن مجموع أجزائها. |
Bu sadece bir oyun. Ya onlar ya da biz. | Open Subtitles | إنها فقط عبارة عن لعبة, هو أمّا هم أو نحنُ |
Hayatımda değer verdiğim yegane insanlar olan üç arkadaşımla benim öyküm. | Open Subtitles | هذه هى قصتى والتى عبارة عن ثلاثة أصدقاء حقيقيين فى حياتى |
Tedbirsiz müşteriler için bir çeşit otomatik organ koleksiyon istasyonu. | Open Subtitles | هو عبارة عن محطة لجمع الأعضاء تشغل أوتامتيكيا للمتعشي الغافل. |
Bunu anlamam gerekirdi. Benim hayatım senin için bir oyun mu? | Open Subtitles | كان علي أن أعلم، هل كانت حياتي كلها عبارة عن لعبة |
Taşınırken, tüm dünyanız kutulardan ibarettir. | Open Subtitles | عندما تنتقل من مسكنك، يصبح عالمك عبارة عن صناديق |
Taşınırken, tüm dünyanız kutulardan ibarettir. | Open Subtitles | عندما تنتقل من مسكنك، يصبح عالمك عبارة عن صناديق |
Büyük bir problem ve iğne ve şırınga ile ilgili çünkü aşının sıvı hali soğutmaya ihtiyaç duyuyor. | TED | وهذه مشكلة كبيرة، وهي مرتبطة بالإبرة والحقن لان اللقاح عبارة عن سائل، وحينها فهو يحتاج الى تبريد. |
Ve bu alet aslında kişiye kendi içini dinleme olanağı veriyor. | TED | وهو عبارة عن أداة في الواقع تمكن الشخص الاستماع إلى أحشائه. |
Beşincisi ise karşıdaki kütüphanede bir heykelin içerisinde saklanmış durumda. | Open Subtitles | والخامس عبارة عن نحت مجوف في مكتبة تقع في الطريق، |
O kadar büyük bir köpekbalığı, bir tondan ağır gelebilir ve 90 kiloluk bir deniz aslanını bir öğün olarak yiyebilir. | Open Subtitles | قرش بذلك الحجم قد يزن أكثر من طن و يمكنه بسهولة إلتهام وجبة واحدة عبارة عن أسد بحر يزن 200 رطل |
Hayır, bir sürü ıvır zıvır. tam bir bubi tuzağıydı. | Open Subtitles | كلّا، كانت عبارة عن كتلة من النفاياتِ تبدو كالعبوّة الناسفة |